Radikal yazarı Cengiz Çandar, hükümeti "adam gibi" Demokratikleşme Paketi çıkarmaya davet etti.
Abone ol"Bu içerikteki bir pakete ‘yetmez ama evet’ demek, ömür boyu aşağılanmayı ve alay edilmeyi kabullenmek demektir."
Bu ifadeler Radikal yazarı Cengiz Çandar'a ait. Pakete dair belki de en sert yazı Çandar'dan geldi. Birçok alanda düzenlemeler içeren Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin tartışmalar sürüyor.
Paketi kaleme alan Çandar, bugünkü köşesinde adeta isyan ediyor, hem hükümete hem de "yetmez ama evet" diyenlere sert sözlerle yükleniyor.
'YETMEZ AMA EVET'İN MİADI DOLDU
Çandar, 2010'daki referandumda ortaya atılan "yetmez ama evet" sloganının üç yıl sonra neden geçerli olamayacağını "Taksim-Gezi olaylarının ardından, onun gözler önüne serdiği 'demokrasi açığı' ve 'polis rejimine kayış sinyalleri'nin alındığı 2013 yılında herhangi bir 'reform paketi'ne 'yetmez ama evet' tavrı almak mecburiyeti yoktur." sözleriyle açıklıyor.
GÖNÜLLÜ PROPAGANDİSTLER
“Bu paket ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır” söylemine de tepki gösteren Çandar, AK Parti'ye destek veren liberalleri de böyle hedef alıyor:
"Aksi halde, “Bu paket ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır” iksiriyle Ak Parti iktidarı, bir ‘yetmez ama evet’ tiryakiliğine yol açacak ve ülkenin demokrat insanları her aşamada, bir sonraki aşamada ‘daha iyisi’nin gelebileceği hesabıyla, Ak Parti iktidarının kuyruğunda, onun ‘gönüllü propagandistleri’ olarak avare (kimileri açısından ise hayli kazançlı) bir ömür süreceklerdir. Böyle şey olmaz. Bu nedenle bundan sonra ‘yetmez ama evet’ de olmaz. Adam gibi ‘demokratikleşme paketi’ çıkartın, desteklensin. ‘Yeterli’ olduğu için..."
NEDEN YETERİNİ VERMİYORSUN
“Yeterini vermeye gücün kudretin bal gibi de yettiğine göre... Neden yeterini vermiyorsun?” diye soran yazar, paketin Kürt sorununa ilişkin açılım içermediği görüşünde. Ruhban okulu için Atina'da harabe halindeki tarihi caminin inşaatına izin verme şartını getiren hükümeti Çandar, böyle yaylım ateşine tutuyor:
'YETMEZ AMA EVET' ARTIK YOK 'YETER ARTIK' VAR
"1) ‘Mütekabiliyet’ bir ilke değildir. 2) Heybeliada Ruhban Okulu, 1971’de Atina’da cami yapılmadığı için mi kapatıldı ki, açılması ona bağlanıyor. Saçma. Saçmanın ötesinde ayıp.
Midyat yakınındaki Mor Gabriel Manastırı’nın arazisinin Süryani Kilise Vakfı’na iadesi konusuna gelince… Zaten onundu! Arazinin gasp edilmek istenmesiyle ilgili konu, yargıya taşındı. Şu sıra Yargıtay’da. Başbakan, Yargıtay’ın ne karar vereceği belli olmadan nasıl vaatte bulunabiliyor? Bu, bir. İkincisi, bu konu, tam anlamıyla ‘eşeği kaybettirip buldurmak’ şeklinde açıklanabilecek ‘Şark kurnazlığı’na örnektir. Demokratikleşmeyle bir ilgisi yoktur.
Bu içerikteki bir ‘paket’e ‘yetmez ama evet’ tavrı göstermek, ömür boyu aşağılanmayı ve alay edilmeyi kabullenmek anlamına gelir.
‘Yetmez ama evet’ artık yok. ‘Yeter artık’ var."
Cengiz Çandar tüm