Gazeteci Ruşen Çakır, hükümetin, cemaatin “sivil olmayan” kanadına yönelik bazı adımlar atabileceğini yazdı.
Abone olVatan si yazarı Ruşen Çakır, hükümetin operasyonuna karşı cemaatin bu kişileri ne ölçüde sahipleneceğinin kavganın geleceğini belirleyeceğini iddia etti.
Bugünkü köşesinde cemaat-hükümet gerilimini ele alan yazar, cemaatin "sivil" olmayan kanadını yazdı.
"Sivil" olmayan kanadı, "Cemaatin özellikle devlet içindeki kadrolaşmasını yürüten, bu kadrolar aracılığıyla değişik stratejileri hayata geçiren, kim olduklarını bilmediğimiz" kişiler olarak tanımlayan Ruşen Çakır, "komplolar kimin işi?" diye sorduktan sonra Ahmet Şık ve Nedim Şener olayını hatırlattı.
İÇ HESAPLAŞMAYA DÖNÜŞMEDİ
(...)Ben dâhil birçok kişi, Hanefi Avcı’nın, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in, sırf cemaatin özellikle emniyet teşkilatındaki kadrolaşmasıyla ilgili yazıp söyledikleri nedeniyle, bizzat suçladıkları kişilerin tezgâhladığı komplolarla mağdur edildiğine inanıyor. Cemaat medyasının da bu komploları meşrulaştırdığı hatırlandığında, en azından ilk aşamada cemaat içinde sivil/sivil olmayan ayrımına tanık olunmadı. Fakat kısa süre içinde bu kişilerin masumiyeti konusunda kamuoyunda büyük ölçüde görüş birliği oluşunca cemaatin sivil kanadında belirgin bir tutum değişikliği gözlendi. Ancak bu hiçbir zaman “Maalesef içimizde yanlış yapanlar var” gibi bir iç hesaplaşmaya dönüşmedi."
CEMAATE ÇAĞRI
MİT krizine değinen ve Başbakan Erdoğan'ın cemaate yaptıı "fitne odaklarını bulun" çağrısına işaret eden yazar, savaşta bundan sonra neler olabileceğini anlattı:
"Savaşın bundan sonraki aşamalarında hükümetin, cemaatin “sivil olmayan” kanadına yönelik bazı adımları gündeme gelebilir. Böylesi bir gelişme karşısında cemaatin nasıl bir tutum alacağı, bu kişileri ne ölçüde sahipleneceğiyse kavganın geleceğini belirleyecektir. Pazar günkü yazımdan (<http:// www. rusencakir.com/ Hesap-vermeden-hesap-sormak/ 2310>) bir alıntıyla bu hayati konuyu şimdilik bitirmek istiyorum: “Gülen cemaati içinde genç ve orta yaşlı kesimde özgürlükçü, demokratik ve sivil damarın bazılarını şaşırtacak ölçüde güçlü olduğunu gözleyen biriyim. Beklentim, dershane kriziyle birlikte tamamen değişen Türkiye atmosferinde bu yaklaşımın öne çıkması ve cemaati, ülkedeki genel demokratikleşme mücadelesine taşımaları.”