Sekiz yıldır biyoenerji üzerine uğraşan İzmirli Asım Demirci, enerjiyi kapalı alanlara, içeceklere, eşyalara, radyo frekansları ve gazete kü...
Abone olSekiz yıldır biyoenerji üzerine uğraşan İzmirli Asım Demirci, enerjiyi kapalı alanlara, içeceklere, eşyalara, radyo frekansları ve gazete küpürlerine hatta cep telefonlarına depolayarak hastalıkları tedavi ettiğini ve negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirdiğini iddia etti.
Demirci, cep telefonlarına yüklenen enerjiyle kara sevda acısının bile hafifletilebileceğini söyledi.
İzmir’de esnaflık yapan ve sekiz yıldır biyoenerji üzerine uğraşan Asım Demirci, klasik biyoenerji yöntemlerini üst boyuta taşıyarak enerjiyi bir objeye depolayabildiğini iddia etti. İnsanlara doğrudan enerji yollayabildiği gibi enerjiyi uzun süreli olarak objelere de yükleyebildiğini belirten Demirci’nin en ilginç projesi cep telefonlarının tedavi etme ve pozitif enerji yükleme işlevi görebilme imkanı. Şimdiye kadar pek çok kişinin hastalığına çare olduğunu, pek çok kişinin negatif enerjisini pozitife çevirdiğini dile getiren Demirci, şöyle konuştu: “Örneğin cep telefonlarına şirketler tarafından bir vücut anatomisi çizimi programlanacak. O programa enerjiyi yükleyeceğiz. İnsanlar internet ortamından programı indirerek sorunlu bölgeye parmağını dokunduracak. Böylece vücutta enerji akışı sağlanabilir. Başı ağrıyan baş bölümüne dokunacak, midesi ağrıyan midesine dokunacak. Örneğin kara sevdaya tutulunca negatif bir duygu hakim oluyor. Hayat sanki boş geliyor. Enerji yüklediğimde bir anda at gözlüklerini atıp dünyaya farklı şekilde bakabilir. Kara sevdasına çözüm olmaz ama kara sevdası için kendi çözüm üretebilir. Daha önce göremediği yolu görebilir. Kara sevda nedeniyle oluşan negatif enerjiyi cep telefonundan alınan enerjiyle pozitife de dönüştürebiliriz.”
“İNSANLAR 1 LİRAYA TEDAVİ OLABİLECEK”
Uyguladığı yöntemle insanların tedavi olabileceğini, enerjiyi tamamlayıcı tedavi olarak kullanabileceğini veya yorgun ve halsiz insanların performanslarını artırabileceğini iddia eden Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücuda direkt enerji yükleyebiliyoruz ya da yara bantları ya da içeceklere enerjiyi yükleyerek enerjinin devamını sağlıyoruz. Mesela yara bantlarına enerjiyi yüklüyoruz. Hasta rahatsız olduğu bölgeye bantları yapıştırarak tedavisinin devamını sağlıyor. 10 bant versek, 24 saatten 240 saat yapar. 240 saat boyunca kim kime enerji verebilir? İnsanlar belki 1 liraya bile tedavi olabilecekler. Dünyada böyle bir örnek yok.”
SERİ ÜRETİM ENERJİ
Enerjiyi okul, hastane, alışveriş merkezleri, fabrika gibi kapalı alanlara, radyo frekanslarına, gazete küpürleri, televizyon programları, spor malzemelerine de yüklenebileceğini kaydeden Demirci, var olan yeteneği de geliştirebileceğini söyledi. Sporcuya ya da spor malzemelerine yüklenen enerji ile performansın doping kullanmadan çok daha üst seviyelere çıkabileceğini öne süren Demirci, “50 yaşındaki bir insanı 15 yıl önceki enerjiye çekebiliyoruz. Bu uygulama benden bağımsız da çalışılabilir. Başka ülkelere yüklenebilir. Başka ülkeler de üretilebilir. Ben sadece makineye enerji yüklerim oradan seri üretimle milyarlarcası üretilebilir” diye konuştu. Sekiz yıldır yüzlerce kişinin sorununu çözdüğünü belirten Demirci’nin tek isteği herkesin bir tıkla ya da bir objeyle ulaşabileceği enerjiyi dünyaya yayması için destek verilmesi.
“ÜÇ DOKTORA GİTTİK ÇÖZÜM BULAMADIK”
Oğlu Yağız Sezer’in Asım Demirci’nin sayesinde sağlığına kavuştuğunu iddia eden Göktuğ Sezer de, sözlerine şöyle devam etti: “Oğlum geçen yıl rahatsızlandı. Karnında sorun olduğunu tahmin ediyorduk. Üç özel doktora gittik. Oğlum artık iyice baygın haldeydi. Tetkiklere başladılar. Hastanede bir buçuk ay kaldık ama herhangi bir teşhis konamadı. Başka hastaneye götürdük, bir ay da orada yattık. Çok tetkik yapıldı, bir tırnak aralarına bakmadıkları kaldı ama bir şey bulamadılar. Bağırsak ameliyatı da oldu. Bağırsağından sekiz santim parça aldılar. Oğlum biraz iyi duruma geldi ama eski haline dönemedi hep halsizdi. Asım Ağabeyi önerdiler. O tedavisini yaptı. Ertesi gün çocuğumun evde dolaştığını gördüm. Bu acayip bir şey ama evde vızır vızır dolaştı. İzmir’de ne kadar profesör varsa bakmıştı. Hiç açılmamış suyu dört seans boyunca içirdik. Şuan çocuğu tutamıyoruz. Çok mutluyuz.”
“NAMAZ BİLE KILAMIYORDUM”
Dizinden menisküs ameliyatı olmasına rağmen ağrılarından bir türlü kurtulamayan Şükrü Keskin Kılınç da Asım Demirci’nin tedavisinin ardından ağrıdan eser kalmadığını söyledi. Merdiven bile çıkamadığı günlerin geride kaldığını anlatan Keskinkılınç, “Asım Bey’e geldim. Enerji yükledi. Yavaş yavaş kendime geldim. Şuan çok iyiyim. Namaz bile kılamıyordum. Eğildiğimde kalkamıyordum. Şimdi rahat rahat bisiklet bile kullanabiliyorum” dedi.
(İHA)