Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, AK Parti-Cemaat geriliminde gelinen son noktayı değerlendirdi.
Abone olYolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası tırmanan AK Parti-Cemaat geriliminde son gelişme cemaatin amiral gemisi olarak gösterilen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan (GYV) yapılan açıklama oldu.
En son Hüseyin Gülerce'nin ılımlı sözleri ile Fethullah Gülen'in sert açıklamalarına ara vermesiyle 'Hükümet ile cemaat arasında sulh imzalanıyor' görüşü ortaya atılsa da GYV'den yapılan açıklamayla bu iddia çürüdü.
Açıklamada yolsuzluğun üzerinin örtülmemesi isteyen Cemaat Vakfı, AK Parti hükümetini 2011 yılından itibaren desteklemeyi bıraktıklarını da ilan etti.
İŞTE GAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFI'NIN O AÇIKLAMASI
Peki bu açıklama ne anlama geliyor?
Bu sorunun yanıtını Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır bugünkü köşesinden net bir dille verdi.
"Cemaat hükümete karşı pozisyonunda kararlı ve ısrarcı" diyen Çakır, şunları yazdı:
AKDOĞAN'IN O SÖZLERİNE YANIT
Daha Perşembe günü, Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı, Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan Yeni Şafak’ta "Yasin Doğan" müstearıyla çıkan "İstihbarat oyunlarının vardığı nokta" başlıklı yazısında, adını vermeden Fethullah Gülen hareketinin amiral gemisi olarak niteleyebileceğimiz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) hakkında şu soruyu sormuştu:
"Diyalogculukla nam bulan bir vakıf, geçmişte TÜSİAD'ın yaptığı gibi her hafta racon kesiyor, dini cemaatler veya STK'larla işbirliğine gitmek yerine yabancı ülkelerin misyon şefleriyle hükümete karşı lobicilik faaliyetlerine girişiyorsa bu nasıl bir sivilliktir, nasıl bir vatanseverliktir?"
Cevap gecikmedi. GYV dün, Cemaat ile hükümet arasındaki gerginliğin gelmiş olduğu son nokta hakkında önemli açıklamalar yaptı. Önce isim verilmeden Akdoğan’a verilen cevaba bakalım:
"Vakfımızın hem Türkiye’yi hem de Hizmet Gönüllülerinin yapmış oldukları faaliyetleri tüm dünyaya anlatma amaçlı yaptığı şeffaf toplantıların bile hükümete yakın bir kısım medya organlarınca çarpıtılarak ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘uluslararası odaklarla işbirliği’ gibi akıl almaz komplo teorileri ve ithamlarla haberleştirilmesi insafla bağdaşmaz. Aksi takdirde bu tip faaliyetleri yapan herkesi ajanlıkla suçlamak ülkeyi içinden çıkılmaz bir cinnet haline sürükleyecektir."
GERİ ADIM YOK
.... Titiz bir okuma yapılması halinde Cemaat’in tartışmalı herhangi bir konuda herhangi bir şekilde görüşlerini değiştirmesinin, bazı ısrarlardan vazgeçmesinin söz konusu olmadığı anlaşılacaktır.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, Başbakan’ın iyice popülerleştirdiği "diklenmeden dik durmak" tanımlaması geliyor akla, ancak Cemaat’in dik durduğu kesin olmakla birlikte diklenip diklenmediği tartışılır.
Örneğin “Yürütülen soruşturmaların ardında ‘Hizmet’ olduğu iddiası çirkin bir iftiradır” sözü geri adım filan değil. Her şeyden önce yeni değil. Cemaat’in medyası ilk andan itibaren sonuna kadar sahip çıktığı 17 Aralık operasyonu için hep "bizimle ilgisi yok" kaydını düşmüştü. GYV açıklamasında da operasyonlar aleyhine herhangi bir cümle bulunmazken, hükümetin bunları engellemek, örtbas etmek için attığı adımlar açık ve kararlı (ve bana göre isabetli) bir şekilde eleştiriliyor. Dolayısıyla Başbakan’ın tamamen komplo olarak görüp göstermek istediği bu soruşturmalara desteğini sürdüren Cemaat’in, hükümete doğru adım attığını söylemenin hiçbir inandırıcı tarafı yok.
AK PARTİ'YE DESTEK YOK
Çakır, açıklamadaki "AK Parti’yi destekleyen sağduyulu kesimleri ülkenin geleceği ile ilgili derin endişelere sevk etmiştir" bölümü için ise çarpıcı bir analizde bulundu:
Cemaat bu tespitle AKP ve özellikle Erdoğan’la yollarını iyice ayırırken, kendisi gibi, daha önce AKP’ye destek vermiş ama yakın dönemlerde bunu sonlandırmış kişi ve çevrelerle yeni bir ittifakın teorik temelini de atmış oluyor.
BİLAL ERDOĞAN'I YATAĞINDAN ALACAKLARDI Başlamadan durdurulan ikinci operasyonla ilgili inanılmaz iddialar. Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan gece yatağından alınacakmış. Bir vahim iddia daha var. Emniyetten Paralel Devlet'e uzanan paralel bir hat çekilmiş. (TIKLA OKU) |
Ruşen Çakır'ın tüm yazıları