AK Parti ile arasında iplerin koptuğu cemaat önümüzdeki günlerde nasıl bir politika izleyecek?
Abone olVatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır bugünkü köşe yazısında Ak Parti ile yolları tamamen ayıran Cemaat'in bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyebileceğini yazdı.
CHP'nin İstanbul ve Ankara adaylarına Cemaat'in nasıl baktığını da yorumlayan Çakır, CHP ile Cemaat arasında yakınlaşma olabileceği tahmininde bulundu.
Ruşen Çakır'ın "Cemaat için de Sarıgül çare mi?" başlıklı yazısından çarpıcı bölümler şöyle:
"Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın son açıklamasında, Cemaat’in AKP hükümetinin politikalarını özellikle 2011 genel seçimlerinin ardından eleştirmeye başladığı vurgulanmıştı. Artık bu iki gücün birbirlerinden iyice kopmuş olduğu ortada. Lakin Gülen cemaatinin partisi ve kendi bağımsız adayları olmadığı için işler karışıyor.
Ve tabii ki gözler öncelikle ana muhalefet partisine çevriliyor. Hayır, CHP ile cemaatin yerel seçimler için bir ittifak yaptıklarını ileri sürüyor değilim. Hatta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iyice şiddetlenen savaşta herhangi bir tarafa angaje olmuş görüntüsü vermemek için bariz bir çaba gösterdiğini gözlüyoruz.
ANTİPATİK GELMEZ!
Bununla birlikte, aralık başında Washington’da alenileşen CHP-cemaat yakınlaşmasının sekteye uğramadan sürdüğünü de söyleyebiliriz. İşte tam da bu noktada CHP’nin İstanbul’da Mustafa Sarıgül, Ankara’daysa Mansur Yavaş’ı aday göstermiş olmasının kerameti anlaşılıyor.
Gerek cemaatin kendi tabanına, gerekse yolsuzluk vs. gibi nedenlerle AKP’den uzaklaşabilecek seçmene sempatik gelebilecek (en azından fazla antipatik gelmeyecek) olan Sarıgül ve Yavaş’ın CHP tarafından bilinçli olarak tercih edildiklerini pekâlâ düşünebiliriz. Son olarak, cemaat ile hükümetin arasının alabildiğine açılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesiyle sulh beklentilerini kamçılamış olan Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’nin Melih Gökçek ile kadim dostluğundan ve Gezi sürecinin öne çıkan figürü Gökçek’in son krizde şaşırtıcı derecede sessiz kalmasından söz etmeden bu yazıyı bitirmek yanlış olur.
Ruşen Çakır'ın tüm yazıları