BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,69
ALTIN 2.966,89
HABER /  GÜNCEL

Çernobil'de korkulan olmadı

Çernobil'de 1986 yılında meydana gelen patlamanın ardından kanser vakalarının aşırı artış gösterdiği iddialadının Sağlık Bakanlığı'nın raporu ile asılsız olduğu anlaşıldı

Abone ol

Sağlık Bakanlığı, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde Çernobil'e bağlı olarak kanser vakalarının arttığı yönündeki iddialar üzerine bir araştırma yaparak sonucu rapora dönüştürdü. Raporda, 26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil'de meydana gelen nükleer enerji santrali kazasının ardından Karadeniz ve Trakya Bölgesi'nde yaşayanların aldığı radyasyonun akciğer filmi çekimi sırasında alınan radyasyon kadar olduğu ileri sürüldü. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan rapora göre, kazanın ardından Trakya ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanların 50 milirem dozunda radyasyon aldıkları, akciğer filmi çektiren bir kişinin ise 30-40 milirem dozunda radyasyona maruz kaldığı belirtildi. Raporda, Çernobil'de meydana gelen nükleer santral kazası sonucu çevreye yayılan radyasyonun kanser yapıcı etkisi bulunmadığı da öne sürüldü. Raporda, Çernobil'deki kazanın Türkiye'de iki bölgeyi etkilediği belirterek, bunların 3 Mayıs 1986'da sağanak yağmur ile birlikte Trakya Bölgesi, 7-9 Mayıs 1986'da da Doğu Karadeniz Bölgesi olduğu ifade edildi. Kazayı takiben iki bölgede yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda Trakya ve Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayanların aldıkları radyasyonun dozunun 50 milirem olarak hesaplandığı kaydedilen raporda, "Bir akciğer filmi çekimi sırasında 30 ile 40 milirem radyasyon alındığı düşünülürse bu dozun çok da yüksek olmadığı söylenebilir" görüşüne yer verildi. Çernobil'den kaynaklanabilecek olası ölüm riskinin 100 bin nüfusta 50 yıl için yüzde 0,8 kanser ölüm artışı beklenebileceği kaydedilen raporda, bunun da 100 bin nüfus için 1 vaka olabileceği önü sürüldü. Kanser istatistiklerine göre Karadeniz bölgesi illerinde beklenen kanser vaka sayısının altında değerlerde kanser bildirimlerinin yapıldığı belirtilen raporda, "Bildirimlerdeki düşüklük nedeniyle beklenen kanser vaka sayısının altında kalan artışlar gerçek bir kanser artışı olarak yorumlanamaz" denildi. Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı, hazırladığı raporda kanser vakalarındaki artış hakkında yorum yapılabilmesi için o bölgedeki kanser türlerinin dağılımı, kanserojen faktörler ve bunların bölgedeki potansiyelleri ile tutarlı bir şekilde vaka sayılarındaki değişimlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirdi. Raporda, beklenen kanser vakası ile bildirilen kanser vakası arasında büyük fark olduğu belirtilerek, Çernobil kaynaklı kanserli hasta sayısında artış olmadığı kaydedildi.