Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlerin tayin yaptırmak için çok değişik yollara başvurduklarını ileri sürdü.
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlerin tayin dönemlerinde norm kadro uygulamasını başta sağlık özrü gerekçesi olmak üzere çeşitli yollarla deldiklerini belirtirken, “Yüzlerce demiyorum binlerce öğretmenimiz, babasının, annesinin kanser olduğunu beyan ederek bununla tayinlerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Adeta yağıyor” dedi. Bakan Çelik, il milli eğitim müdürlerinin Ankara Başkent Öğretmen Evi’nde yaptıkları toplantıya katıldı. Müdürlere “Çok önemli bir iş yapıyoruz, bir şekilde herkesi ilgilendiriyor” diyen Çelik, “her yerde her zaman ve ama mutlaka eğitim” sözünü sloganlaştırdıklarını söyledi. Eğitimin insanın insan olma vasfını ön plana çıkaran bir süreç olduğunu vurgulayan Çelik, bir ülkedeki herhangi bir aksaklığın temelinde eğitim eksikliğinin yattığını kaydetti. MEB’in Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük bakanlığı, dünyadaki ikinci büyük kamu kuruluşu olduğunu söyleyen Çelik, büyük yapının iri anlamının dışına çıkarılması gerektiğine işaret etti. Çelik, “MEB’i iri bir bakanlık değil büyük bir bakanlık olarak algılamak ona bu vasfı kazandırmak zorundayız” dedi. Eğitimin eğitim olması için dört şarta değinen Çelik, bunlardan ilkinin öğretmen olduğunu söyledi. Türkiye’de öğretmen eksikliği bulunmadığını ifade eden Çelik, “Hemen şöyle bir bakalım, bu sene atayacağımız 20 bin öğretmenle birlikte bizim öğretmen sayımız 631 bin kişi olacak. Öğrenci sayısına baktığımızda ilk ve ortaöğretimde 13.5 milyon öğrencimiz var. Bir öğretmene 20 öğrenci düşüyor. Bu Avrupa standardıdır” dedi. Çelik, bazı bölgelerde öğretmen eksikliği yaşanmasının uygulamadan kaynaklandığını söyledi. Belirli yerlerde birikmeler, yığılmalar, atıl kapasite olarak bekletilenler olduğunu anlatan Çelik, çözümün norm kadro uygulamasıyla olabileceğini ifade etti. Çelik, “Bu norm kadro uygulaması aslında bütün eksikliklerine rağmen Türkiye için hayırlı olmuştur. Norm kadro meselesinden taviz vermeyeceğiz. Ama uygulamayı daha işler hale getirmek için gayretimiz olacaktır” dedi. Personel Genel Müdürlüğü’nün, diğer kurumlarla kuracağı koordinasyonla norm kadro uygulamasında eş durumu özrünün suistimal edilmesinin önüne geçecek bir çalışma gerçekleştireceğini anlatan Çelik, şunları söyledi: “Eşlerin iki kurumunda ihtiyacı olan yerlerde çalıştırılmasına özen gösterilecektir. Biliyorsunuz özellikle asker, polis, hakim, savcı ve maliyeci eşleri yani sürekli yer değiştirmeye tabi olan personel bir yere gittiği zaman genellikle eşi konumunda olan öğretmenlerimiz onların tayin olduğu yere tayin olmak zorunda kalıyorlar. Halbuki yapılacak bir organizasyonla her iki kurumunda ihtiyaç duyduğu bu eşleri bir arada çalıştırabilecekleri yerlerde bu insanlara istihdam etmemiz mümkündür.`` Ankara’da kesin olmamakla birlikte 5 bin öğretmen fazlası bulunduğunu, eş özrü uygulamasının sorunun temelinde yattığını vurgulayan Çelik, sağlık özrünün de norm kadro uygulamasını kesintiye uğrattığını kaydetti. Sağlık özrü gerekçe gösterilerek tayin istenmesinin kendisini çok üzdüğünü söyleyen Çelik, öğretmenlere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Çelik, şöyle dedi: “Bakın, yüzlerce demiyorum binlerce öğretmenimiz babasının, annesinin kanser olduğunu beyan ederek bununla tayinlerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Diyeceksiniz ki (yıllarca bir insan Kars’ta, Van’da, Edirne’de çalışıyorsa memleketine gelmek istiyorsa, memleketi de norm kadro nedeniyle kapalıysa ne yapabilir) belki burada bir haklılık payı vardır. O insanları uygulamalarımızla sahte rapor almaya itiyor olabiliriz ama bu kadar çok olduğunu doğrusu ben tahmin etmiyorum. Adete yağıyor. Sağlık dairesi başkanlarımız bu gelen raporları inceliyor ama yani Allah göstermesin o kadar çok öğretmenimizin annesinin babasının kronik hasta olması hiç de sevindirici bir olay değil. Ama böyle bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak sistemden kaynaklanan böyle bir çarpıklık var ve bu sağlık özrü kullanılarak yine bir çok yerde birikmeler meydana getiriyor.” “Eğitim amaçlı” tayin isteme özürünün de öğretmenler tarafından asıl amacından uzaklaştırıldığını söyleyen Bakan Çelik, doktora ve master programlarına devam etmek için tayin isteyen öğretmenlerin, tayin ardından kaydolduğu okulun semtine uğramadığını belirtti. Çelik, “Bu ve benzeri olaylarla karşılaşıyoruz. İnsanlar mazeretlerini belgelediklerinde resmi işlem yapmak zorundayız ama bunu da açıkça sizinle paylaşmak istiyorum” diye konuştu. Çelik, özelleştirme kapsamında olan öğretmenevleri için Başbakan ve Maliye Bakanı düzeyinde girişimlerde bulunduğunu belirtirken, “Orduevleri, polisevleri neyse öğretmen evleri de odur” dedi. Çelik, önemli bir hizmet gören öğretmenevlerinin gelinen noktada olumsuz manzaraya sahne olduğunu da söyledi. Çelik, “Ama üzülerek ifade ediyorum birçok yerdeki öğretmen evine gittiğimiz zaman, ani baskınlarında orada sigara dumanından göz gözü görmüyor ve sabahtan akşamda kadar ensesinde duruyorum sevgili öğretmenimin, tabi o beni görmüyor okey, kağıt oynuyor. Beni görünce de usulen kalkıyor (Sayın bakanım siz burdasınız falan) ama içinden de diyor ki (nerden çıktın elimde iyi kağıt vardı tam da vaziyeti düzeltmiştim.) bunların olmaması lazım sayın arkadaşlarım” diye konuştu.