BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Cemaat AK Parti'yi Ayasofya ile vuracak!

Ayasofya’nın “Ayasofya Camii” adıyla camii olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verildi... Teklifi veren isim ise cemaate yakınlığı ile biliniyor...

Abone ol

AK Parti'den istifa eden Burdur bağımsız milletvekili Hilmi Yıldırım, Ayasofya’nın “Ayasofya Camii” adıyla camii olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verdi.

Hilmi Yıldırım’ın verdiği kanun teklifinin gerekçe bölümünde; “Ayasofya Camii, etrafındaki eserleriyle, külliyesiyle beraber bir vakıftır; Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir ve hukuken el konulmuş durumdadır, vakıf bırakılma maksadına aykırı biçimde kullanılmaktadır. Ayasofya’nın hâlâ vakfedilme amacı dışında kullanılması böyle bir yasağın devamı, bugünün dünyasında hukuk ve insan hakları ihlalidir. Bugüne kadar ülkemizde vakıflarla ilgili pek çok olumlu adımlar atılmışken maalesef bu ayıp ortadan kaldırılamamıştır. Bugün Ayasofya’nın vakfedilme gayesi dışında kullanılması, hem hukuken, hem örfen, hem de ahlaken yanlıştır, kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.

CEMAATİN AK PARTİ'Yİ SIKIŞTIRMA HAMLESİ Mİ?

Burdur bağımsız milletvekili Hilmi Yıldırım, 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonundan sonra AKP’den istifa etmişti. Yıldırım hakkında Cemaat’e yakın olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Kulislerde Yıldırım'ın bu teklifi ile AK Parti'yi muhafazakar kitleler karşısında zor durumda bırakmak istediği iddia ediliyor.

Gerekçede şu ifadeler yer aldı:

“Ayasofya Camii Türk milletinin tarihi kimliğinin bir parçası, ayrılmaz hatta asli unsurlarından biridir. Ne var ki, bu hâlâ ibadete kapalı tutulmakta, resmi kayıtlarla müze olarak görülmekte ve fiilen de müze olarak kullanılmaktadır.

Ayasofya Camii 1934 yılında bir restorasyon vesilesiyle ve aradan geçen 80 yıla rağmen hâlâ tartışmalı kabul edilen bir kararnameyle müzeye dönüştürülmüştür. Bu kararın 1930’larda ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde alındığı anlaşılmaktadır. Tarihe, geçmişle hesaplaşmak için değil, yaşananlardan ders çıkarmak için bakmak lazımdır. Kararın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak her zaman mümkündür. Ancak bu siyasetçilerden ziyade bilim adamlarının, tarihçilerin işidir; zira tarihi olayları kendi bağlamından kopararak, sadece bugün dünyasından bakarak yargılamak çoğu zaman yanıltıcıdır adil değildir.

Ancak söz konusu kararın bugün halen muhafaza ediliyor olması, izah edilebilir bir durum değildir.

Ayasofya Camii, etrafındaki eserleriyle, külliyesiyle beraber bir vakıftır; Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir, ve hukuken el konulmuş durumdadır, vakıf bırakılma maksadına aykırı biçimde kullanılmaktadır. Ayasofya’nın hâlâ vakfedilme amacı dışında kullanılması böyle bir yasağın devamı, bugünün dünyasında hukuk ve insan hakları ihlalidir. Bugüne kadar ülkemizde vakıflarla ilgili pek çok olumlu adımlar atılmışken maalesef bu ayıp ortadan kaldırılamamıştır.

Bugün Ayasofya’nın vakfedilme gayesi dışında kullanılması, hem hukuken, hem örfen, hem de ahlaken yanlıştır, kabul edilemez.

Ayasofya’nın vakfedilme gayesine uygun hale getirilmesi hem hukuki, hem ahlaki, hem de vicdani bir sorumluluktur, görevdir. Bu sorumluluk ve görevden kaçınanlar Türk milleti, tarih ve gelecek kuşaklar önünde mesuldür, mesul olacaktır”