Mersin'de barış sürecinin hızlandırılması için cezaevi önünde yapılan 'Hükümet Adım At, Hasta Tutsaklara Özgürlük' eyleminde kapı önü krizi yaşandı.
Abone olEylemciler cezaevi kapısı önünde eylem yapmak isterken, polis çevik kuvvetle etten duvar örerek izin vermedi.
BDP ve İHD ve bazı siyasi parti ile sivil toplum örgütleri, Mersin E Tipi Cezaevi önünde, 'Hükümet Adım At, Hasta Tutsaklara Özgürlük' eylemi yaptı. Eylem öncesinde cezaevi önüne gelen grup, giriş kapısı önünde eylem yapılacağını söylemesi üzerine güvenlik önlemi nedeniyle çevik kuvvet polisi izin vermedi. Bunun üzerine İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi ile görevli bulunan polis müdürleri arasında kısa bir tartışma yaşandı. Polis müdürleri cezaevi giriş kapısında açıklamanın yapılamayacağını söylerken, çevik kuvvet polisleri de kapı önünde adeta etten duvar ördü.
Ortalığın yatışmasının ardından BDP, İHD ve bazı siyasi parti ile sivil toplum örgütleri ile Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk'ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, BDP'nin Çilek Mahallesi temsilciliğinin önünde toplandı. Üyeler buradan sloganlar atarak Mersin E Tipi cezaevi önüne kadar yürüdü. Cezaevi önünde olay çıkmaması için polis yoğun güvenlik önlemi alınırken burada oturma eylemi yapıldı.
SERBEST BIKARILSINLAR
'Hasta tutsaklar serbest bırakılsın' pankartının yanı sıra üzerinde Kürtçe yazılar ve Abdullah Öcalan posteri de açılırken İHD Mersin Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hacer Koçak, artık cezaevlerinden cenazelerin çıkmasını istemediklerini söyledi. 2013 yılında hak ihlallerinin büyük bölümünün cezaevlerinde yaşandığını iddia eden Koçak, "Tutsakların en basit hak arama talepleri hücre cezası, görüş hakkı, iletişim, sohbet, spor hakkının engellenmesi gibi keyfi disiplin cezalarına dönüşmektedir. Yetkililerin cezaevi koşullarını tutsakların haklarını dikkate alarak düzeltmesi, sorunları çözmesi ve hasta mahpusları bir an önce serbest bırakması gerekmektedir" diye konuştu.
BDP İl Başkanı Halis Ernarinci, Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, İHD Şube Başkanı Ali Tanrıverdi'nin yaptığı kısa konuşmaların ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.