25 askerin şehit olduğu cephanelik davasında tanık askerlerin ifadeleri okundu.
Abone olAFYONKARAHİSAR'da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposundaki patlamanın Eskişehir'deki Askeri Mahkeme'de görülen davada, tanık askerlerin talimatla alınan ifadeleri okundu. İfadelerde şehit askerlerin sabah saat 07.00'den gece saat 24.00'e kadar çalıştırıldıkları öne sürüldü.
60 KİŞİNİN İFADESİ TEK TEK OKUNDU
Geçen yıl 5 Eylül tarihinde Afyonkarahisar'da meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu askeri mühimmat deposundaki patlamayla ilgili olarak, olay tarihinde Afyonkarahisar 500'üncü İstikam Ana Depo Komutanlığı 4'üncü Mühimmat Bölge Komutanı 51 yaşındaki Kıdemli Albay Veysel Özbay, Bölük Komutanı Binbaşı 44 yaşındaki Ali Duran ve Üsteğmen 31 yaşındaki Tarık Aydın'ın sanık olarak yargılandığı davanın önceki gün başlayan ve dün akşam saatlerinde ara verilen 4'üncü duruşmasına bugün devam edildi. 4'üncü duruşmanın 3'üncü gününde mahkeme heyeti patlamada yaralanan ve patlamanın olduğu zaman birlikte vatani görevlerini yapan toplam 60 kişinin talimatla verdikleri ifadelerini tek tek okudu.
Tanık askerler ifadelerinde, el bombalarını depolara yerleştiren askerlere bu konuda hiçbir eğitim verilmediğini, askerlerin sabah saat 07.00'den gece saat 23.00-24.00'e kadar çalıştırıldıkları, 3-4 saatte bir 10 dakika verilen molada dinlendiklerini söyledi. Tanıklar, el bombalarının olduğu sandıklardan bazılarının kırık olduğunu, el bombalarının taşınma sırasında bu kırık yerlerden düştüğünü, sandıklara çivi çakıldığını, araç farları ve el lambalarıyla çalışma yapıldığını öne sürdüler. Talimatla ifade veren erler şu iddialarda bulundu:
TAKVİYE ASKER İSTEDİK GELMEDİ
İskender Dereli: Çok çalışıyorduk. Mola azdı. Mühimmat konusunda da eğitim almadık. Çok yorgunduk. Bu konuda ilgilileri şikayette bulunduk. Takviye asker istedik gelmedi.
Aydın Demirel: Olay günü içtima bile yapmadık. Kısa ve uzun dönem askerler birlikte çalıştık. 3-4 saatte bir 10 dakika mola veriliyordu. Bedri Naim başçavuş hatta bir ara, 'ben ömrümde bu kadar çok çalışmamıştım' dedi. Mühimmat sandıkları çürüktü. Bazı mühimmatlar dökülüyordu. Biz biraz olsun tecrübeliydik ama kısa dönemler tamamen tecrübesizdi bu işte.
ASTSUBAY BİNBAŞIYI UYARDI
Osman Gökkaya: Bir sigara içecek kadar mola veriliyordu. O depoda çalıştım. Bedri Naim başçavuş, Ali Duran binbaşı'ya 'çocukları fazla yormayalım, zorlamayalım' dedi. Ancak Ali Binbaşı, 'Hayır, bu iş çalışılacak ve bitecek. Gerekirse burada yatılacak' diye yanıt verdi. Depoda çürük ve bozuk olan mühimmat kutularına tokmakla vuruyordu.
Durdu Şeker: Kısa dönemler mühimmat taşıyordu. Gece geç vakitlere kadar çalışıyorduk. Işık olmadığından el feneri ve araç farıyla bölgeyi aydınlatıyorduk. Kısa dönemler yeni gelmesine rağmen gece geç vakitlere kadar çalıştırılıyordu. Bu nedenle kısa dönemler bu işten dert yanıyordu. Hatta birkaç kez haklarını nerede arayacaklarını sordular.
İzzettin Mızraklık: Mühimmatları depoya gelişi güzel taşıyorduk. Mühimmat sandıkları zaten bakımsızdı. Komutanlar bizi uyarmadı.
