BIST 9.593
DOLAR 35,26
EURO 36,75
ALTIN 2.963,49
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Çelik'ten ilginç polis savunması!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Ankara'da 29 Ekim kutlamak isteyenlere polis müdahalesini değerlendirdi.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Ulus'ta göstericilere müdahale eden polise sahip çıktı. Erdoğan'ın "polisin ihmali var" sözlerinden habersiz, polisin müdahalesi sayesinde olası olayların önlendiğini ve bir kişinin bile burnunun kanamadığını iddia eden Çelik, Ankara'da yaşanan olaylardan dolayı CHP'yi suçladı.

Çelik, Kanal 24'te canlı yayında, Birinci Meclis önünde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlaması sırasında Anıtkabir'e yürümek isteyenlere müdahalede bulunulmasını değerlendirdi. 

Türkiye'de cumhuriyetin tehlikede olmadığını belirten Çelik, dünyada totaliter, sosyalist, teokratik, bürokratik ve demokratik cumhuriyetler olduğunu dile getirdi. Türkiye'de her geçen gün her şeyin normalleştiğini ve olması gerektiği hale geldiğini söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete doğru değişiyor ve dönüşüyor. Bürokratik cumhuriyet alışkanlıklarını terk etmek istemeyenler, Türkiye'nin bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçişini hazmedemeyenler seslerini yükseltiyorlar. Esas kaygılı dedikleriniz bunlardır. Bakın, CHP İstanbul İl Başkanı tören alanındaki askerlere diyor ki 'Sizin korumanız gereken cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz'. Allah aşkına, asker cumhuriyeti nasıl korur? Cumhuriyet cumhura aittir. CHP'nin genlerinde şöyle bir alışkanlık var; cumhura rağmen cumhuriyet, halka rağmen halkçılık ve birileri eğer milletin iradesiyle iş başına gelir de onların hoşuna gitmez tarzda icraatı olursa, onu asker vasıtasıyla alaşağı edeceksiniz.”

CHP'LİLER BU SÖZLERE ÇOK KIZACAK 
 
CHP'nin askerin arkasına sığınarak siyaset yaptığını iddia eden Çelik, “Bu zihniyet, milletin koruduğu, sahiplendiği, milletin kendisini ait hissettiği bir cumhuriyeti istemiyor. Belli bir zümrenin cumhuriyeti olacak, sivil ve askeri bürokrasinin hegemonyası altında olacak, şeklen seçim de parlamento da olacak ve halk adam edilecek, halka devlet ideolojisi dayatılacak. Arzu ettikleri, özlemini duydukları cumhuriyet aslında bu cumhuriyettir. Yoksa Türkiye'de cumhuriyetten vazgeçip geriye gitme gibi bir şey söz konusu değil” diye konuştu.
 
"BU ATATÜRK'ÜN PARTİSİNE YAKIŞIYOR MU?"
 
Eski alışkanlıkların söküp atılmasının paslı çivilerin sökülüp atılmasından daha zor olduğunu vurgulayan Çelik, “Paslı çivileri söktüğünüz zaman gacur gucur ses çıkar. Bu çıkan gacur gucur seslerin esas sebebi budur. Türkiye normalleşiyor, demokratikleşiyor ve bu kitle bugünkü iktidarı iktidara getiren halk çoğunluğunu kiracı, sığıntı, göçmen gibi kabul eden bir zihniyet var” dedi.
 
Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek, Türkiye'de karmaşa yaratmak için 2007'de Cumhuriyet mitingleri düzenlendiğini söyleyen Çelik, şöyle konuştu:

“CHP'nin Cumhuriyet mitinglerinden ders çıkarmadığı anlaşılıyor dedim. Meşru zeminlerde siyaset yapamayınca böyle marjinal gruplara sığınarak, onlara selam çakarak bir şey yaptığını zannediyor. Bu, Atatürk'ün partisine yakışıyor mu? Atatürk'ün partisi bugün marjinal grupların vagonu haline gelmiştir. Onlar lokomotif olmuştur, CHP bunların vagonu konumuna gelmiştir. Bir taraftan devlet-millet 89 yıldır olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken, Sayın Cumhurbaşkanından Meclis Başkanına, Sayın Başbakandan Genelkurmay Başkanına bütün kamu bürokrasisi halkla beraber hipodromda Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapıyor. Siz gerçekten cumhuriyeti iliklerinize kadar hissetmek mi istiyorsunuz, şenlikler, şölenler mi düzenlemek istiyorsunuz? Valilikler size yer gösterir bunu yine yaparsınız. Ama bütün devlet mekanizması, buradaki düzeni, tertibi, güvenliği sağlamaya kilitlenmişken kamu düzenini altüst edercesine, alternatif bayram kutlamaları yapmaya çalışıyorsunuz. Bu hangi amaca hizmet ediyor?”

ERDOĞAN'IN SUÇLADIĞI POLİSİ SAVUNDU
 
Herkesin gösteri ve yürüyüş yapma, slogan atma hakkına sahip olduğunu belirten Çelik, “Ama ben 'istediğim zaman, istediğim yerde, canımın istediği şeyi yapar ve söylerim' derseniz, bunun siyaset bilimindeki adı anarşidir. Anarşi kayıt, kural ve nizam tanımamaktır. Bir ana muhalefet lideri peşine 50-60 milletvekili takarak, gidip kamu nizamı sağlamaya çalışan polisle tartışır, atışır mı? Polisin, yöneticilerin sağduyusuyla kimsenin burnu kanamamıştır. Su sıkılmıştır, keşke bunlar da olmasa. Ama siz gidiyorsunuz, alınan bir düzeni altüst ediyorsunuz, dokunulmazlık kimliğinize dayanarak, 'Ben ana muhalefet partisi lideriyim, milletvekiliyim' deyip orada görevini yapmaya çalışan polisin işini zorlaştırıyorsunuz. Yoksa bir başka yerde bunu yapacaksanız yapın” değerlendirmesinde bulundu.
 
"O İDDİALARA GÜLERİM"
 
Çelik, siyasi partilerin, resmi bayramlara alternatif kutlamalar yapmasını doğru bulmadığını belirterek, bu tür girişimleri “maraza çıkarmak” olarak nitelendirdi.
 
Türkiye'nin başında, cumhurun memnuniyetini esas alan bir yönetimin bulunduğunu ifade eden Çelik, “CHP'nin, 'cumhuriyete sahip çıkmak, tehlikede olan bir milleti kurtarmak, kollamak' gibi bir iddiası varsa buna da gülerim” dedi.

Türkiye'nin Edirne'den Kars'a kadar şantiye haline gelen bir ülke olduğunu dile getiren
Çelik, “Esas Cumhuriyete sahip çıkmak budur” görüşünü savundu.

Çelik, Ankara Valiliği'nin CHP'nin de destek verdiği etkinliğe yönelik kararı 29 Ekim törenlerinin huzur ve güvenlik içinde yapılması amacıyla aldığını, bunda da bir anormallik olmadığını kaydetti.