Hükümetin beklenen karşı hamlesi neden başlamadı. Ruşen Çakır'a göre Erdoğan bundan çekiniyor!
Abone olHükümet ve cemaat geriliminin 17 Aralık sonrası açık bir savaşa dönüşmesi ve operasyonların ucunun Başbakan Erdoğan'a uzanacak olmasıyla hükümetten karşı hamle bekleniyordu.
Vatan si yazarı Ruşen Çakır'da hükümetin cemaatin tahriklerine dayanamayıp çok yakında karşı operasyon başlayacağını düşündüğünü söyledi ve hala neden başlamadığını analiz etti.
Hükümetin seçimlerden önce yapmayı pek istemese de, Cemaatin tahriklerine daha fazla dayanamayıp kısa süre içinde bir “paralel devlet operasyonu” başlatacağını düşünüyordum.
Yanılmışım. Cemaat saldırılarını, buna bağlı olarak hükümete darbe indirmeyi sürdürüyor fakat o beklenen operasyon bir türlü başlamadı. Niçin? Cemaat çevrelerine göre, çünkü böylesi bir soruşturmanın maddi bir zemini yoktur. Diğer bir deyişle “paralel devlet” diye bir yapı aslında mevcut değildir, hükümet rüşvet/yolsuzluk iddialarını örtmek için bu yalana başvurmaktadır.
Hükümetin 17 ve 25 Aralık soruşturmalarıyla ortaya çıkan vahim iddiaları unutturmak, en azından geri plana itmek için her türlü yola başvurmak istediği ve başvurduğu kesin. Bütün bu operasyonları doğrudan “paralel devlet” ile irtibatlandırılmasının ardında böyle bir hesabın olması da kuvvetle muhtemel. Fakat bunlardan hareketle “paralel devlet” diye bir yapılanma bulunmadığını, dolayısıyla son yolsuzluk operasyonlarının da bu yapılanmanın işi olmadığını ileri sürmek de hiç inandırıcı ve gerçekçi değil.
HESAPLAŞMAYA HAZIRLIK
Kimileri de, operasyonun bir türlü başlamamasını, hükümetin gerekli hazırlıkları henüz tamamlamamış olmasıyla açıklıyorlar. Adliye, mülkiye ve emniyetteki görevden alma ve yeni atamaların bir türlü bitmek bilmemesi bu açıklamayı güçlendiriyor. Ayrıca hükümetin HSYK’nın yapısını değiştirme ve interneti sıkı denetim altına alma arayışlarının da muhtemel “paralel devlet” operasyonuyla irtibatlı olduğu kesin.
ERDOĞAN'IN ELİ VARMIYOR
Fakat bütün bunların ötesinde Başbakan Erdoğan’ın bu operasyonu başlatmamasının en önemli nedeninin bir türlü elinin start düğmesine basmaya varmaması olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu operasyonun başlayacağı gün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir milat olacaktır.
Özetleyerek tekrarlayacak olursak: Cumhuriyet tarihi boyunca İslami yapılar, hep “öteki” ile mücadele ettiler. Yaşadıkları mağduriyetlerin hemen tümünün sorumlusu “laik”, “Kemalist” vb. olarak görüp uzak durdukları rejim ve onun sivil destekçileriydi. İki ayrı İslami yapıyı karşı karşıya getiren Gülen cemaati ile AKP hükümeti arasındaki savaş bu bağlamda bir ilktir. İki tarafın da diğerinin yaptığının İslam’a aykırı olduğunu kanıtlamaya çalışmasının ardında, kendilerinin aslında “İslami” bir yapılanmayla savaşmadıklarını kanıtlama arayışı var.
Ancak, eğer bugün AKP hükümeti, Cemaatle ilgili bazı kişileri “devlet içinde çete kurmak”, “casusluk yapmak” gibi suçlamalarla tutuklamaya kalkarsa ve ardından büyük davalar açarsa, ki gidişat bu yönde, bunun geri dönüşü kolay kolay olmayacaktır. Ve gelecek kuşakların gözünde Cemaatin “mazlum” mertebesine yükselme ihtimali hayli yüksektir.
Sanıyorum Cemaatin önde gelen isimleri de, ne olursa olsun hükümetin beklenen soruşturmayı başlatamayacağı düşüncesinden hareketle geniş bir özgüven dairesi içinde hareket ediyorlar.