BIST 9.998
DOLAR 34,97
EURO 36,81
ALTIN 2.980,84
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Çelik'ten İmamoğlu'na Anayasa uyarısı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ekrem İmamoğlu'nun YSK'yı tehdit ettiğini söyleyerek Anayasa konusunda uyardı. Çelik, CHP'nin adayının matematik bildiğini ancak dört işlemde yanıldığını söyledi.

Abone ol

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun hukuki süreçten vazgeçilmesi için yaptığı çağrının doğru olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı çağrıyı da değerlendiren Çelik, Cumhurbaşkanı'nı YSK'nın dahil olduğu bir alana çağrı yapmasının kafa karışıklığının bir ürünü olarak niteledi.

Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde dün akşam düzenlediği basın toplantısının ilk bölümünde İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri için adım atmasını eleştirdi. Netanyahu hükümetini faşist ve ırkçı bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Çelik, tüm dünyanın bu İsrail'in bu adımına yönelik somut adımlar atması gerektiğini kaydetti.

İstanbul seçimleriyle ilgili Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarını da değerlendiren Çelik, CHP kanadından gelen üst üste açıklamalarının vatandaşın kafasını karıştırmaya yönelik olduğunu kaydetti. 

Çelik'in açıklamalarından bazı satır başları şöyle:

"Önümüzdeki bu itiraz süreciyle ilgili olarak günlük gelişmeleri takip ediyorsunuz. Bazı konuları sık sık açıklığa kavuşturmamız gerekiyor. Çünkü CHP sözcülerinin, adayların yaptığı açıklamalarındaki kasten kafa karıştıramaya dönük, kasten vatandaş iradesinin ortaya çıkmasını engelleye dönük açıklamaları yakın biçimde takip ediyoruz ve bununla ilgili düşüncelerimizin paylaşılmasını ise sorumluluk olarak görüyoruz. 

Çünkü hergün yeni bir kılıfta yeni bir örtbas etme faaliyetiyle önümüze gelen maalesef hukuka aykırı, siyasetin temel prensipleriyle uyuşmayan bir takım açıklamalar görüyoruz. 

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları

Bakın CHP'nin İstanbul adayı en başta yasal ve meşru olan bu itiraz sürecini itibarsızlaştırmaya hatta illegal ve temelsiz göstermeye çalıştı. Tabii zaman içerisinde bu itibarsızlaştırma çabasının aslında milli iradeyi, heba olmuş oyların sandıkta yer bulmasını itibarsızlaştırma olduğunu gecikerekde olsa anlayınca bu sefer şimdi bu meseleyi küçümsemeye çalışıyorlar. Yani hukuki ve yasal olmasını daha önce itibarsızlaştırmaya çalışırken şimdi buna karşı çıkmıyorlar ama sonuçlarla ilgili olarak bir takım açıklamalar yaparak "sonuçlar değişmeyecek" diyerek neyi talep ediyorlar? Hukuki süreci akamete uğrasın, yani kimse hukuki hakkını kullanmasın YSK görev yapmasın gibi bir aşamaya geçtiler. 

Tabii bütün bu söyledikyeri heba olmuş binlerce oyun kayıtlara geçmesiyle birlikte tamamen anlamsızlaşmıştır. Bunların içerisinde onbinleri bulan daha fazlaya giden oylar, AK Parti'nin heba olmuş oyları bizim kayıtlarımaza geçtiği gibi diğer partilerin de kaybolmuş oyları kayıtlara geçmeye başlamıştır. Sonuç olarak ne oluyor? Sandığa giden, teşkilatlarla çalışan, gerekirse o zor koşullarda tekerlekli sandalyeyle ya da hasta olarak sandığa giden, demokrasiyi ayakta tutmaya çalışan, yüzde 85'lik bir katılım oranına imza atmış vatandaşlarımızın hakkını hukukunu oyunu koruyan bir süreç tüm siyasi partilerin önünde, kamereların önünde ve YSK'nın denetimi altında yürümektedir. Son derece şeffaf, herkesin görebildiği gizlisi saklısı olmayan bir süreç bu!

