BIST 9.911
DOLAR 35,42
EURO 36,34
ALTIN 3.071,78
HABER /  GÜNCEL

Cezaevlerindeki gazeteci yakınları dayanışma peşinde

Tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı açısından dünyada lider ülkeler arasında bulunan Türkiye’de, cezaevlerindeki gazetecilerin yakınları dayanışması çabası içine girdi.

Abone ol

İbrahim Çiçek geçen Mayıs serbest bırakıldı

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 59. yıldönümü olan 10 Temmuz gününü, “Dayanışma Günü” ilan ederek, cezaevlerindeki bazı gazetecilerin yakınlarını İstanbul’da bir araya getirdi.

Tutuklu ve hükümlü gazetecilerin yakınları, Maçka Sanat Parkı’ndaki İfade Özgürlüğü Anıtı önünde konuştu. Konuşmacılar arasında cezaevinden yeni çıkmış gazeteciler de vardı.

Ortak talep, basına kısıtlama getiren yasaların ortadan kaldırılmasıydı.

Gazeteci örgütlerine göre, kısıtlama getiren toplam 22 yasa arasında başı çekenler, Terörle Mücadele ve Türk Ceza yasaları.

Yıllar süren uzun tutukluluk süreleriyle sonuçlanan kararları nedeniyle, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması da başta gelen talepler arasında.

Binlerce gazeteci hakkında dava

Dayanışma Günü’nün açılış konuşmasını yapan TGS Başkanı Ercan İpekçi, halen cezaevlerinde 70 gazeteci olduğunu söyledi.

İpekçi, bunlara, son 2 buçuk yıl içinde cezaevlerinden tutuksuz yargılanması için salıverilen 41 gazeteci daha eklendiğinde, cezaevleriyle tanışan gazeteci sayısının toplam 111’i geçtiğini söyledi.

TGS Başkanı, “Basın mensupları bugün mesleki faaliyetleriyle demokrasi mücadelesi verirken, ‘terör örgütü üyesi’ olmak ya da ‘terör örgütü propogandası’ yapmakla itham ediliyorlar” dedi.

Gazeteci örgütlerine göre, yalnızca İstanbul Bakırköy Adliyesi’nde, gazeteciler hakkında açılmış 2 binden fazla dava var. Bu rakamın, ülke genelinde onbinler olduğu tahmin ediliyor.

Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre, dünya çapında cezaevlerindeki gazeteci sayısı açısından 34’er gazeteciyle Çin ve İran başı çekiyor.

Türkiye’deki gazeteci örgütlerine göre ise, tutuklu ve hükümlü 70 gazeteciyle Türkiye bu konuda dünya lideri.

10 Temmuz ''Dayanışma Günü'' ilan edildi

Tutuklu ve hükümlü gazeteciler arasında, sol görüşlü ve Kürt gazeteciler başı çekiyor.

Hükümete karşı darbe iddialarınının görüldüğü “Ergenekon Davası” nedeniyle, bunların arasına kamuoyunun yakından tanıdığı isimler de eklendi.

Şener ve Şık'ın tutuklanması

Bugün Meclis’teki yemin krizinin önemli nedenlerinden biri olarak değerlendirilen Cumhuriyet Halk Partisi’nin hapisteki iki milletvekilinden biri, Cumhuriyet gazetesi eski Ankara temsilcisi Mustafa Balbay.

Gazeteci örgütlerinin tepkilerini körükleyen ise, geçen yıl Mart ayında Ahmet Şık ile Nedim Şener’in aynı dava nedeniyle tutuklanmaları olmuştu.

Şık, “Ergenekon’da kim kimdir” başlıklı bir kitabın iki yazarından biri. Çeteler ve insan haklarıyla ilgili çalışmalarıyla biliniyor.

Şener ise, 4 yıl önce öldürülen Ermeni gazeteci Hrant Dink cinayetinde güvenlik güçlerini eleştiren haber ve kitaplarıyla tanınan, yerli ve yabancı bol ödüllü bir gazeteci.

Cezaevlerindeki gazetecilerin yakınlarının dayanışma günündeki konuşmacılar arasında Nedim Şener’in eşi Necibe Şener de vardı.

Necibe Şener, ''Benim eşim tutkulu bir adamdır. Bu tutkusunun sonucunda her zaman ödüle boğuldu. Biz de, onun aldığı ödüllerle hep gurur duyduk. Ama şimdi, ben tutuklu bir gazetecinin eşi olarak buradayım.'' diye konuştu.

Necati Abay ise, Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu Sözcüsü olarak bir konuşma yaptı. Atılım gazetesi çalışanı Abay, Terörle Mücadele Yasası kapsamında 18 yıl 9 aya hüküm giymiş bir gazeteci ve davası yüksek mahkemede görülüyor.

Necibe Şener: Eşimin aldığı ödüllerle gurur duyduk

''Binlerce gazeteci yargı kıskacı altında. Binlercesi daha hapis tehdidiyle karşı karşıya.'' diyen Necati Abay, ''Bunların hepsinin nedeni, Terörle Mücadele Yasası. Bu yasa iptal edilmeden Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda bir ilerleme sağlanamaz.'' görüşünü savundu.

Aylık Bilim ve Gelecek dergisinin editörü Suzan Okar, Türkiye'de daha 10 ay önce 57 gazeteci tutukluyken şimdi bu sayının 70'e çıktığını belirterek, ''Ne kadar demokratik bir ortamda yaşadığımız ortada.'' dedi.

4 buçuk yıl hapis yattıktan sonra geçen Mayıs ayında salıverilen Atılım gazetesi yayın yönetmeni İbrahim Çiçek'in eşi ve Özgür radyonun kurucu yayın yönetmeni Füsun Erdoğan ise 5 yıldır halen hapis yatıyor.

İbrahim Çiçek, ''Halen devletten 9 yıl hapis cezası alacağım var, 55 yaşındayım. Hücre ve tehdit yalnızca hapislerde değil, her yerde. Eğer halkımız özgür değilse, ülkemiz özgür değilse, binlerce siyasi tutuklu gibi gazeteciler de özgür olamayacak.'' dedi.