Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “İsrail’in saldırıları sonucu hayatını kaybedenler Müslümanlar değil de, Hristiyanlar olsaydı acaba Birleşmiş Mi...
Abone olAdalet Bakanı Bekir Bozdağ, “İsrail’in saldırıları sonucu hayatını kaybedenler Müslümanlar değil de, Hristiyanlar olsaydı acaba Birleşmiş Milletler bu kadar sessiz ve duyarsız kalır mıydı? O ülkelerin ve örgütlerin tavrı ne yönde olurdu?" diye sordu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hukuk ve Değişim Derneği tarafından düzenlenen iftar programına katıldı. Bozdağ, iftar sonrası yaptığı konuşmada, İsrail’in ölüm yağdırırken, zulüm yağdırırken, uluslararası toplum ve dünyanın pek çok ülkesinin bunu canlı yayında izlediğini söyledi. Bozdağ, şöyle devam etti:
“Son bir hafta içerisinde İsrail devleti, Batı Şeria ve Gazze üzerine ölüm yağdırıyor. Kumsalda koşan çocuklar, kadınlar, yaşlılar masumlar İsrail hükümetinin hedefindedir. Gökten yağdırdığı ölümler yetmedi, karadan ölüm yağdırıyor. Pek çok insan hayatını kaybetti. Tüm bunlara baktığımızda Gazze’de ölen sadece çocuk, kadın ve masumlar değil. İnsanlık öldürülmektedir. Vicdanlar yok edilmektedir. Bütün dünya İsrail’in bu haksız, hukuksuz ve keyfi saldırılarını maalesef seyretmektedir. Uluslararası toplum üzerine düşeni yapmamaktadır. Devletler üzerine düşeni yapmamaktadır. İsrail, uluslararası toplumun ve uluslararası örgütlerin bazı ülkelerin verdiği sınırsız destekten dolayı şımarmış, arsızlaşmış, zulmünü artırmıştır.”
“MÜSLÜMANLAR DEĞİL DE, HRİSTİYANLAR OLSAYDI ACABA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BU KADAR SESSİZ VE DUYARSIZ KALIR MIYDI?”
"Saldırılar sonucunda ölenlerin Müslüman değil de Hristiyan olmuş olsaydı ülkelerin ve örgütlerin tavrı ne yönde olurdu?" diye soran Bozdağ, şunları aktardı:
“İsrail’in saldırıları sonucu hayatını kaybedenler Müslümanlar değil de, Hristiyanlar olsaydı acaba Birleşmiş Milletler bu kadar sessiz ve duyarsız kalır mıydı? Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yetkilerini kullanırlar mıydı? Yaptırım uygular mıydı? Bunu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum. Dökülen kan eğer Müslümanların kanıysa, kanın dökülmesinde umursamayan bir uluslararası zihniyetle karşı karşıyayız. Esas olan insanın dini, dili, rengi vatanı inancı değildir. İnsanlık esastır.”
Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Bazı ülkeler İsrail’in güvenliği, huzuru için böylesi katliamlara, ölümlere, haksızlıklara göz yumuyor olabilirler. Onların acısından öyle görünüyor olabilir. Vicdan açısından, hak açısından, hukuk açısından bunu böyle değerlendirmenin imkanı asla yoktur.”
“BARIŞ İSTİYORSA, KOMŞULARININ BARIŞINA, EN AZ KENDİ BARIŞI KADAR ÖNEM VERMELİDİR”
İsrail devletinin kendisine yapılmamasını istemediği şeyleri komşu devletlere de yapmaması gerektiğini belirten Bozdağ, şunlara değindi:
“İsrail eğer güvenlik istiyorsa komşularının güvenliğine, en az kendi güvenliği kadar önem vermelidir. Barış istiyorsa, komşularının barışına, en az kendi barışı kadar önem vermelidir. Yaşamak istiyorsa, başaklarının yaşama hakkına da en az kendi insanının yaşama hakkı kadar kıymet vermelidir. Bütün uluslararası toplumda yaşama hakkını muhafaza etme ve yaşama hakkına dönük saldırılar karşısında yekvücut olmalıdır.”
“HÜKÜMETİN KARŞISINDA DURDUKLARI GİBİ İSRAİL’İN KARŞISINDA DURAN SAMİMİ İRADELERİNİ MAALESEF GÖREMİYORUM”
Muhalefet partilerinin son günlerdeki İsrail tutumunu eleştiren Bozdağ, yıllarca şehit cenazelerinin arkasından yaptıkları siyaseti şimdi de yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“İsrail üzerinden, Türkiye’nin hükümetine saldırma gayretlerini, çabalarını görüyoruz. Türkiye bunlara alışıktır. Terörle 30 yılı aşkın süredir mücadele ederken her şehit cenazesi arkasından hükümete saldırmayı vazife haline getiren bir kör siyasetimiz var. Şimdi de çocuklar ölüyor, analar ölüyor, masum insanlar ölüyor onlar buradan Türkiye’nin hükümetine nasıl vururuz onun hesabını yapıyorlar. Konuşmalara bakıyorum, İsrail’e karşı hükümete vurdukları gibi İsrail’i vuran açıklamaları göremiyorum. Hükümetin karşısında durdukları gibi İsrail’in karşısında duran samimi iradelerini maalesef göremiyorum. Böyle bir vahşet karşısında Türkiye’nin siyaseti iktidar ve muhalefetiyle bir olmuş olsa birlikte hareket etmiş olsak. Türkiye ve insanlık bundan büyük bir kazanç elde eder. Ama maalesef biz ülkemizde bunu göremiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti, başbakanıyla, cumhurbaşkanıyla, hükümetiyle yekvücut şekilde İsrail’in zulmü karşısında hakkın sesi olmaya devam edecektir. Yalnız kalsa da mazlumun yanında yer almaya, İsrail’in zulmü karşısında durmaya devam edecektir.”
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN İSRAİL’İN ALEYHİNDE YÜZLERCE KARARI VAR. BU KARARA İSRAİL UYMAMIŞTIR”
Birleşmiş Milletlerin almış olduğu kararları uygulamayan bir İsrail’in olduğunu söyleyen Bozdağ, “İsrail’in içerisinde bulunduğu bu nefret, düşmanlık bu korku bu panik daha büyük cinayetleri beraberinde getireceği benziyor. Uluslararası toplum seyirci olmaktan vazgeçip, ölüleri saymaktan vazgeçip bu vahşete dur demeli etkin bir müdahale yolunu mutlaka bulmalıdır. Bugüne kadar İsrail’in aleyhinde yüzlerce Birleşmiş Milletler kararı var. Bu karar İsrail uymamıştır. Uymadığı zaman bu kararların yaptırımları da var. Ama Birleşmiş Milletler bu yaptırımları bugüne kadar uygulamamıştır. Bu kararlar uygulanmış olsaydı, bugün bu zulüm olmazdı” diye konuştu.
(İHA)