Cemaat'in polis imamını Sabah sürmanşetten ifşa ederek özel bilgilerini servis etti. İstihbarat tekniği ile hazırlanan haber olay oldu.
Abone olSABAH Gazetesi sürmanşetinden Cemaate adeta gözdağı verdi. Gazete tepeye bir fotoğraf yerleştirdi ve ' İŞTE CEMAAT'İN EMNİYET İMAMI' diyerek bir ismi işaret etti.
Kamuoyunda 'Kozanlı Ömer' lakabıyla bilinen ve Cemaat'in Emniyet yapılanmasının gizli lideri olarak lanse edilen Osman Hilmi Özdil ile ilgili şimdiye kadar çok şey söylenmiş yazılmıştı.
Cemaat ile AK Parti arasındaki savaş kızışınca bu kez hükümet cephesi Cemaatle ilgili özel bilgileri ifşa etmeye başladı.
SÜRMANŞETTEN FOTOĞRAFINI BASTILAR
Sabah Gazetesi'nin sürmanşetine 'Cemaat İmamı' denilerek çıkartılan haber de bunun ürünü. Gazete, Cemaat'in şehir efsanesi gibi konuşulan ismini hem fotoğrafı hem de özgeçmişi ile ifşa etti.
CEMAAT'İN GİZEMLİ ADAMI
Kozanlı Ömer lakabıyla bilinen Osman Hilmi Özdil'in asıl mesleği sigortacılık. Sabah Gazetesi "gizemli adam' dediği Özdil'i şöyle tanıttı;
Adana Kozan doğumlu olduğu için 'Kozanlı Ömer' lakabıyla bilinen, Cemaat'in Emniyet yapılanmasının lideri -daha doğrusu paralel devletin- polis imamı olan Osman Hilmi Özdil İstanbul'da yaşıyor, zaman zaman Ankara'ya gidiyor. Özdil'in, görünürdeki mesleği olan sigortacılıkla hiç bağdaşmayacak esrarengiz ilişkileri var.
İŞE GİDİŞ GELİŞ YOLUNU BİLE VERDİLER
Sabah Gazetesi'nin haberi İstihbarat örgütlerinin yaptığı özel izleme bilgilerini anımsatıyor. Özdil'in kullandığı arabadan, evden saat kaçta çıktığına, işe giderken hangi güzergahları kullandığına dair tüm veriler yansıtılmış. Bu kadar incelikli veriler ancak istihbarat izlemesi ile elde edilebilecek türden.
İŞTE İSTİHBARAT İŞİ BİLGİLER
Sabah Gazetesi'ndeki haber aynen şöyle devam ediyor;
Adı ilk kez meşhur istihbaratçı, polis şefi Hanefi Avcı'nın yazdığı "Haliç'te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat" adlı kitapta geçen Osman Hilmi Özdil, Cemaat'in Emniyet yapılanmasını ve dolayısıyla paralel devleti yönetenlerden biri.
Osman Hilmi Özdil, elinde sürekli bir çantayla, korumasız ve şoförsüz bir şekilde geziyor. 34 VP …. plakalı, Yeni Master Sigorta şirketine kayıtlı Volkswagen Passat 2013 model gri bir araç kullanıyor.
AYNI YOLLARI KULLANMIYOR
Osman Hilmi Özdil, her gün saat 09:00 ile 11:00 arası evden çıkıyor. Evden çıkış saati düzenli değil ve belirli bir işyerine gitmiyor. Özdil'in sık gittiği bir işhanı vaktiyle Fethullah Gülen'in ikamet ettiği Altunizade'de bulunuyor. Osman Hilmi Özdil, evden çıktıktan sonra gideceği yere genelde aynı yolları kullanmamayı tercih ederek ulaşıyor. Takip edilme ihtimaline karşı zaman zaman yol kenarında duruyor, sonra yeniden yola koyuluyor. Bazen sinyal vermeden ani dönüşler yapıyor. Nüfus kayıtlarına göre 5 Aralık 1968 Adana Kozan doğumlu alan Osman Hilmi Özdil, Kozan'ın Mahmutlu Mahallesi nüfusuna kayıtlı. 1993 yılında dünya evine giren Özdil'in dört çocuğu var.
FBI'YA KOZMİK BİLGİLERİ KAPTIRDI
Osman Hilmi Özdil, Hanefi Avcı'nın verdiği bilgilere göre 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) giriş yaparken içinde kozmik bilgilerin bulunduğu bir laptop ile yakalanmıştı. FBI'nın, içindeki verilere el koyduğu bu laptopta Cemaat'in devletteki örgütlenmesi, yani paralel devletle ilgili çok gizli bilgilerin yer aldığı belirtiliyor. Bu olayı Hanefi Avcı, kitabında detaylarıyla anlattı. Avcı, Cemaatçi polislerin 'Kozanlı Ömer'i Fethullah Gülen'e şikâyet ettiği bir notu da kitabında yayımladı. O notta, "MİT Müsteşarlığı ve askeri istihbarat birimleri Ömer Bey'i gerçek adı (Osman Hilmi Özdil) ile bilmekte ve takip etmektedir. Emniyet Teşkilatı'nda görev yapan üst düzey yetkililerden olan Emin Arslan, Sabri Uzun, Hanefi Avcı, Hüseyin Özalp gibi devletin önemli merkezleriyle irtibatlı kişiler de Ömer Bey'in teşkilatın sorumlusu olduğunu bilmektedirler," ifadeleri yer alıyor.
'MATRUŞKA DEVLET'İN DARBE GİRİŞİMİ
Güvenilir kaynaklara göre, SABAH'ın bulduğu Osman Hilmi Özdil, Ergenekon operasyonlarından itibaren Balyoz, KCK ve Oslo süreciyle ilgili Emniyet-yargı operasyonlarının mimarı ve Emniyet'teki atamaların kilit ismi. Dolayısıyla Özdil; İlker Başbuğ, Hanefi Avcı gibi isimlerin cezaevine konulduğu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in tutuklanmak istendiği operasyonların Emniyet ayağındaki karar vericilerinden olarak görülüyor. Devlet içinde örgütlenen paralel devletin, devletle savaşı 7 Şubat 2012'deki MİT kriziyle başladı, 17 Aralık operasyonlarıyla devam etti ve bugün şiddetli bir hal aldı. Şimdi devletin içinden bir 'matruşka' gibi çıkan paralel örgütlenmeler, operasyonlarla üst devlet otoritesini zayıflatmaya çalışıyor. Bu girişim, yargı eliyle bir darbe girişimi olarak değerlendiriliyor.