KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'ın "ya darbe ya iç savaş" açıklaması bugün iki köşe yazarının gündemindeydi.
Abone olTerör örgütü PKK'nın önde gelen isimlerinden Cemil Bayık'ın "Darbeyle devrilmek istemiyorlarsa, derhal müzarekeye otursunlar" çağrısı tartışılıyor.
Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki ve Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Bayık'ın açıklamalarını bugünkü yazılarında kaleme aldılar.
Kurtuluş Tayiz, "6-7 Ekim olayları zaten bir iç savaş dayatması değil miydi?" diye sorarken Akif Beki de, "Hani 'Ne PKK ne darbe' sesleri" diyor. Her iki yazar da AK Parti karşıtlarının PKK'ya here geçen daha fazla bel bağladığına dikkat çekiyor.
KURTULUŞ TAYİZ: SAHİ, O DARBE NASIL OLACAK?
"Hedefte olan kim? HDP mi yoksa hükümet mi?
Ankara'yı darbeyle, iç savaşla tehdit edenlerin hiç günahı yok mu? Sadece tehditle kaldıkları da söylenemez. 6-7 Ekim olayları zaten bir iç savaş dayatması değil miydi?
Yüksekova'da çarşı iznine çıkan sivil askerleri arkalarından vurmak, askeri yeniden oyuna davet etme anlamına gelmiyor muydu? Diyarbakır'da eşiyle alışverişe çıkan bir subayı pazarda öldürerek neyi amaçlıyorlardı? Hüda-Par'lılara yönelik infazlarla hedeflenen neydi? Güneydoğu'da neredeyse her gün bir vatandaşı yargılayıp infaz ediyorlar. Sokaklarda yol kesip vatandaşlara saldırıyorlar. Mahallelerde hendek kazıp kanton ilan ediyorlar. Bütün bu hareketler sizce hangi amaca dönük? Bu eylemler, Cemil Bayık'ın bahsettiği "ya darbe ya iç savaş" için değil mi?
Kandil'den yapılan açıklamaların sonucunda kanlı infazlar gerçekleşmese ve insanlar ölmeseydi bunlara "boş tehdit" ve "taktik açıklamalar" deyip geçebilirdik. Fakat Bayık'ın savurduğu tehditler hiç de boş laflardan ibaret değil; her sözün karşılığında bölgede kan akıyor.
(...)Ve Kürt hareketi bugün 17-25 Aralık Yargı darbesiyle hükümeti devirmeye çalışanların umudu haline geldi. Kandil, Mehmet Altan'ın "iç savaşın kanlı yolundan geçmeden bu hükümetten kurtulamayız" sözleriyle özetlediği yoldan yürüyor şimdi. Ancak bu yol kimseye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmez. Türkler de, Kürtler de kaybeder; kazanan, önceki darbelerde olduğu gibi arkadaki güçler olur. Barış ve çözüm süreci ise bu toprakların insanlarına kazandırır. "
AKİF BEKİ: HANİ 'NE PKK NE DARBE' SESLERİ
"CHP milletvekili Durdu Özbolat ın çıkardığı Yurt gazetesini yakın takip etmiyorum.
Sağ olsun dün. Radikal'den Oral Çalışlar yazdı da haberim oldu.
Yurt'tan Nazan Özcan. Kandil'e kadar gidip Cemil Bayık'la ayrıntılı bir söyleşi yapmış. Söyledikleri arasında en çok, "Darbeyle devrilmek istemiyorlarsa, derhal müzarekeye otursunlar" çağrısı tırmalamış Oral Çalışların gözünü.
"Bizimle anlaştın anlaştın, yoksa içsavaş çıkar, darbeyle devrilirsin" demeye getiriyormuş Cemil Bayık.
Tuğluk tan sonra Bayık da devlete isyan etmiş bir hareketin sözcüsü olarak seçimle işbaşına gelmiş sivil iktidarı askeri darbe ile korkutuyor. Üstelik CHP'li bir patronun gazetesi üzerinden...
Hey gidi kavanoz dipli dünya!...
(...)Eskiden hiç değilse utanma belasına. "Ne darbe ne şeriat" diyerek ortada top çevirenler olurdu.
Yine bazı liberaller de yasak savmak için dahi olsa, "Ne cami ne kışla" gibi orta yolcu formüller icat ederdi.
AK Partiye diş bileyen kesimlerin, artık "Ne AK Parti ne PKK" demeye bile varmıyor dilleri. Nerede kaldı "Ne PKK ne darbe" diyebilmek."