BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,36
ALTIN 3.036,78
HABER /  GÜNCEL

Cemevlerinin isteğine hayır

Diyanet İşleri Başkanı, cemevlerinin elektrik giderlerinin karşılanması isteklerini geri çevirdi.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, "Cemevlerinin elektrik parası niçin ödenmiyor" sorusuna şu yanıtı verdi: "Cemevleri, cami, mescit, kilise, havra ve sinagoglar gibi ibadethane değil. Mistik mekânlar için bütçeye ödenek konmuyor."

Cemevine ışık yok!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, cemevlerinin elektrik giderlerinin karşılanması isteklerini geri çevirdi. Diyanet'e göre, cemevi "mistik mekân" sınıfına giriyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, cemevlerinin elektrik faturalarının cami, mescit, sinagog ve kiliselerde olduğu gibi kurumu tarafından karşılanması yönündeki isteklere olumlu yanıt vermedi. Çünkü, Bardakoğlu'na göre cemevleri ibadethane değil, "tarihsel zenginliği yansıtan mistik geleneklerin yaşatıldığı mekânlar." CHP Tokat Milletvekili Feramus Şahin yazılı soru önergesinde, Türkiye'de 15 milyon Alevi vatandaşın yaşadığını hatırlatarak, cami, kilise, havra ve sinagogların elektrik paralarının Diyanet tarafından karşılanırken, aynı uygulamanın
neden cemevleri için yapılmadığını sordu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, 2002'de çıkan Bakanlar Kurulu kararında ibadethanelerin elektrik giderlerinin karşılanmasının hükme bağlandığını ve ibadethaneler listesinde "cami, mescit, kilise, havra ve sinagog" ların yer aldığını vurguladı.

ÖDENEK KONMADI

Bardakoğlu, "Bakanlar Kurulu kararında ibadethaneler kapsamında değerlendirilmediğinden cemevlerinin elektrik giderleri için Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine ödenek konulması mümkün olmamaktadır" dedi. Bardakoğlu, kurumun bütçesine konulan elektrik ödeneğinin birçok ibadethanenin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtti.

Bardakoğlu, bu nedenle bazı ibadethanelerin elektrik giderlerinin cemaatlerce karşılanmak zorunda kaldığını söyledi. Bardakoğlu, ibadethanelerin su giderleri için kendi bütçelerine ödenek konmadığını, bunların belediyelerce ücretsiz olarak karşılandığını bildirdi. Bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırı olmadığını savunan Bardakoğlu, cemevlerini ibadethane değil, "mistik mekân" olarak tanımladı: "Mevzuat uyarınca yapılan uygulama sosyal ve kültürel etkinlerin yapıldığı, tarihsel zenginliğimizi yansıtan mistik geleneklerin yaşatıldığı benzeri diğer mekânlar için de aynıdır. Dolayısıyla bu uygulamanın AB'ye giriş süreciyle bir ilgisi bulunmamaktadır."