Nazlı Ilıcak cemaatçi mi? Değilim diyor ve ekliyor; 'Çünkü yaşantım uygun değil!". Bir de derdi var, "Botoks yaptırması" lazımmış.
Abone olİNTERNET HABER - Nazlı Ilıcak artık 'Cemaatçi mi?'... Hükümet ile Cemaat arasındaki savaşta açıktan Hizmet hareketi safını tercih eden Ilıcak, bu soruya ilk kez böyle net yanıt verdi;
-"Cemaatçi değilim çünkü... Yaşantım, Cemaat’in edebine terbiyesine uygun değil!"
Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman, son günlerin en çok konuşulan ismi Nazlı Ilıcak ile röportaj yaptı. Köşesinden söyleşiyi yayınlayan Arman onun için ilginç yorumlarda da bulundu.
BOTOKS YAPTIRMAM LAZIM KAŞIM DÜŞTÜ
Arman, Ilıcak için “İnanılmaz açık sözlü. Botoks yaptırmam lazım, sol kaşım düştü!” diyecek kadar. Oysa, gayet iyi duruyor yüzü. 44 doğumlu olduğuna inanmakta zorlanıyor insan, o kadar iyi. Yüzünü çektirdiğini de anlatıyor, Paris’te, Fransız bir doktora" diye yazdı.
Ayşe Arman ile Nazlı Ilıcak'ın söyşesinden çarpıcı bölümler şöyle;
'BANA CEMAATÇİ DİYORLAR DEĞİLİM ÇÜNKÜ..."
Bana da “Cemaatçi!” diyorlar, “Nazlı, bu cuntanın medya kolu” diyebiliyorlar. Oysa ben kendimden eminim. Hiçbir zaman Cemaat’ten direktif almadım, almam. Bana kimse “Nazlı, şöyle konuşacaksın, şöyle yazacaksın!” demedi. Ben Cemaat’i, bu noktada haklı olduğuna inandığım için savunuyorum. Ama Cemaatçi değilim. Peki neden? Çünkü Cemaatçi olmanın belli bir adabı, edebi, terbiyesi var. Benim yaşantım öyle değil. Fakat Fethullah Hoca’ya ve yapılan hizmete tabii ki sempatim var...
ERGENEKON DELİLLERİN SAHTE OLDUĞUNA İNANMIYORUM
- Kafa karışıklığı yaratmak için, Ergenekoncuların ve Balyozcuların öne sürdüğü gerekçelere sığınıyorlar. Bunu çok acı buluyorum. Eğer böyle bir şüpheleri varsa, neden askerler yargılanırken ortaya çıkarmadılar da şimdi öne sürüyorlar? Ben bu delillerin üretilmiş sahte delil olduğuna inanmıyorum, hiçbir zaman inanmadım.
HAKİMLERİN HEPSİ Mİ CEMAAT ÜYESİ! İSPATLAYIN
Dün o davaların savcısıymış gibi konuşanlar bugün, “Yanılmışız, aldanmışız, ne kadar safmışız” diyorlar! Böyle bir şey olabilir mi? Bütün bu hâkimler, kararı onayan Yargıtay üyeleri ve HSYK’nın hepsi Cemaat üyesi olabilir mi? Öyle olduğunu düşünüyorsanız, ispat edeceksiniz! Belki içlerinde Cemaat’e sempatisi olan insanlar vardır.
GÜLEN VARKEN CEMAAT TASFİYE OLMAZ
- Cemaat tasfiye olamaz. AK Parti de, biraz zayıflasa da gücünü korur. Cemaat dediğiniz hadise, gönüllerde yer eden bir bağlılık. Ama Fethullah Gülen’in karizmasına bağlı bir sevgi halesi. Gülen sonrası ne olur, ben bunu değerlendirecek durumda değilim. Fakat Gülen hayattayken, Cemaat’in tasfiye edilmesi, ortadan kalkması diye bir şey yok. Çünkü elle tutulun bir örgüt yok.
SABAH'TAN KOVULUNCA...
- Aslında insan belli bir yaşa gelince, çalıştığı gazeteden kolay kolay ayrılmak istemiyor. “İdare edeyim” diyor. Ben de öyle düşünüyordum, ama idare etmek pek becerebildiğim bir şey değil, Allah’tan onlar beni işten çıkardılar...
- E çünkü militanca bir mücadele başladı. Herkesin aynı istikamette yazması, değerlendirmesi isteniyordu. Bense onlarınkine aykırı bir fikri savunuyordum...
- Kimse benimle görüşmedi. Oradan biri açtı, “Yazılarınıza son veriyoruz, fikir ihtilafı var” dedi. “Peki” dedim.
BU YAŞTA BU MUAMELE
- Bir insan işten çıkarılacaksa, en azından genel yayın müdürü söylemeli. Bu kadar yıldan sonra, bu kadar hatırım olmalı. Üslup yanlış geldi. Bu yaşımda böyle bir muamele üzüyor tabii. Ama ne kadar üzüyor? İki gün üzüyor! “Rüzgâr gibi geçti”de Scarlett O’Hara vardı, çiftliği çöküyor, aşkını kaybediyor, her şey başına geliyor ama ayağa kalkıp diyor ki, “Şimdi geriye bakmak değil, ileriye bakmak zamanı!” Benimki de o hesap. Parlamentodan da atıldım. 2007’de milletvekili adayı olmak istediğimde, Tayyip Erdoğan beni “kontrol edilemeyen insan” olarak gördü. Böyle bir ünüm var. Niye insanlar üzerime bu kadar geliyor diye düşündüğüm oldu ama hayat bu... Aşacaksın, geçeceksin...