Adalet Bakanı Ergin cezaevlerinin güvenliğinin bakanlığa bağlı ceza infaz memurlarınca yapılmasını sağlayacak tasarının Başbakanlığa gönderildiğini söyledi.
Abone olAdalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Ceza infaz kurumlarının dış güvenliğinin de Adalet Bakanlığına bağlı ceza infaz memurlarınca yapılmasını sağlayacak kanun tasarımız parlamentoya sevk edilmek üzere Başbakanlığa gönderildi. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısında ümit ediyorum bu tasarıyı görüşeceğiz ve parlamentoya sevk edeceğiz'' dedi.
Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi'nde düzenlenen ''Malatya Cezaevi Okuyor Kampanyası''nın ödül törenine katılan Ergin, kampanya kapsamında en çok kitap okuyan mahkumlara sertifikalarını verdi. Dereceye giren mahkumları diz üstü bilgisayarla ödüllendiren Ergin, sertifika töreninde yaptığı konuşmada, şu anda Türkiye'de 371 Ceza İnfaz Kurumu olduğunu, bu kurumlarda 130 bin hükümlü ve tutuklu bulunduğunu aktardı.
''Bu kurumlara keşke hiç ihtiyaç olmasa'' diyen Ergin, Ceza İnfaz Kurumlarının insanca barınılabilecek, evrensel standartlarda yerler olması için çalıştıklarını belirterek, ''Son 10 yılda yaklaşık 205 Ceza İnfaz Kurumu kapatıldı. Daha modern infaz yöntemlerinin tatbik edilebileceği Ceza İnfaz Kurumları yapıldı. Bu değişim ve dönüşüm sürecimiz devam ediyor'' diye konuştu.
Ergin, Ceza İnfaz Kurumlarının hükümlü ve tutukluluların hem sosyal ilişkilerini geliştiren, hem mesleki becerilerini artıran, hem de onları tekrar dönecekleri toplumun içerisinde rahatça hayatlarını idame ettirecekleri duruma getiren yerler olması için çalıştıklarını ifade etti.
Ceza infaz kurumlarının dış güvenliği
Sadullah Ergin, ceza infaz kurumlarının dış güvenliğini jandarmanın, iç güveniğini Adalet Bakanlığına bağlı ceza infaz memurlarının sağladığına değindi. Bakan Ergin, ''Ceza infaz kurumlarının dış güvenliğinin de Adalet Bakanlığına bağlı ceza infaz memurlarınca yapılmasını sağlayacak kanun tasarımız parlamentoya sevk edilmek üzere Başbakanlığa gönderildi. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısında ümit ediyorum bu tasarıyı görüşeceğiz ve parlamentoya sevk edeceğiz'' diye konuştu.
Böylece ceza evlerinde iç ve dış güvenlik arasında zaman zaman koordinasyon noktasında yaşanan sorunların en aza ineceğine işaret eden Bakan Ergin, jandarmanın da asli görevi olan kolluk görevlerine daha rahat zaman ayıracağını, esas görevi olan kırsal asayişi sağlayacağını ve ülke güvenliğine katkı sunacağını belirtti.
Törende mahkumlar adına konuşan Volkan Kardeş, ceza evinde çeşitli eğitimlere katıldığını ve üniversite sınavına girdiğini, şimdi de açık öğretim kamu yönetimi bölümünü okuduğunu söyledi. Kardeş, mahkumların af isteğini de dile getirdi.
Yargıyı hızlandırma noktasında üçüncü adım
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kent merkezindeki bir restoranda Malatya'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle de bir araya geldi.
Ergin, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli bir değişim dönüşümden geçtiğini söyledi. Yargıyı hızlandırma noktasında üçüncü adımı attıklarını belirten Ergin, ''Bu paketi önümüzdeki hafta içerisinde parlamentoya sevk ediyoruz. Tasarının metin hazırlığı bitti. En kısa sürede meclisimizden geçmesi için de gayret sarf edeceğiz. Tüm bunların sonunda Türkiye şu anda son yıllarda yapmış olduğu çalışmalarda önemli mesafeler kat etti. Bu kat ettiği mesafeleri taçlandıracak, milletimizin özlemle beklediği güven veren adaleti tesis etmiş olmanın huzurunu beraberce paylaşacağız'' dedi.
