Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, bugünkü yazısında Gülen Cemaati'nin gerçekleri nasıl ustalıkla yer değiştirdiğini yazdı.
Abone olZaman'a kayyum atanmasından sonra gazete binası önünde yaşanan arbedede başörtülü bir kadının başından yaralanması yankı uyandırdı.
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, herkesi derinden etkileyen o fotoğrafı "‘Gerçekliği çarpıtma sahası’ Cemaat'in zihin yapısı" başlıklı yazısında kaleme aldı.
Cemaat'in militan şakirtlerinin bu tür psikolojik kavga taktiklerini iyi bildiğini yazan Öztürk, "Çok sofistike ve çok karmaşık bir durumla karşı karşıyayız." diyor.
GERÇEKLERİ YER DEĞİŞTİRME TAKTİĞİ
Bir gerçeğin önüne perde yaparak asıl meselenin tartışılmasını engelleme konusunda usta olduklarını savunan yazar, Cemaat'in izlediği taktiği köşesinde böyle anlatıyor:
"Örneğin, başörtülü kızımızın başının kanadığı bir gerçek. Bir gazetenin kapatılması basın özgürlüğüne aykırıdır, bu da bir gerçek. Ancak, bir gazetenin devlete karşı darbe girişiminde odak noktası ve yönlendirme merkezi olması suç, bu asıl gerçek. Başörtülü bir kızın eline Kur'an-ı Kerim vererek, polisin karşısına dikip, hukukun uygulanmasını yasa dışı yöntemlerle engellemek de kötü bir niyet. İşte bu gerçekleri tartışmıyor kimse. Cemaat 'gerçekleri yer değiştirme' taktiğini böyle uyguluyor.
ZEMİNLERİ KAYDIRMA
Siz asıl darbe girişimine odak olan gazeteyi tartışmak yerine, onunla yer değiştiren, başka bir gerçeği tartışıp, başka bir zeminde buluyorsunuz kendinizi. İşte buna da 'zeminleri kaydırma' deniyor.
Cemaat tüm gücünü yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük gibi konuların tartışılmasına ve bunu dillendirdiği için Cemaat'e savaş açıldığına inandırmak için harcıyor. Darbe yapılmadığını, usulsüz dinlemelerin olmadığını, devletin kurumlarını ele geçirmek için uğraşmadığını savunmuyor bile. Siz de onun suçlamalarına cevap verirken, asıl konuyu, asıl gerçeği tartışmayacağınız bir alana kayıyorsunuz otomatik olarak."
BİR YALANA KENDİNİ İNANDIRMAK
Arkadaşlarının Apple'ın efsane kurucusu Steve Jobs'un en etkili karakteristik özelliğini, “gerçekliği çarpıtma sahası” olarak tanımladığını aktaran Öztürk, "Cemaat'in neredeyse tüm fertleri, masum eğitim ve yardım faaliyetleriyle uğraşan bir yapı olduklarına sarsılmaz bir şekilde inandırılmış. Bana göre en başta Fethullah Gülen buna inanmış." ifadelerini kullanıyor.
STEVE JOBS ÖRNEĞİ
Yazar Cemaat'i böyle tarif ettikten sonra Jobs'un hayatından bir örnekle yazısını tamamlıyor:
"Jobs'un kendi ürettiği bir yalana ya da mite, arkadaşlarını ikna etmenin ötesinde, önce kendisi buna sarsılmaz bir şekilde inanır. Onun bu inanılmaz inancı ve iradesi çevresinin de inanmasını sağlar.
Çalışma arkadaşı Andy Hertzfeld şöyle der: “Jobs'un 'gerçekliği çarpıtma sahası' huyunu değiştirmek için çok uğraştık ancak başaramadık. Sonunda vazgeçtik ve onu 'bir doğa kuvveti' olarak kabul ettik, ona inandık”.