BIST 9.673
DOLAR 35,25
EURO 36,70
ALTIN 2.963,24
HABER /  GÜNCEL

Cezaevleri 3 yılda tekrar doldu

Türkiye’de çok tartışılan konulardan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ ile kamuoyunda ‘af yasası’ olarak bilinen ‘Şartla Salıverme Yasası’ u

Abone ol

Gelinen nokta af yasasının ne kadar yararlı olup olmadığını göstermekten ziyade, konunun tartışılmaya devam edeceğini gösterir nitelikte.

Çünkü af yasası ile neredeyse boşalan cezaevleri 3 yıl gibi kısa bir zamanda tekrar doldu. 19 Aralık 2000’de ölüm orucu eylemlerini sona erdirmek için başlatılan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan 3 gün sonra (22 Aralık) 4616 sayılı ‘Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası’ çıkarılmıştı.

Cezaevlerinde yer kalmadığı için çıkarılan af yasasının ardından 70 bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düşmüştü. Ancak, 3 yılda mahkum sayısı 20 bin artarak yeniden 64 bine çıktı. Af yasası ile tahliye olan tutuklu ve hükümlülerden bin 899 kişi de suç isnadıyla tekrar cezaevine girdi.

Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit tarafından ‘kader mahkumları’ için gündeme getirilen ve uzun tartışmalardan sonra kabul edilen af yasası çıkmamış olsaydı 3 yıl içinde cezaevine giren 20 bin tutuklu ve hükümlüye yer bulunamayacaktı.

Cezaevi nüfusuna her yıl 5 bin yeni tutuklu ve hükümlü eklendiği göz önüne alınırsa, farklı bir çözüm bulunmaması halinde yeni afların gündeme gelmesi kaçınılmaz olacak.

Ayrıca nüfusu yoğun olan bölgelerdeki cezaevleri ihtiyacı karşılamadığı için yeni cezaevlerinin yapılması gündemde. Hesaplanan yıllık ortalama artışa göre de 2010’da hükümlü ve tutuklu sayısının 92 bine kadar çıkacağı tahmin ediliyor.

Af yasasının kabul edildiği dönemde Adalet Bakanı olan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, affın çıkmasında kapasite sorununun da etkili olduğunu belirtiyor. Türk, “Sorunları giderek büyüyen ve kapasitesi dolan cezaevlerinin yeniden yapılandırılması için af bir zorunluluk haline gelmişti.” diyor.

Af çıkarılmadan cezaevlerindeki sorunların kaynağı olan koğuş sistemini sona erdirmenin ve yeniden yapılandırmanın mümkün olmadığını anlatan Türk, yapılan iyileştirmelerin ve yeniliklerin birçoğunun cezaevlerinin büyük ölçüde boşalması sayesinde gerçekleştirildiğini ifade ediyor.

Her yıl cezaevlerine 6 bin kadar insan girdiğine dikkat çeken Türk, 2000’de af çıkarılmamış olsaydı bugün tutuklu ve hükümlü sayısının 100 bini geçecek durumda olacağını, cezaevlerinin kapasitesinin ise bunu kaldıramayacağını anlatıyor.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek, Şartla Salıverme Yasası ve Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından cezaevlerinin uluslararası standartlara göre yeniden yapılandırılmaya çalışıldığını belirtiyor. Zaman’a açıklama yapan İpek, kapasite sorununun sadece cezaevi yaparak çözülemeyeceğini, bunun yanında başka önlemlerin de alınması gerektiğini ifade ediyor.

Küçük cezaevleri kapatılıyor

İpek, cezaevlerinin yeniden yapılandırılması çerçevesine ilçelerdeki küçük cezaevlerinin kapatılacağını anlatırken, yerine geçecek 400–500 kişi kapasiteli modern bölge cezaevleri için ihale ve inşaat çalışmalarının sürdüğünü bildiriyor.

İpek’in verdiği bilgilere göre, koğuş sisteminden kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması amacıyla şimdiye kadar 66 cezaevi tamamen oda sistemine dönüştürüldü. Yeni yapılanlarla birlikte terör mahkumlarının kaldığı yüksek güvenlikli F tipi cezaevlerinin sayısı 11’e çıkarılırken İstanbul, Ankara, Balıkesir, Çorum, Antalya, Sakarya ve Rize’de kapasitesi yaklaşık 500 olan oda sistemine dayalı modern L tipi cezaevleri inşa edilecek. Bu çerçevede daha önce 700’den fazla olan cezaevi sayısı 503’e kadar indirildi. Küçük cezaevlerinin belirli bir plan dahilinde kapatılmasıyla sayının 260’a çekileceği belirtiliyor.

