BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Cem Garipoğlu'na şırıngalı saldırı

Münevver Karabulut cinayetinin davası bugün görülüyor. Mahkeme olaylı başladı. Garipoğlu'na şırıngayla saldırı düzenlendi.

Abone ol

Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu ilk kez hakim karşısına çıktı. Münevver Karabulut'un kardeşi Enver Karabulut duruşma sırasında Cem Garipoğlu'na şırıngayla saldırdı. Olay yeri inceleme ekipleri şırıngayı incelerken, Enver Karabulut ise Çocuk bürosuna gönderildi.

İlk olarak Cem Garipoğlu'nun kimlik tespiti yapıldı. Lise öğrencisi olduğunu ve sabıkası bulunmadığı ifade eden Garipoğlu, gelirinin olmadığını söyledi.

ENVER KARABULUT ŞIRINGA FIRLATTI

Ardından Cumhuriyet savcısı iddianameye özetleyerek okudu. Daha sonra Cem Garipoğlu savunmasına başladı. Garipoğlu, 'Erkekliğime hakaret etti' dediği sırada sinirlenen Enver Karabulut içinde sıvı bulunan şırıngayı Cem Garipoğlu'na doğru fırlattı. Ancak şırınga Garipoğlu'na isabet etmedi.

Bu sırada Enver Karabulut, "Seni öldüreceğim" diye bağırdı. Hakim, Cem Garipoğlu ve Enver Karabulut'u farklı kapılardan dışarı çıkarttırdı. Mahkeme başkanı, olup bitenleri tutanağa geçirdi. Bu sırada söz alan Süreyya Karabulut'un avukatı Rezan Epözdemir, Enver Karabulut'un böyle bir şey yapacağını bilmediğini belirterek yemin etti.

Daha sonra salona alınan Garipoğlu ifadesine devam etti.

"'SEN NASIL ERKEKSİN' DEDİ"

Garipoğlu olay gününü şöyle anlattı: "Ben olaydan 1 yıl önce Bebek'te tesadüfen Münevver Karabulut ile tanıştım. 5 ay sonra da sevgili olduk. Hatta Münevver ile sevgiliyken Enver ile tanıştık. Münevver 7-8 kez evimize geldi. Münevver'i annem ile de tanıştırdım. Olaydan birkaç gün önce bize gelmişti, tartıştık. Bana hakaret etmeye başladı. Erkekliğime hakaret etti. 'Sen nasıl erkeksin' dedi. Olay tarihinde Münevver'in okuluna gittim. Birlikte karar alıp bize geldik. Bizde kimse yoktu. Arka bahçeden içeriye girdik. İki sevgili gibi öpüştük sarıldık. O sırada Münevver lavaboya gitti. Masanın üzerinde bulunan telefonunu karıştırdım, mesajlara baktım. Sevgilim, canım yazılı mesajları gördüm. Mesajların ne olduğunu sordum. Münevver de "Ben seni seviyorum. Bu mesajın önemi yok" dedi. Münevver'in bu umursamaz tavrı beni çok kızdırdı. Israrlarla mesajların kimden geldiğini sordum. 'Sen benim babam mısın soruyorsun' dedi. Tartışma çıktı. Münevver'i çok sevdiğim için deliye döndüm. Cinnet mi geçirdim hatırlamıyorum, kendime geldiğimde Münevver'i ölü buldum. Masanın üzerindeki bıçakla vücuduna vurduğumu tahmin ediyorum. Münevver'i cansız görünce kendimi de öldürmek istedim. Ancak yapamadım"

"ÇÖP KONTEYNERİNA ATTIM"

