Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren 'cemaatin gücü' başlıklı bugünkü yazısında Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumuda cemaatin hedefi olacağını yazdı.
Abone olStar si yazarı , cemaatin hukuk sistemi içindeki yapılanmasına ilişkin çarpıcı iddiaların olduğu bir yazı kaleme aldı.
Taşgetiren "Cemaatin gücü" başlıklı bugünkü yazısında "Cemaat’in İstanbul’da en az 100 avukatı bulunduğu" iddiasının yanı sıra YARSAV'ın da "Cemaat kuruluşu" haline dönüştürüldüğünü yazdı.
HSYK'nın geleceğinin ise 'hükümeti kara kara düşündürdüğünü' dile getirdi.
Yazısına "Acaba Hükümet, “Cemaat’in Gücü” denen şeyi, 17-25 aralık uyanışından sonra bile yeterince okuyabilmiş midir?" sorusuyla başlayan Taşgetiren, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda cemaatin hedefi haline geleceği ve zor günler yaşayacağını yazdı.
İşte Ahmet Taşgetiren'in bugünkü yazısından çarpıcı bölümler:
"...
“Polis”teki yapılanmanın kısmen farkına varılmış olmalıdır, Yargı’dakinin ise daha da “kısmen.”
Çağlayan’da yaşananlar, Cemaat’in mesela “Savunma” alanında apayrı bir güç biriktirdiğini ortaya koymadı mı?
Bu da Hükümet açısından yeni bir aydınlanma sayılamaz mı?
Hukuk camiasını bilen bir dostum, “Cemaat’in İstanbul’da en az 100 avukatı bulunduğu”nu söyledi bana.
HSYK’nın geleceği, Hükümeti kara kara düşündürüyor olmalıdır.
Hani bir YARSAV vardı, Emine Ülker Tarhan’lı ya da Eminağaoğlu’lu... Rivayet o ki, Cemaat’in derin çalışması, YARSAV’ı bile dönüştürüp, “Cemaat kuruluşu” haline getirmiş.
Henüz Bugün’de yazarken ve Ergenekon - Balyoz davaları gündemde iken bir gün GYV Başkanı Mustafa Yeşil’e “Cemaatin böyle gözü kara hakimler - savcılar yetiştirdiğini bilmiyordum” demiştim.
O da gözüme bakıp “Ya öyle mi?” diye cevaplamıştı.
Bilmem belki de “Çok safmışsınız Ahmet Abi” demek istemişti. Doğrusu ben, Cemaat’in TSK bünyesine yoğunlaştığını, “insana yatırım” konusunda duyarlı olduğunu bilmeme rağmen, eğitim kurumlarında öğrencileri sosyal alanlardan daha çok temel bilimler alanına yönlendirdiğini düşünüyordum.
Doğrusu her gün yeni bir “Cemaat olgusu” ile karşı karşıya geldiğimi itiraf etmeliyim.
Bunun sadece bana has bir durum olmadığını da, Hükümetin ve kamuoyunun yaşadığı sıkıntılara baktığımda daha iyi anlıyorum.
EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞINI ERDOĞAN YAŞIYOR
Sanıyorum ki, en büyük hayal kırıklığını Başbakan Erdoğan yaşıyor ve onun için de en sert duruşu o sergiliyor.
Belli ki Türkiye, bu sancıyı daha uzun süre yaşayacak.
Görüldüğü kadarıyla Cemaat, nerede varlığına işaret edilse orada en sert biçimde ayağa kalkmayı tercih edecek.
ERDOĞAN SEÇİLİRSE...
Emniyet’e yönelik operasyonda ortaya konan Cemaat tavrı, gerçekten çarpıcıdır. Bir yargı süreci başlamıştır ve belli ki bu süreç, “Yargı bünyesindeki Cemaat varlığı”nın etkin biçimde devreye girmesi sonucunu doğuracaktır. Hükümetin, seçilirse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ciddi zorluklar yaşayacağı kesin gibi gözüküyor.