İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, 25 askerin şehit olduğu Afyon'daki patlamayla ilgili çarpıcı tespitler yaptı.
Abone olAfyon’da 2012 yılında 25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasıyla ilgili İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün mütalaasındaki tespitler kafaları karıştırdı.
Milliyet gazetesi yazarı Tunca Bengin, cephanelik patlamasıyla ilgili askeri mahkemede açılan davada biri albay 3 subayın 'kaza' suçlamasıyla yargılandığını, ancak çocukları ölen ailelerin avukatı Altan Ulutaş’ın “sabotaj” iddiası üzerine harekete geçen sivil savcının Afyon’da başlattığı ayrı bir soruşturma olduğunu yazdı.
KAZA MI SABOTAJ MI HALA NET DEĞİL
"Açıkçası 22 ay sonra geldiğimiz noktada olayın kaza ya da sabotaj olduğu konusunda kafalar hala net değil" diyen Bengin, "Bunda da en büyük etken bazı şehitlerin doku parçaları ve toprak numunelerinde el bombasında bulunması mümkün olmayan plastik patlayıcı kalıntılarına ulaşılması" dedi. Bengin'e göre kafaların net olmasanını bir nedeni de avukatların ısrarla yaptığı “olay yeri bağımsız bilirkişilerce incelensin” isteminin mahkemece reddedilmesi...
ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ'NDEN ÇARPICI TESPİTLER
Ailelerin isteğiyle belgeler, görüntüler üzerinden değerlendirme yapan İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün mütalaasındaki delillerin toplanmasına yönelik tespitler ise çok vahim. İşte o tespitler:
- Olay yerine giren ekipler, özel kıyafetli değil. Görüntülerde standart, gündelik görevlisi kıyafetleri içindeki pek çok personelin olay bölgesinde çalışma yürüttüğü izlenmektedir.
- Farklı kişilere ait çok sayıda dokunun aynı torbaya konularak laboratuvar analizine yollandığı anlaşılmaktadır.
- Patlama sonrası toprak analizi yapılmamış, yapılan analiz ise olaydan 16 ay sonra alınan toprak örneklerinde gerçekleştirilmiştir.
- Patlamadan arta kalan mühimmatın imha edilmesi, patlayıcı analizinde yoruma gitmeyi güçleştirmiştir.
BU SAATTEN SONRA İNCELESEN DE OLMAZ!
Bu raporla başından beri savundukları “sabotaj” olasılığının kuvvetlendiğini belirten Av. İlhan Ulutaş’ın görüşleri de şöyle:
“Şimdiye kadar olay mahalline bilirkişi gitmedi. Bunu ısrarla mahkemeden talep ettik,’dosya tekamül ettikten sonra’ denildi. ‘oraya bomba uzmanı götürmeden, bağımsız bir bilirkişi heyeti gitmeden deliller nasıl toplanacak’ dedik ama kabul ettiremedik. Son çare Adli Tıp Enstitüsü’ne başvurup rapor aldık. O raporda diyor ki; ‘Bu saatten sonra orasını incelesen de sonuç vermez. ‘Zaten birlik de lavedildi ve bölge TOKİ’ye devredildi.
Bir başka skandal da bombaların nasıl patladığını çözmek için uygulanan yöntem. Patlayan bombaların muadillerini Ankara-Elmadağ’a getirdiler. Jandarma, polis ve bir profesörün huzurunda üzerine defalarca sandık düşürdüler. Beşinci de patlayınca da ‘hah böyle olmuş’ dediler. Bu mümkün değil ayrıca plastik patlayıcı kalıntılarına, tanık ifadelerine ne diyeceğiz?”
Şimdi gözler kaza diyen askeri mahkeme ve sabotaj soruşturması yapan sivil savcıda. Çünkü raporları inceledikten sonra verecekler