Hidayet Karaca ve Cemaatçi polislere tahliyede son raund oynandı. 29. ve 32 Asliye mahkemesi kararında direndi. Savcılık da ikinci kez kararı yok saydı.
Abone olParalel Yapı soruşturmasından gözaltına alınan Cemaatçi 75 kişinin tahliyesinde bugün hükümet ve Cemaat arasında ikinci raund yaşandı. Tahliye kararı veren 32. ve 29. Asliye Ceza Mahkemeleri kararlarında direndiler. 32. Asliye Ceza Mahkemesi tahliyeyi tekrar yürürlüğe koyarken 29. Asliye Ceza ise 'yok hükmündeki' kararı 'yok hükmünde' ilan etti.
Hükümet ise kararlarında direnen mahkeme hakimlerini açığa alırken, Cumhuriyet Başsavcılığı 'ikinci kez çıkan tahliye' kararını da reddetti. Hükümet ile Cemaatin yargıdaki tahliye savaşı sonunda Hidayet Karaca ve 75 polis tahliye edilmeyecek.
32. Asliye Ceza Mahkemesi, aralarında STV yöneticisi Hidayet Karaca ve Cemaatçi polislerin de olduğu çok tartışılan tahliye kararında ısrar etti. Mahkeme savcılığın gönderdiği dosyayı “Tahliye kararları yerine getirilsin” diyerek bugün infaz savcılığına geri gönderdi.
32. Asliye Ceza Mahkemesi bir nevi 10 Sulh Ceza Hakimliği'nin "yok hükmünde kararı yok hükmündedir" dedi. Kararında direnen 32. Asliye Ceza Mahkemesi, tahliye karalarını uygulamayan bütün ilgili kişilere Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinde kabul edilen özgürlük ve güvenlik haklarını ihlal etme durumu ile TCK 109. Maddesinde düzenlenen Hürriyet-i Tahdit suçunu işleme durumuyla karşı karşıya kaldıklarını ve aldıkları kararın kesin karar olduğunu 'savundu'.
29. ASLİYE : 'YOK HÜKMÜNDEKİ' KARAR 'YOK HÜKMÜNDE'
Redd-i Hakim talebine bakan 29. Asliye Ceza Mahkemesi de kararında direndi. 29. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararını 'yok hükmünde' sayan 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin aldığı kararları 'yok hükmünde' saydığını ilan etti.
10. Sulh Ceza Hakimi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak HSYK'ya bildirimde bulundu.
CUMHURİYET SAVCISINDAN KARŞILIK
TAHLİYE YOK GERİ İADE
29.ve 32. Asliye Ceza Mahkemelerinin bu 'ısrarlı tahliye' direnişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu'ndan döndü. Nöbetçi savcılarından Ahmet Hanefi Uslu, bu kararı da daha önceki gerekçeler doğrultusunda mahkemesine iade etti.
CEMAATÇİLER TAHLİYE OLACAK MI?
Bugün gerçekleşen yargıdaki 'tahliye' restleşmesi 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemeleri hakimlerinin açığa alınması ile noktalandı. STV yönetici Hidayet Karaca ve Cemaatçi olduğu öne sürülen 75 polis tahliye olamayacak.
29. ASLİYE'NİN ALDIĞI KARAR
TAHLİYE KRİZİ NASIL ÇIKTI? OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 22 Temmuz 2014'ten beri sürdürülen "casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpası, 'Selam Tevhid'de kumpas, Tahşiye grubuna yönelik kumpas ve emniyetteki paralel yapı'' soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan, aralarında eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Erol Demirhan, Serdar Bayraktutan ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da bulunduğu şüphelilerin avukatları ile Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in avukatı, İstanbul Adliyesi'nde görevli 10 sulh ceza hakiminin reddi ile tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesini içeren dilekçeleri, 20 Nisan'da yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu.
Bu itirazlara bakma yetkisi olmamasına rağmen talepleri kabul ederek harekete geçen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik, 21 Nisan'da soruşturmaları yürüten savcılardan soruşturma dosyalarını istemiş, sulh ceza hakimlerinden de reddi taleplerine ilişkin savunma istemişti.
YETKİSİ OLMADIĞI HALDE KARAR ALDI
"Paralel yapı"ya ilişkin soruşturmaları yürüten savcılar ise İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu konuda yetkili olmadığını ifade ederek, soruşturma dosyalarını göndermemiş ve konuyla ilgili Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün yazısını hakim Özçelik'e göndermişti.
Reddi istenen sulh ceza hakimleri de İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik'e cevaben, yetkisinin olmadığını, reddi hakim taleplerini içeren dilekçeleri kendilerine göndermesini istemişti. Ancak Özçelik, bu dilekçeleri göndermemişti.
Bunun üzerine hakim Özçelik, İstanbul Adliyesi'nde görevli bulunan tüm sulh ceza hakimlerin reddine karar vermiş, tahliye konusunda dilekçeleri ise İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Başer de ''paralel yapı'' soruşturmalarında tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesine karar vermişti. Bu kararların ardından, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği de İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemelerinin aldığı kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, verilen kararların "yok hükmünde" olduğuna karar vermişti. Hakimlik ayrıca tüm tutuklu şüphelilerin, tahliye taleplerini reddetmiş ve bu hallerinin devamına hükmetmişti.
Tutukluların avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu nöbetçi savcısı Orhan Güldiker'e, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ''yetkisi olmadığı halde'' tahliye kararı vermesinin ardından hazırlanan müzekkereleri işleme koyması için dün başvurmuştu. Savcı Güldiker de İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen tahliye müzekkerelerini mahkemesine iade etmişti.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ile İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Mustafa Başer hakkında inceleme başlatmıştı.
ADALET BAKANLIĞI'NIN YAZISI
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 6 Şubat'ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda, asliye ceza mahkemelerinin sulh ceza mahkemeleri kararlarına bakamayacağı, sulh ceza hakimlikleri tarafından alınan kararlara ilişkin itirazları değerlendirme makamının yine sulh ceza hakimlikleri olduğu belirtilmişti.
Tutuklamaya ilişkin karar hakkında sulh ceza hakiminden başka birinin karar vermesinin yasal olmayacağı vurgulanan yazıda, ayrıca hakimin reddi müessesesinin, bir adliyede bulunan tüm hakimlerin toplu olarak reddi anlamında kullanılmasının mümkün olmadığı kaydedilmişti.