BANYO BİLE YAPMIYORLARDI
Ramazan Yılmaz: Karargahta yazıcıydım. Denetleme olacağı için geç vakte kadar çalışıyordum. Kısa dönemler geldikleri günün sabahında çalıştırılmaya başladı. Bu çalışmaları gece geç vakitlere kadar devam ediyordu. Banyo bile yapamıyorlardı. Bu işte çalışan ne kısa dönem ne de uzun dönem askerlere, eğitim, bilgi ve konferans verilmedi.
DEPODA IŞIK YOKTU ARABANIN FARINDAN YARARLANIYORDUK
Fethi Tuna: Kısa dönem erim. Astım hastasıyım, barut kokusundan içeride çalışmıyordum. Ama arkadaşlar sabah 06.00'dan gece saat 01.00'e kadar çalışıyorlardı. Bedri Naim ve Murat Düger astsubaylar talimat gönderdi, mühimmatları dışarı çıkarttık. Ray sistemiyle istiflenecek mühimmatlar depo kısmına getiriliyordu. Gece depo da ışık yoktu. Land Rover cipin farından faydalanarak askerler mühimmatı alıp kapıya getiriyorlardı. Biz mühimmatları içeriye götürecektik ama yer sıkışıktı. Murat Düger fazla getirmeyin dedi. Bundan 30 saniye sonra patlama meydana geldi. Ben 35 metre uzağa fırladım. Kulağımdaki basıncın etkisiyle duymuyordum. Ters istikamete doğru koştum. Bu sırada ikinci patlama oldu. Sırt ve kafamda yaralar meydana geldi. Üzerimde eşofman vardı köye gittim bir araç beni alıp ambulansa götürdü.
EL BOMBALARIYLA ŞAKALAŞIYORLARDI
Kadir Yaman: İki gün üst üste nöbet tuttum. Nöbet sırasında dürbünle etrafı gözetliyordum. İstif yapılan bölgeye baktığımda çalışmaları gördüm. Askerlerin el bombalarıyla şakalaştığını, el bombalarının etrafa saçıldığını, kırık sandıkları gördüm. Bir sonraki gün dürbünle yine oraya baktığımda çalışmaların devam ettiğini gördüm.
Bazı tanık erler ifadelerinde eski bölük komutanı zamanında depoda saat 17.30'a kadar çalışıldığını, hafta sonları çalışmadığını, yeni gelen binbaşı Ali Duran'ın ise denetim olacağı gerekçesiyle askerleri sabah erken saatten gece yarılarına kadar çalıştırdığını söyledi.
Talimatla verilen ifadelerin okunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya bir saat ara verdi.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU TANIK OLARAK DİNLENSİN
Eskişehir'deki 1'inci Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde ara verilen duruşmaya öğleden sonra devam edildi. Duruşmada şehit Onur Fikret Düger'in Babası Zekai Fırat Dülger mahkeme heyetine dilekçe vererek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da dinlenmesini istedi. Dülger, Kılıçdaoğlu'nun Afyonkarahisar'daki cephanelik patlamasında sabotaj olayının olduğu yönünde 'Yüzde 99 değil, yüzde 99,5 sabotaj' dediğini söyleyerek şöyle konuştu: "Bu ülkede ana muhalefet partisi genel başkanı yüzde 99 sabotaj deyip ertesi gün de yüzde 99,5 sabotaj diyorsa, sayın genel başkan muhakkak bir şeyler biliyordur. Onu da çağırıyorum. Sayın başbakanımız için de aynı şeyi söylüyorum. Başbakanımız da genelkurmay başkanı için de aynı şeyleri söyledim. Ne söyledim. Sayın başbakan 'merak sahibi bir erin kurcalaması ile olmuştur' diyor. Bu bilgi nereden ulaştı kendisine. Sayın Genelkurmay başkanı Afyon'da bana bu olayın bizzat kaza olduğunu söyledi. Bu bilgi ona nereden gelmiştir. Aynı şekilde Kılıçdaroğlu'nun da bu olayı açıklamasını istiyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu, olayın sabotaj veya suikast olduğuna inananların başında geliyor. Eğer sabotaj veya suikast değil ise bu arkadaşların bilinçli taksirle değil kasıtla adam öldürmekten yargılanmalarını talep ettik."