Kendi içerisinde bir istikrar adası
AK Parti Malatya İl Başkanlığını da ziyaret eden Bakan Ergin, yapılan hizmetleri değerlendirdi. AK Parti'nin iş başına gelmesi ile beraber, ekonominin güçlenmesi, kaynakların doğru yere, doğru şekilde harcanması ile beraber hizmetlerin bereketlendiğini ifade eden Ergin, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna her alanda yapılan ve göz kamaştıran hizmetler, yatırımlar... Bugün geldiğimiz noktada Avrupa'da bakıyorsunuz ciddi ekonomik krizler var. Dünya ekonomisine bakıyorsunuz, daralmalar, dar boğazlar var. Orta doğu coğrafyasına bakıyorsunuz,hem ekonomik, hem toplumsal çalkantılar söz konusu, siyasi krizler var. Bütün bu etrafımızda oluşan olumsuz tablo içerisinde 74 milyonluk büyük ülke Türkiye, kendi içerisinde bir istikrar adası olarak yolculuğuna devam ediyor'' dedi.
Bugünkü bu istikrarın, güvenin, gelişmenin, kalkınmanın temelinde 2002'de sağlanmış olan güven ve siyasi istikrarın olduğunu bildiren Ergin, ''O güven ve siyasi istikrar, samimi olan bir kadronun samimi duygularla yola çıkması, milletin hayır duasının onun üzerine gelmesi. Bunlar bir araya gelince Allah'ın yardımı da yetişiyor. Bu terkip bir araya geldiğinde başarı mukadder. Bu terkibi bozmamamız gerekiyor'' ifadesini kullandı.
Son 9 senede AK Parti en büyük icraatını yaptı
Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığına işaret eden Ergin, şunları kaydetti:
''Türkiye dostuna güven veren, Türkiye için hayırlı şeyler düşünmeyenleri de endişe içine sevk eden güçlü bir bölgesel ve küresel aktör haline geldi. Türkiye BM'de nice aradan Güvenlik Konseyi üyeliği yaptı. Türkiye İslam Konferansı Teşkilatının genel sekreterliğini şu anda deruhte ediyor. Türkiye Avrupa Konseyinde dönem başkanlığı yapıyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis Başkanlığına bir Türk milletvekili geldi. Bütün bunlar kara kaşımıza, kara gözümüze olan şeyler değil. Türkiye'nin oluşturduğu güven ve istikrar ve itibar bize bunları getirdi.''
Birtakım tertiplerin, toplum mühendisliği faaliyetlerinin, suikastların, karanlık cinayetlerin, kitlesel eylemler, değişik facialar yaşattığını ifade eden Ergin, şöyle devam etti:
''20. yüzyıla girerken AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten bir Türkiye'ye, bu manzaralar yakışıyor muydu? Büyük Türkiye'ye bunlar yakışıyor muydu? Türkiye bu şekilde yoluna devam edebilir miydi? Millete rağmen bu yetkileri kullanan vesayet organları artık aradan çekilmeli, millet ile onu yönetenler doğrudan temas içerisinde olabilmeli idi. Bunu sağlayabilmek için son 9 senede AK Parti en büyük icraatını yaptı. Demokrasimiz üzerindeki gölgeleri kaldıran, vesayeti kaldıran ve bu ülkede tertiplerin, toplum mühendislerinin, karanlık odakların ortaya koyduğu senaryoların bir daha yaşanmaması, demokrasimizin askıya alınmaması, bu ülkede darbelerin olmaması, gözyaşlarının akmaması ve egemenliğin millette hakikaten olması için önemli demokratik adımlar attı. Anayasa değişiklikleri yaptı''