AK Parti cephesinden Orgeneral Atilla Işık'ın emekliliğini istemesine ilk yorum geldi.
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kara Kuvvetleri'ne getirilmesi beklenen Orgeneral Atilla Işık'ın emekliliğini istemesiyle ortaya çıkan krizi değerlendi. Çelik, "İthal komutan getirmeyiz. Hukuk ne diyorsa o işletilecek" diye konuştu.
Habertürk'e açıklama yapan AK Partili Çelik şöyle konuştu: “Aslında anormal bir şey yok. Türkiye hukuk devletidir. Kurallar içerisinde bir YAŞ geçirildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanması beklenen Org. Atilla Işık, emekliliğini istemiş. Böyle bir talepte bulunmasını saygıyla karşılamak gerekir. TSK'daki komutanlarımızın hepsi değerlidir. ithal bir komutan getirilmesi düşünülmüyor. Kendi ordumuz içinde tecrübe sahibi komutanlarımız vardır. Bu konuya çözüm bulunacaktır. Yadırgadığım şeyler var. Başbakan’ın Cumhurbaşkanı’nın hukuku aşan, yasaları çiğneyen, anayasayı hiçe sayan bir tutumu olmamıştır. Cumhurbaşkanı Türk ordusunun başkomutanıdır. Başbakan da askeri şurada başkanlık etmiştir. Onlar sorumluluklarını yerine getirmektedir. YAŞ üyeleriyle bir araya gelerek bazı kararlara imza atmışlarsa sorgulanacak bir şey yok Yasalara aykırılık var mıdır insanlar bunlara bakmalıdır. Org. Hasan Iğsız Paşa da, diğer paşalar da Türk ordusunun değerli paşalarıdır.
Org. Atilla Işık Paşa’nın Kara Kuvevtleri Komutanlığı’na atanması bekleniyordu. Ama paşa şu anda emekliliğini istediğine göre bu makam boş kalmayacaktır. Türkiye bir hukuk devletidir. Bir pozisyon boşaldığı zaman, emekli olduğu zaman oraya kimin, hangi şartlarda getirileceği yasalarda belirtilmiştir. Bu an için birileri tarafından kriz olarak algılanmamalıdır. Basın yayın kuruluşlarının haberlerinde kriz kelimesi geçiyor. Ben kriz görmüyorum. Hukuk çerçevesinde Türkiye tüm meselelerini aşabilecek bir ülkedir.
TUTUKLAMALAR HÜKÜMETE FATURA EDİLEMEZ
Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu soruşturma işleri, yargının işlerini hükümetin inisiyatifi olarak değerlendiriyorsa bu çok ayıp ve yakışıksızdır. Yargının bağımsız kalması gerektiğini söyleyeceksiniz ama hoşunuza gitmeyen bir uygulama geldiğinde hükümetin yargıya müdahale etmediğinden bahsedeceksiniz. Böyle bir çifte standart olabilir mi? Başbakan savcılara “Bunu yapmayın, bu soruşturmayı durdurun” deme yetkisi var mıdır yoktur? Yasama, yürütme ve yargı gibi erklerden bahsediyorsak tutukluları hükümete fatura etmenin anlamı yoktur. Son 2 yıldır subaylarla ilgili olarak mahkemelerin verdiği muhtelif kararlar vardır. Bu zaten devam eden bir süreçtir Bir andıçla ilgili olarak Hasan Iğsız’la ilgili bir karar vermiştir. Bu hükümetin verdiği bir karar değildir. Yargının bağımsızlığından söz ediyorsanız, “Hükümet bunun ardındadır” diyorlar. Bunu yadırgıyorum. Bir komutanla ilgili bir tutuklama emri olduğunda ne yapılacağı yapılmayacağı askeri yasalarda belirtilmiştir. Burada kimseyi itham etmenin bir anlamı yoktur.”