"Telaşla cesetten kurtulmaya çalıştım. Evdeki bir bavulu aldım. Münevver'i cesedini bavula sığdırmaya çalıştım. Sığmayınca evden koşarak nalbura gittim. Testere aldım. Tekrar eve gelip önce başını kestim, sonra gitar kutusuna koydum. Cesedi de bavula yerleştirdim. Daha sonra korsan taksiyle evden ayrıldım. Evden ayrılmadan da önce kirli çamaşır sepetinde bulunan çamaşırlarla yerdeki kanları temizledim. Arabaya bindim ve Etiler'e geldim. Bagajdan bavul ve gitar kutusunu indirdim ve çöp konteynerine attım. Bilinçsizce ne yaptığımı bilmeden alışveriş merkezine geldiğimi anladım. Sonra Bahçeşehir'deki evimize gittim. Evde annem, kız kardeşim ve kız kardeşimin öğretmeni vardı. Annem çamaşır sepetindeki kanları görmüş olacak ki 'ne oldu' diye sordu. Ben de cevap vermeyerek soruyu geçiştirdim. Daha sonra eve babam geldi. Annem babama bir şeyler anlatmış olacak ki ne olduğuna dair sorular sordu. Dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Babamla Beylikdüzü'ndeki şirket lojmanlarına geldik"

"SUÇU TEK BAŞIMA İŞLEDİM. PİŞMANIM"

"Yanımızda kimse yoktu. Babam bana ne olduğunu sordu, beni sıkıştırdı. Ben de , kız arkadaşım Münevver'in eve geldiği, içtiğimizi ve onu kazayla ittiğim sırada kafasının masaya çaptığını söyledim. Evdeki kanın bu şekilde oluştuğunu söyledim. Babam da bana 'Münevver'i ara durumunu sor' dedi. Babamdan gerçeği gizledim. Şirket çalışanları Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt'un bulunduğu lojmana geldik. Babam beni burada bıraktı ve gitti. Mehmet Karakayalı, bana soru sormaya başladı. Ben de babamla tartıştığımı söyledim. Bir süre sonra lojmana çıktım. Babam sonra geri geldi. Bahçeşehir'de bulunan bir kafeye gitmek istediğimi söyledim. Babam beni kafede bıraktı. Bir süre kafede tek başıma oturdum. Sonra hatırlamadığım bir şahıs geldi yanıma, uzun boyluydu. Beni tanıdığını düşündüm ve arabaya bindim. Bu kişille birlikte bilmediğim bir yere gittik. 6 saat yolculuk yaptık. 7 ay boyunca tek başıma bir evde kaldım, tanımadığım bir kişi 10 günde bir gelip yiyecek bırakıyordu. Saklandığım sırada ailemden kimseyle görüşmedim. 7 ay sonunda bir kişi eve geldi ve beni teslim edeceğini söyledi. Olup bitenleri televizyondan izliyordum. Ben bu kişiye, teslim olacağımı söyledim. Bu kişiyle birlikte yolculuk yaptık. Daha sonra yol kenarında beni bıraktı ve birazdan gelecek araca bin dedi. O araca bindim. Araçta avukat Aytekin Kaya vardı. Avukat bana büfeden yiyecek aldı. Daha sonra gelip polisler beni aldı. Pişmanım, böyle bir suş işlemek istemezdim. Keşke onun yerine ben ölseydim. Keşke onu geri getirmek mümkün olsaydı. Ailesi için zor bir durum. Benim yüzünden kızları öldü. Kendi ailem için de üzgünüm. Oğulları katil oldu. Suçu tek başıma işledim. Pişmanım"

Bu arada Garipoğlu ifade verirken sesinin titrediği görüldü. Duruşmaya devam ediliyor

CHP'Lİ SOYSAL OLAYI ANLATTI

Münevver Karabulut cinayetinin davasını izleyenler arasında yer alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, duruşma salonunda çıkan olayları anlattı. Soysal, "İçeride Münevver'in erkek kardeşi bir müdahalede bulundu. Şırınga ile müdahale bulundu. Şırıngayı sıktı, içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Güvenlik vardı isabet etmedi. Cem Garipoğlu'na isabet etmedi. Çok önemli bir şey yok. Şu an emniyette ifadesi sürüyor" dedi.

Olayın Cem Garipoğlu'nun savunmasını yaptığı sırada gerçekleştiğini belirten Soysal, "'Erkekliğime hakaret etti' diye bir sözü var. O açıklamanın ardından saldırı gerçekleşti. Psikolojileri çok bozuk" diye konuştu.