BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,80
ALTIN 2.969,55
HABER /  GÜNCEL

Cemaat kamikaze hareketi yaptı!

Ali Bayramoğlu ve Mustafa Karaalioğlu'ndan CHP'yi kızdıracak sözler. Gazeteci CHP'nin ülkeyi gerginliğe sürüklediğini söyledi, Ali Bayramoğlu cemaate yüklendi.

Abone ol

24 TV'de yayınlanan ‘Yeni Türkiye’ programında Ali Bayramoğlu’nun moderatörlüğünde  Mustafa Karaalioğlu ve İbrahim Kiras ile gündemi değerlendirdi.

Mustafa Karaalioğlu, Mansur Yavaş’ın seçim gecesiyle yaptığı açıklamaların siyasi sorumlulukla bağdaşmayan şeyler olduğunu aktardı. Karaalioğlu, “umuyorum Anayasa Mahkemesi’nin ‘gelsinler biz bakalım’ deyip bu yola girmezler” dedi.

CHP HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI DİYE...

Ankara Belediye Adayı Mansur Yavaş dışarıdan bizim çok tanıdığımız biri olmakla birlikte biraz kabili hitap olarak görülmekle seçim gecesiyle yaptıkları kamuoyunu bir takım dolduruşlar siyasi sorumluluk sahibi olan insanlara yakışmayan davranışlar bunlar. Umuyorum Anayasa Mahkemesi’nin ‘gelsinler biz bakalım’ diyerek yetki aşımı ilan ettiği zaman CHP Türk demokrasisi, Türk hukuk sistemine bir iyilik yapar da bu imkansız yolu denemez. Bunun denenmiş olması bile Türkiye açısından yaralayıcı bir şeydir. Sonuçta şunu biliyoruz ki; bu ülke seçim yapmayı biliyor. 2002’den beri yıllardır AK Parti seçimlerden galip çıkıyordu. Ne oldu birden bire? CHP ve CHP medyası hayal kırıklığına uğradı diye Türk demokrasisi bu gerilimi taşımak zorunda değil.

CHP 367 GİBİ YENİ BİR KURNAZLIK PEŞİNDE

Ali Bayramoğlu, CHP’nin tıpkı 367 gibi yeni bir kurnazlık peşinde olduğunu ifade etti.

Kendi kazanamadığı ya da kendi istediğini görmediği her durumda bu Kemalist ideolojinin, Kemalist bakışın bir kabul edilemez, meşru değil eğilimi vardır. Bu da bütün siyasetimizdeki kendisine benzemeyen her şeyi gayri meşru ilan etmeye yönelik bir bakışın ifadesidir. Bu seçimler açıkçası bu son girişimle birlikte CHP için bir paket oldu. Yazık, böyle olmaması gerekir. Tabi, 367’yi hatırlayınız. Yani Anayasa Mahkemesi’nin son günde koridorlarda yapılan tartışmalar vardı. Yine bu ekole yakın bir savcının bulmuş olduğu bir şeytanlıkla, bir kurnazlıkla, bir takla attırmakla kuralların nasıl kullanıldığı dikkate alınırsa, bu sefer de CHP içerisinde kim getirmişse, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu ya da Anayasa Mahkemesi’nin kavuşmuş olduğu bireysel başvuru yetkisini kullanması böyle bir kurnazlık peşindedir. Başka türlü bunu izah etmek mümkün değil.

“TÜRK OKULLARIN KAPATILACAK” İFADESİ PROPAGANDA AMAÇLI

İbrahim Kiras, Gülen grubunda “biz cemaatin bize gösterilmek istenen yüzünü görelim, öbür yüzünü de böyle bir gizleyelim. O görülmesin” telaşı olduğunu söyledi.

Cemaat istiyor ki biz bu tarafıyla ilgilenmeyelim. Yani MİT TIR’larıyla yakalamaya çalışan, bilmem ne yapmaya çalışan savcılarla ilgilenmeyelim, Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye’nin en önemli milli güvenliği konularıyla ile ilgili bir toplantı öncesinde yapılan konuşmayı kaydedip servis edilmesiyle, ki o bu mektuptan çok daha ileri derecede vatana ihanet anlamına gelen bir şey. Bunlar konuşulmasın, “efendim bizim öyle bir tarafımız yok” gibi görünüp işte “bizim Afrika’da okullarımız var.” “Bizim Afrika’da okullarımızı kapatıyorlar.” Hayır efendim sizin Afrika’daki okullarınızı kapatmak isteyen kimse yok. Yani orada faaliyet gösterdiğiniz ülkeyle bir problem yoksa, orada hukuka uygun şey yapıyorsanız Türkiye zaten ona karışamaz. Böyle bir şeyi bir propaganda amaçlı, yani “biz cemaatin bize gösterilmek istenen yüzünü görelim, öbür yüzünü de böyle bir gizleyelim. O görülmesin” telaşı var.

CEMAAT KAMİKAZE HAREKETİ YAPTI

Ali Bayramoğlu, ilk yenilgiyi seçim sonuçlarıyla alan cemaatin ihanet mektuplarıyla kendisine kamikaze hareketi yaptığını söyledi. Bir iktidar mücadelesine giren cemaatin kendi kendine zarar verdiğini açıkladı.

Cemaat, kendisinin de hesaplayamayacağı ya da kendisinin de pek hakim olmadığı nedenlerle bir kamikaze hareketi yaptı. Kaybetmesi mukadder bir hareket. Ve ilk büyük yenilgiyi seçimlerde gördü. Verilen oy kararı Türkiye’yi anlamayanların buraya bakması lazım. Ve bu büyük hatayı da iyi de yaptılar. Çünkü en yakın çalıştıkları grup hükümet üyeleri dahi çap ve niyet hakkındaki bilgi demek ki çok sınırlıymış. Yani böyle bir organizasyon ve böyle bir niyet hakikaten hiçbir hukuk devletinde hiçbir şekilde kabul edilemezdi. Ama onların bu geldikleri noktanın sonucu çok vahim. Çünkü cemaatin siyasi dokusu, siyasi eğilimi açığa çıkmıştır. Yani cinin şişeden çıkması gibi.

GÜLEN CEMAATİNİN SİVİL TOPLUM OLARAK GÖRÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR

Cemaat büyük bir iktidar mücadelesine girmiştir. Mevcut hükümeti sarsacak kadar sert hamleler yapmıştır. Ve siz bir iktidar odağı olarak ortaya çıktığınız andan itibaren sizin 100 küsur, 140, 170, 160 kaç ülke bilmiyorum. O kadar ülkedeki yapılanmanız tehlikeye girmeye başlar. Kendi kendinizi tehlikeye atarsınız. Hiç kimse böyle bir iktidar odağını memleketinde, ülkesinde üstelik oldukça girift ilişkileri olduğu varsayılan bir iktidar odağını barındırmaz. Barındırsa da kullanır. Kullanmak için barındırır. Yani artık sivil toplum olarak Gülen cemaatinin görülmesi, kabul edilmesi dünya satında mümkün değildir. Bu tür mektuplar herhalde böyle bir kaygıdan yazılmış mektuplardır. Onlar da başlarına daha ileriki dönemlerde gelecekleri daha iyi görüyorlar ve bunun tedbirini almaya çalışıyorlar.