BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,39
ALTIN 2.938,32
HABER /  GÜNCEL

Cemaatçi polislere tahliye krizinde son karar!

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, 'paralel yapı' soruşturmalarında tutuklu bulunan şüphelilerin tahliye edilmesine ilişkin verdiği ve infaz savcılığınca yok hükmünde sayıldığı için iade edilen kararını yeniden nöbetçi infaz savcılığına gönderdi.

Abone ol

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, "paralel yapı'' soruşturmalarında tutuklu bulunan şüphelilerin tahliye edilmesine ilişkin 25 Nisan'da verdiği ve infaz savcılığınca "yok hükmünde" sayıldığı için iade edilen kararını, ikinci kez infaz savcılığına gönderdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu nöbetçi savcılarından Ahmet Hanefi Uslu, bu kararı da daha önceki gerekçeler doğrultusunda mahkemesine iade etti.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen şüpheli avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu nöbetçi savcılığına giderek, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin "yetkisi olmadığı halde" aldığı şüphelilerin tahliyesine ilişkin kararını sordu. Avukatlar, nöbetçi infaz savcısı Ahmet Hanefi Uslu ile bir süre görüştü.

Savcı Uslu'nun UYAP üzerinden kendisine gelen İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin tahliye talepli kararını, bir önceki iade kararının gerekçelerini göstererek geri gönderdiği kaydedildi. Avukatların savcı Uslu'ya hazırladıkları dilekçeleri ayrı ayrı vererek kararını gerekçelendirmesini istedikleri de ifade edildi.

YOK HÜKMÜ KARARINA 'YOK HÜKMÜ' KARARI

Öte yandan şüphelilerin avukatları, "yetkisi olmadığı" halde "reddi hakim" talebini kabul eden İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne de başvurarak, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararına itiraz etti.

Talebi değerlendiren hakim Metin Özçelik, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin, "reddi hakim kararının yok hükmünde olduğu" yönündeki kararının "yok hükmünde" olduğuna ve bu kararı yerine getirmeyen yetkililer hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.

Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da şüpheli avukatlarıyla adliye binasına geldi.

İŞTE OLAYIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 22 Temmuz 2014'ten beri sürdürülen "casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpası, 'Selam Tevhid'de kumpas, Tahşiye grubuna yönelik kumpas ve emniyetteki paralel yapı'' soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan, aralarında eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Erol Demirhan, Serdar Bayraktutan ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da bulunduğu şüphelilerin avukatları ile Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in avukatı, İstanbul Adliyesi'nde görevli 10 sulh ceza hakiminin reddi ile tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesini içeren dilekçeleri, 20 Nisan'da yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu.

Bu itirazlara bakma yetkisi olmamasına rağmen talepleri kabul ederek harekete geçen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik, 21 Nisan'da soruşturmaları yürüten savcılardan soruşturma dosyalarını istemiş, sulh ceza hakimlerinden de reddi taleplerine ilişkin savunma istemişti.

SAVCILAR VE HAKİMLERDEN RET

"Paralel yapı"ya ilişkin soruşturmaları yürüten savcılar ise İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu konuda yetkili olmadığını ifade ederek, soruşturma dosyalarını göndermemiş ve konuyla ilgili Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün yazısını hakim Özçelik'e göndermişti.

Reddi istenen sulh ceza hakimleri de İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik'e cevaben, yetkisinin olmadığını, reddi hakim taleplerini içeren dilekçeleri kendilerine göndermesini istemişti. Ancak Özçelik, bu dilekçeleri göndermemişti.

Bunun üzerine hakim Özçelik, İstanbul Adliyesi'nde görevli bulunan tüm sulh ceza hakimlerin reddine karar vermiş, tahliye konusunda dilekçeleri ise İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Başer de ''paralel yapı'' soruşturmalarında tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesine karar vermişti. Bu kararların ardından, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği de İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemelerinin aldığı kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, verilen kararların "yok hükmünde" olduğuna karar vermişti. Hakimlik ayrıca tüm tutuklu şüphelilerin, tahliye taleplerini reddetmiş ve bu hallerinin devamına hükmetmişti.

Tutukluların avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu nöbetçi savcısı Orhan Güldiker'e, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ''yetkisi olmadığı halde'' tahliye kararı vermesinin ardından hazırlanan müzekkereleri işleme koyması için dün başvurmuştu. Savcı Güldiker de İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen tahliye müzekkerelerini mahkemesine iade etmişti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ile İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Mustafa Başer hakkında inceleme başlatmıştı.

- Bakanlığın yazısı

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 6 Şubat'ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda, asliye ceza mahkemelerinin sulh ceza mahkemeleri kararlarına bakamayacağı, sulh ceza hakimlikleri tarafından alınan kararlara ilişkin itirazları değerlendirme makamının yine sulh ceza hakimlikleri olduğu belirtilmişti.

Tutuklamaya ilişkin karar hakkında sulh ceza hakiminden başka birinin karar vermesinin yasal olmayacağı vurgulanan yazıda, ayrıca hakimin reddi müessesesinin, bir adliyede bulunan tüm hakimlerin toplu olarak reddi anlamında kullanılmasının mümkün olmadığı kaydedilmişti.