Kenan İpek, üzerinde çalıştıkları en önemli sorunların İstanbul ve Ankara gibi hükümlü oranı yüksek olan illerdeki cezaevlerinin yetersizliği ile çocuklara uygun cezaevi ortamı bulunmayışı olduğunu vurgulayarak şu bilgileri veriyor: “İstanbul ve Ankara’da hükümlü sayısı çok olmasına karşılık buralardaki cezaevleri yetersiz. Birçok mahkum başka illerdeki cezaevlerine naklediliyor.

Bu hem ekonomik açıdan bütçemizi etkiliyor hem jandarmaya külfet getiriyor hem de aileleri perişan ediyor. İstanbul Silivri’de 8, Maltepe’de de 3 L tipi cezaevi yaparak bu sorunu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları başlattık. Ayrıca Türkiye’de ilk defa kadınlara ve çocuklara mahsus cezaevleri yapıyoruz.

Çocukların eğitim ve eğlence ihtiyaçları göz önüne alınarak özel olarak hazırlanmış projelere göre Ankara–Sincan ve İstanbul–Maltepe’de çocuk cezaevleri yapılacak. Aynı şekilde kadınlar için de özel hazırlanmış projelere göre modern cezaevleri inşa edilecek.” İpek, uluslararası standartlara göre inşa edilecek tam donanımlı bölge cezaevlerinde mahkumlara eğitim, spor, sosyal ve kültürel etkinlikler, iş yurtlarında çalışma imkanı gibi her türlü imkan sağlanacağını vurguluyor.

Cezaevlerine ziyaretler yaparak sorunları yerinde inceleyen Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı Cavit Torun, mahkumların hangara benzeyen eski cezaevlerinde çok olumsuz şartlarda kaldıklarına dikkat çekerek Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan modern cezaevlerinin bir an önce bitirilmesini istiyor.

Komisyon olarak inceleme yaptıkları Bolu Cezaevi’nde gördüklerini anlatan Torun, “Mahkumlar pislik içindeki havasız, ranzalarla dolu bir odada kalıyor. İnsanların yattıkları, temizlendikleri, oturdukları, yemek yedikleri mekan pislik yuvası haline gelmiş. Her türlü salgın hastalığa müsait bir ortam var.” diyor.

Ankara’nın merkezindeki Ulucanlar Cezaevi’ndeki mekanların bile inanılmaz derecede kötü olduğuna dikkat çeken Torun, yetkililerin 1 gece kalamayacakları mekanlarda mahkumların ‘ikinci bir cezalandırmaya tabi tutulur gibi’ yıllarca kaldığını söylüyor.

Cezaevinde kalanların da insan olduğunun unutulmamasını isteyen Torun, şu değerledirmeyi yapıyor: “Kimsenin, (burası cezaevi canım ne yapalım) demeye hakkı yok. Türkiye’nin cezaevlerinin iyileştirilmesi konusunda elini çabuk tutması gerekir. Çünkü bu olumsuz ortamlarda kalan insanlar cezaevinden çıktıktan sonra toplumda yeni bir sorun haline geliyor.

Biz cezaevlerini ıslah yeri olmaktan çok suçlu üreten mekanlar halinde tutuyoruz.” Cavit Torun, cezaevlerindeki kapasite sorununun da sık sık af çıkararak çözülemeyeceğini vurguluyor. Torun, insanları suça iten ekonomik ve sosyal şartların düzeltilerek suçu önleyecek tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Koğuş dönemi sona erecek

3 yıl önce gündeme damgasını vuran ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ ile cezaevlerinde sorunların kaynağı olarak görülen koğuş dönemi kapandı. F tipi karşıtlığı ise yerini iyileştirme taleplerine bıraktı.

Cezaevlerini ‘yasadışı örgüt ve mafyanın hakimiyet alanı’ haline getiren koğuş sistemine dönüş fikri artık kabul görmüyor. Modern yapısı ile benimsenmeye başlanan F Tipi cezaevlerinde ise 9 –10 mahkumun gündüzleri aynı ortamı paylaşmasına imkan sağlayacak yeni iyileştirmelerin yapılması isteniyor.

