AB ülkelerinde kişi başına düşen su tüketimi 125 litreyken, Türkiye'nin en kalabalık kenti olan İstanbul'da bu rakamın 250 litreye ulaştığı bildirildi.
Abone olÇevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de doğal kaynakların''cömertçe'' harcandığını söyledi. Bilinçsizlik ve çevreye gösterilen duyarsızlık nedeniyle birçok kuş türü için önemli barınma ve üreme ortamları arasında olan sulak alanların yok olduğunu belirten Öztürk, duyarsızlığın sürmesi nedeniyle birçok doğal alanın yok olma tehlikesi altında olduğunu bildirdi. Türkiye'de içme suyu ya da tarımsal sulama suyu kullanımında kaynakların azaldığını vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti: ''Çevre konusunda zamanında Avrupa ülkelerinin düştüğü hatalara düşmemeliyiz. Avrupa geç de olsa çevre konusunda bilinçli hareket etmeye başladı. Ancak bizde bu alanda henüz ciddi bir ilerleme yok. Öyle ki AB'de kişi başına su tüketimi 125 litreyken, İstanbul'da bu rakam 250 litreye ulaşıyor. Su tüketimiyle ilgili bu verinin, Türkiye genelinde de aynı olduğunu düşünüyoruz. Avrupalılar, ellerindeki kaynakları akılcı kullanmaya başladı. Bizim de zaman geçirmeden sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda kaynaklarımızı cömertçe harcamaktan vazgeçmeliyiz.'' -KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GÜNLÜK KATI ATIK MİKTARI 1,5 KİLOGRAM- Öztürk, suyun dışında kirlilik ve katı atık konusunda Türkiye'nin AB'ye göre kötü durumda olduğunu belirterek, ''AB'de hava kalitesi ile ilgili yapılan çalışmalarda, 24 saatlik ölçümlerde kükürtdioksit değeri 125 mikrogram çıkıyor. Türkiye'de ise bu rakam 400 mikrogram. Bizdeki değer Avrupa'nın 3 katından fazla'' dedi. Almanya, Belçika ve İsviçre gibi AB ülkelerinde bir kişinin günde ürettiği katı atık miktarının Türkiye'dekinin sadece 5'te biri olduğunu vurgulayan Öztürk, Türkiye'de 1,5 kilogram olan günlük kişi başına katı atık üretiminin, bu ülkelerde 0.3 kilogramda kaldığını anlattı. Öztürk, bu atıkların toprak, hava ve suyun yoğun şekilde kirlenmesine neden olduğunu ifade ederek, ''Özellikle belediyeler, atıklarını gelişigüzel doğaya bırakıyor. Doğa bozulmaya başlayınca da nedenini araştırıp çözüm yolları arıyorlar. Çevreyi kirleterek kendi kendimizi zehirliyoruz, ancak bu yolda olumlu adım atan kişi ve kurum sayısı oldukça az'' diye konuştu. Su kullanımı, hava kirliliği ve atıkların doğaya bırakılması konusunda Türkiye'nin dengeyi oluşturması gerektiğini belirten Öztürk,acilen bir şeylerin yapılmaması durumunda çok yakın zamanda ülkedeki suyun ve toprağın büyük bölümünün kullanılamaz hale geleceğini sözlerine ekledi.