Bu telaşın sebebi nedir? Hergün açıklama yapıyorsunuz. Kendinizden eminseniz bırakacaksınız vatandaşımızın talimatını net görebileceğimiz şekilde, yargı denetiminde çerçevesinde sayılacak ve sonuçlar ortaya çıkacak.


"Neden oyların sayılmasından rahatsız oluyorsunuz?"

Peki demokrasinin kutsalı olan sandığa sahip çıkma iradesine neden rahatsızlık duyuluyor? Çünkü hukuk ve demokrasi ilişkisinde bir eksiklik var. Sonucun ortaya çıkmasını engelleme hususunda maalesef bu çarpık zihniyet halen yürürlükte kalmaya devam ediyor.

Anlayamadığımız husus şudur: İkide bir biz kazandık diyorlar. Hergün bu açıklamayı beş kere on kere söylüyorlar. Peki bu kadar rahatsanız oyların sayılması konusunda bu telaşınız niyedir? Yargı denetiminde yürüyen, tüm siyasi parti temsilcilerinin önünde yürüyen bu süreçle ilgili neden bu kadar yüksek adrenalinle cevap verme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu telaşın sebebi nedir? Hergün açıklama yapıyorsunuz. Kendinizden eminseniz bırakacaksınız vatandaşımızın talimatını net görebileceğimiz şekilde, yargı denetiminde çerçevesinde sayılacak ve sonuçlar ortaya çıkacak. Her bir girişimi sürekli yanlış bulduklarını ifade ediyorlar. Peki burada herhangi hukuk dışında bir girişimde bulunuyor mu? Hayır...

Açıklama yapıyorsunuz. Kendinizden eminseniz vatandaşımızın talimatını net biçimde görebileceğimiz bir süreci engellemeye çalışorsunuz. Kanunların harinicinde bir girişimde bulunuyor mu? Hayır... 

İmamoğlu'nun Erdoğan'a yaptığı çağrı

'Cumhurbaşkanı ile iyi geçineceğim' gibisinden bir cümle de sık sık tekrarlanıyor. Arkasından da Sayın Cumhurbaşkanımıza çağrı yapılarak, 'sürece katkıda bulunun' diyor. Cumhurbaşkanımız devletin başıdır. Cumhurbaşkanımızı YSK süreci ile ilgili bir müdahaleye çağırmak, 'katkıda bulunun' sözü altında, son derece yanlış, son derece sakıncalı, bir siyasetçinin bilmesi gereken en temel prensiplere aykırı davranıştır. Sürecin patronu YSK'dır, onlar karar verecek.

CHP'yi uyardı: YSK'yı tehdit ediyorsunuz

YSK'yı açıkça tehdit eden, psikolojik baskı oluşturan altında kalırsınız diyerek YSK'ya dönük bir tavır içerisine girdiler. Bunu yakından bildiğimiz bir iştir. Anayasa ile kavga eden CHP'nin bir tavrıdır bu! Milletin iradesiyle kavga ediyorsunuz. Ömür boyunca yaptığınız kavgayı bir kez daha Anayasa'nın 138. maddesiyle uyarıyoruz. Tüm siyasi boyunca kavga ettiğiniz bu maddeyi hatırlatıyorum. Telkin, talimat ya da tehdit içeren açıklamalar hem suçtur hem de milletin hukukuna yönelik bir suikastir. Bizi var eden millet iradesi olduğu gibi yargı da millet iradesi için vardır. Bizim pek çok yerde yaptığımız başvurular reddediliyor.

"O kürsüye Anayasa ile çıkın"

Hesap makinası ile gezeceğinize Anayasa ile gezin. Yanılmayalım diye hesap makinası ile çıkıyorsunuz ama eski zihniyetinizi devam ettirerek; toplayacağınız yerde çıkarma yapıyorsunuz, böleceğiniz yerde çarpma yapıyorsunuz. Matematikten anlıyoruz diyorsunuz, toplama yapılacak yerde çıkarma yaparsanız bölme yapacağınız yerde çarpma yaparsanız bu nasıl matematiktir, onun izahı sözkonusu değil. Kürsüye çıkarken anayasa ile çıkmanızda, kürsüde konuşurken de anayasanın 138. maddesinin önünüzde olmasında fayda var.

YSK, CHP'nin tüzüğüne göre karar vermeyecek."

Anayasa'nın 138. Maddesi:
Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.