Yeni açılanlarla birlikte sayıları 11’e ulaşan ve her biri 350 kapasiteye sahip F Tipi cezaevlerinde terör suçlarından 3 binden fazla tutuklu ve hükümlü kalıyor. 1 ve 3 kişilik odalardan oluşan F Tipi cezaevlerinde mahkumlar belirlenen saatlerde 10 kişilik gruplar halinde sohbet amacıyla bir araya gelebiliyor.

Öte yandan ilçelerdeki küçük cezaevleri belirli bir plan dahilinde kapatılırken her mahkumun geceleri ayrı odalarda kalıp gündüzleri 7 mahkumla aynı ortamı paylaşacağı 500 kapasiteli modern L Tipi bölge cezaevleri yapılıyor.

İstanbul, Ankara, Balıkesir, Çorum, Antalya, Sakarya ve Rize’de yapılması düşünülen L Tipi cezaevlerinin 2006’nın başında faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Mevcut E Tipi cezaevlerinden 66’sı da benzer şekilde oda modeline dönüştürüldü.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek, F Tipi cezaevlerinin açılmasından sonra asayiş ve güvenlik problemlerinin tamamen çözüldüğünü belirtiyor.

Çok sayıda tutuklu ve hükümlünün bir arada kaldığı koğuş sisteminden dolayı cezaevlerinde yaşanan isyan, yangın, firar gibi olayların eskisiyle kıyaslanamayacak ölçüde azaldığına dikkat çeken İpek, cezaevlerinin artık tiyatro, sergi gibi kültürel etkinliklerle gündeme geldiğini ifade ediyor.

İpek, 150–200 kişinin sürekli aynı ortamı paylaştığı, sigara içilen koğuşlarda mahkumların hayatlarını sağlıklı bir şekilde sürdüremeyeceklerini vurgulayarak “Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde olan ülkemizde uluslararası standartlara ve ulusal mevzuatımıza uygun, insan haklarına saygılı bir infaz sistemi oluşturmak istiyoruz.

Bizim tutuklu ve hükümlüyü bir odaya kilitleyelim tahliye zamanı geldiğinde kapıyı açıp salalım diye bir düşüncemiz yok.” diyor. Çok sayıda tutuklu ve hükümlünün bir arada kaldığı koğuş sistemi nedeniyle yasadışı örgüt ve mafyanın hakimiyet kurduğu cezaevlerinde sık sık isyan, çatışma, şişleme, firar gibi olaylar meydana geliyordu.

Sadece 1995 ile 2000 yılları arasında meydana gelen olaylarda 117 hükümlü ve tutuklu hayatını kaybetti, 386 kişi de yaralandı. Aynı dönemde cezaevi personelinden de 9 kişi öldürüldü, 205 kişi yaralandı. Yine bu süre içerisinde, kapalı cezaevlerinden tünel kazarak veya diğer şekillerde bin 242 kişi firar etti.


Suçlu sayısı, Batı Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerinde de artıyor

Suçlu sayısındaki artışa bağlı olarak yaşanan kapasite problemi sadece Türkiye’de değil, Batı Avrupa ülkeleri de dahil bütün dünyada yaşanan bir sorun. Af nedeniyle çok sayıda mahkum tahliye edildiği için şu anda Türkiye’deki cezaevlerinde doluluk oranı yüzde 90.

Buna karşılık İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa ülkelerinde cezaevlerinde kapasitenin üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırıldığı ifade ediliyor. Yetkililer, Avrupa Konseyi’nin bu konuyu çözebilmek için ‘probasyon’ yöntemiyle (suçluları cezaevine sokmadan cezalandırma) yolları üzerinde durduğunu belirtiyor.

Türkiye’de de kapasite sorununa karşı insanları suça iten sebeplerin ortadan kaldırılması ve suçluları cezaevine koymayı gerektirmeyecek alternatif ceza yöntemleri getiren yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

CEZAEVİ İSTATİSTİKLERİ

Cezaevi sayısı:....................503
Toplam tutuklu ve
hükümlü sayısı: ............64.037
Tutuklu: ........................32.540
Hükümlü:..................... 31.696
Erkek:.......................... 61.739
Kadın:............................. 2.298
Adli suçlu:.................... 56.753
Sağ terör:........................ 1.353
Sol terör:........................ 4.544
İtirafçı terör:...................... 299
Çıkar amaçlı suç
örgütü mensubu:............1.088
Çocuk cezaevi: ...................... 1
Çocuk ıslahevi: ..................... 3
Kadın–çocuk cezaevi:........... 1
Açık cezaevi:....................... 38
F tipi cezaevi: ...................... 11
Kiralık cezaevi: .................... 4

Kaynak: Zaman