Çerçevenin içindeki fotoğraf
Şakir Süter, beni uyarmıştı zamanında:
-Sen büyüdükçe düşmanların artacak!
Öyle oldu zamanla... Arkamdan atıp tutanlar, hiç bir alıp
veremediğimin olmadığı insanların kaleminden çıkanlar ve birbiri
ardına dizilen karalamalar, iftiralar...
Şakir Abi, telefon açtı birgün:
-Gördün mü ben haklı çıktım!
Sonra ekledi:
-Sakın! Sakın ola moralini bozma... Seninle ilgili
konuşanlar, aslında senin ne kadar güzel bir iş yaptığını
anlatıyorlar. Seni karalayanlar, bir baltaya sap olamayanlar...
İftira yolunu seçenler ise, alçaklıklarını itiraf ediyorlar. Onları
can kulağı ile dinleyenler, seni kıskanan kişilerdir.. Muhtemeldir
ki onlar da seni küçümseyeceklerdir. Ama onları dinleyip te
mesafeli olanlar, senin fotoğrafını görüyorlar... Büyüdüğünün
fotoğrafını...
Bugünlerde bir çok fotoğraf çerçevesi görüyorum. İçinde de benim
fotoğrafım.. 2000 yılına gidiyorum; o zorlu günlere... Bugün
şükrediyorum Allah'a... Ne kadar da büyümüşüz değil mi? Türkiye'de
devlerle yarışır hale gelmişiz... Bir gazetemiz, ya da bir
televizyonumuz da yok üstelik!
Peki nasıl başarmışız bunca şeyi?
Sizinle tabii ki... Sizlerle... İnandık, azmettik, çalıştık,
didindik ve Allah'a milyonlarca kere şükür olsun
ki kazandık! Biz kazandıkça büyüdük.. Biz büyüdük ama
kimileri cüce kaldı...
O cüceler, cüce olmaktan da çıkmış şimdilerde... Çerçevenin
içindeki fotoğraf onları çıldırtıyor çünkü. Nasıl olur, nasıl yapar
diye diye kafayı yiyecekler neredeyse?
Olmuyor işte, çıkamıyorlar bu işin içinden... Çıkamayınca da,
başlıyorlar küfürnamelerini karalamaya... Başlıyorlar yalanlarını
sıralamaya... İftira ve yalanları itibar görmüyor tabii...
Herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor
çünkü...
Yukarıda da belirttiğim gibi, her şeyi herkesten daha iyi
bilen bir de Allah var... Bugün olmasa yarın, yarın
olmazsa bir başka gün... Ne demişler; "Alma mazlumun ahını,
çıkar aheste aheste..."
Ey bana, "Neden suskunsun?" diyen dostlarım, neden
suskun olduğumu, neden ne idüğü belli olmayan ve
insanlıktan nasibini alamayan zavallılara cevap
vermediğimi şimdi daha iyi anladınız mı?
Anladınız!
Bundan eminim!
O halde...
"İt ürür, kervan yürür!"
Biz işimize bakalım...
Hem 10. yıldönümümüzü kutlamaya hazırlanıyoruz...