Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, aykırı Bakann olarak değerlendirildiğini hatırlatarak ilginç bir benzetmede bulundu.
Abone olOkulları ziyaretinde, çocuklarla yakın ilgi kurmasının ''aykırı Bakan portresi'' olarak değerlendirildiğini ifade eden Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, (Siz aykırı bir bakan portresi çiziyorsunuz) diyorlar. Deliliğin standart olduğu yerde akıllılık sapmaktır." Çelik, AK Parti Kayseri Danışma Meclisi Toplantısı'nda, İstanbul'daki bombalı saldırıyı kınadı. Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirten Çelik, demokratik cumhuriyetlerde siyasi partilerin varlık sebebinin, halkın sosyal ve ekonomik taleplerini temin etmek, devletin bürokratik mekanizmasını çalıştırarak problemlere çözümler üretmek olduğunu anlattı. AK Parti'nin 3 Kasım'da büyük çoğunlukla iktidara geldiğini anımsatan Çelik, ''Buna rağmen başkalarını taciz etme, başkalarının zilleti üzerinden siyaset yapmak gibi bir alışkanlığımız yok. Bize bu yakışmaz'' dedi. Türkiye'nin çözülmesi gereken ''kronikleşmiş birçok meselesi'' bulunduğunu belirten Çelik, şunları söyledi: ''Milli Eğitim Bakanı olduktan sonra Milli Eğitim sistemini tepeden tırnağa 1 ay taradım. İlköğretimden üniversiteye kadar bu eğitim sistemini gözden geçirmezsek, taşları yerli yerine oturtmazsak, çağdaş medeniyet yarışında kesinlikle dünyanın varoşlarında kalırız. Nereye elinizi atsanız elinizde kalıyor. Maalesef musluklardan başka her yer akıyor. Hırsızlıkların, pisliklerin nerelere kadar yayıldığını görebiliyor musunuz? Adeta kılcal damarlarımıza işlemiş olan yanlışlıklar, eksiklikler, aksaklıklar var. Bunları toplum ve millet yararına değiştirmek bizim görevimiz değil mi? Halk bizi bunun için iktidara getirmedi mi? Evet, biz de bunu yapıyoruz. Bazı reformlara karşı çıkılıyor. Cenap Şahabettin'in dediği gibi, biz paslı çivileri sökmeye çalışırken gacır gucur ses çıkıyor.'' AYKIRI BAKAN PORTRESİ Okullarda çocukları ziyaretinde, çocuklarla yakın ilgi kurmasının ''aykırı Bakan portresi'' olarak değerlendirildiğini ifade eden Çelik, ''Normalde devlet adamı, Bakan dediğin çok kasılacak ki, bir keramet var sanılsın. Hani eskiler (boru yutmuş) falan diyorlar ya. Biz bu asık çehreyle halkımızla muhatap olamayız. (Siz aykırı bir bakan portresi çiziyorsunuz) diyorlar. Deliliğin standart olduğu yerde akıllılık sapmaktır. Toplumun burnunun alıştırıldığı pis kokulara tahammül etmek zorunda değiliz'' dedi. RÜŞVET PAZARLIĞI İlköğretim okulu öğrencilerine ücretsiz kitap dağıtımı yaptıklarında eleştirildiklerini anımsatan Çelik, şöyle konuştu: ''Yazarlar ve yayınevleri, okul müdürlerine giderlerdi, çatır çatır rüşvet pazarlığı yaparlardı. (Bizim kitapları tercih et, yüzde şu kadar) diye. Bizi çağdışılıkla suçlayanlara sesleniyorum; okulların açıldığı gün Hakkari'nin Şemdinli'sinde, Van'ın Beytüşşebap'ında öğrencilerin kitaplarını sıra üstünde bulması çağdaşlık değil mi? Son 2 ay içinde okullara 55 bin bilgisayar gönderdik. Bayramdan sonra Ulaştırma Bakanı ile bir protokol imzalayacağız. 40 bin okulumuza internet erişimi imkanı sağlayacağız. Bu çağdaşlık değil mi? Öğretmen atamaları günlerce sürerdi. İnternet ortamında 40 dakikada 20 bin öğretmenin atamasını yaptık. Bu çağdaşlık değil mi?'' TORNA TEZGAHI-KERESTE BENZETMESİ Müfredatta yaptıkları bazı değişiklikten dolayı mahkemelik olduklarını anımsatan Çelik, şöyle devam etti: ''Okullarda disiplin kurulu kaldırılmıştı. 15 yaşındaki bir çocuk, kanının kaynadığı dönemdedir. Bayan öğretmenler bana gelip, (Derse giremiyoruz) dediler. Bazı yerlerde bu çocuklar adeta çocuk değil, ipini kırmış dana gibiler. Disiplin cezayı çağrıştırıyor, biz bunu değiştirdik. Öğrenci Değerlendirme Kurulları kurduk ve haşarı öğrencilerle sözleşme imzaladık. Öğrenciyi birey olarak kabul ettik. Okullarımız torna tezgahı, öğrenciler de kereste değil. Yabancı okullarda Andımız'ın okunmasını serbest bıraktık, bunu bile tenkit ettiler. Bir Alman öğrenci ''Türk'üm'' diyerek yalan söylemiş olmuyor mu?''