Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ergenekon davasına ilişkin, "Tek tek kişilerin aldığı cezalar ya da devam eden yargı sürecinin bu cezal...
Abone olKültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ergenekon davasına ilişkin, "Tek tek kişilerin aldığı cezalar ya da devam eden yargı sürecinin bu cezalarla ilgili olarak bundan sonra temyiz aşamasında nasıl şekilleneceği ayrı bir konudur. Bu yürütmenin işi değildir" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, bayramın tüm insanlığa hayırlar ve iyilikler getirmesini dileyerek, “Türkiye geçen bayramdan bu yana birçok badireler atlattı. Ülkemizin önündeki birçok zorluk, birlik ve beraberlik içinde atlatıldı. Olumsuzluğa ve karamsarlığı hiçbir şekilde yer yok. Hepimizin hep beraber birlik içinde çalışması, bu milletin duası ile bu süreç çok daha iyi bir yere, noktaya ulaşacak” dedi.
Ramazan Bayramı’nın ilk gününü geçirmek üzere Adana’ya gelen Bakan Çelik, havaalanında kalabalık bir partili grubu tarafından karşılandı. Partililerle ayaküstü sohbet edip, havaalanı çevresinde görev yapan polislerle bayramlaşan Çelik, daha sonra Adana Valiliği’ne geçti. Bakan Çelik’i karşılayan kamu görevlileri ve vatandaşlar, Çelik ile bayramlaşmak için uzun bir kuyruk oluşturdu.
Valilik ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, “Bayram bizim için çok önemli. Ramazan sona erdi, hep beraber bayrama ulaştık. Memleketimizi, milletimizi, devletimizi çok daha güzel günlere kavuştursun. İslam dünyası bu bayrama ne yazık ki provokasyon başta olmak üzere kan ve gözyaşı ile giriyor. Bu bayramın kendileri için acı ve gözyaşı ile geçen bütün dindaş ve soydaşlarımıza, bunun ötesinde tüm insanlığa hayırlar ve iyilikler getirmesini dilerim. Türkiye geçen bayramdan bu yana birçok badireler atlattı. Ülkemizin önündeki birçok zorluk, birlik ve beraberlik içinde atlatıldı. Olumsuzluğa ve karamsarlığı hiçbir şekilde yer yok. Hepimizin hep beraber birlik içinde çalışması, bu milletin duası ile bu süreç çok daha iyi bir yere, noktaya ulaşacak. İnşallah Türkiye bir sonraki bayrama, Allah’ın lütfü ile daha güzel girecek. Türkiye’nin sahip olduğu güzellikler bölgesine, dünyaya daha çok hayır ve iyilik götürme yarışı daha da hızlanacak” dedi.
“DARBELER ÜLKEMİZE BÜYÜK ZARAR VERMİŞTİR”
Ergenekon davasına da değinen Bakan Çelik, şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti maalesef tarihinde darbeler yüzünden pek çok acılarla karşı karşıya kalmıştır. Darbeler ülkemize büyük zarar vermiştir. Darbe teşebbüsleri, darbelerin varlığı, devlet içerisindeki bazı çeteleşmeleri kalıcı hale getirmiştir. Devlet kendi tarihi içerisinde bir hukuk devleti olmaktan çok çeşitli çeteler tarafından paylaşılan vesayetçi bir anlayışla yönetilmiştir. Bu ülkede bundan zarar görmeyen kimse yok. Darbe, silahlı bürokrasinin kendi ülkesini çıkar etmesidir. 60, 70 darbesi, 28 Şubat teşebbüsü bunların hepsi bu millete yapılmış büyük ihanetlerdir. Ülkemizin birlik ve beraberliğine zarar vermiştir. Ülkemizdeki pek çok sorunların ortaya çıkmasında, bir takım fay kırıklıklarının ortaya çıkmasında, kimlik ve kültürlerin yasaklanmasında, ülkemizin çoğulcu karakterinin yok edilmesinde vesayetçi rejimlerin büyük payı olmuştur. Anadolu’yu vatan kıldığımızdan bu yana başımıza gelen en büyük felaketler darbelerle gelmiştir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir hükümet, AK Parti hükümeti, bu darbelerle milletin arzusu ve isteği doğrultusunda açıktan yüzleşme cesaretini gösterdi. Ve netice itibariyle bugün adı konulmuş pek çok çeteleşmenin üzerine gidildi. Darbe teşebbüsleri hukuka havale edildi. Burada dikkat edilmesi gereken şey şu; bizim yürütme olarak, siyasi irade olarak, darbelerle hesaplaşılması konusundaki tutumumuz açık ve nettir. Milletin emanetine kimsenin, çeteci oluşum ya da vesayetçi yaklaşımlarla el koymaya hakkı yoktur. Bu milletin hukuku ve egemenliğini gasp etme girişimidir. AK Parti hükümeti her zaman milli iradenin yanındadır. Ortaya çıkan yargı kararları ile ilgili söyleyebileceğim bir şey yok. Çünkü bu süreç devam ediyor. Tek tek kişiler üzerinden değerlendirme yapmamız doğru olmaz. Ben netice itibari ile meselenin büyük resmine bakıyorum. Büyük resme baktığım zaman da Türkiye Cumhuriyeti’nin darbelerle yüzleşme iradesini ortaya koyması ve sürecin kararlılıkla yürütülmesi tarihimiz açısından bir devrimdir. Tek tek kişilerin aldığı cezalar ya da devam eden yargı sürecinin bu cezalarla ilgili olarak bundan sonra temyiz aşamasında nasıl şekilleneceği ayrı bir konudur. Bu yürütmenin işi değildir. Netice itibari ile şunu düşünmemiz gerekir; bundan sonrasında Türkiye önüne bir hukuk devleti, bir demokrasi vizyonu ile bakarak yürüyecektir. Hiç kimsenin ceza almasını arzu etmeyiz. Cezalar yüzünden bir sevinç ya da kıvanç duygusu içinde olmayız. Ancak ceza alınacak bir işlem gerçekleşmişse, hukuk devletine göre suç olan bir şey varsa, meşru hükümeti, meşru siyasi iradeyi gayri meşru yollarla devirmeye yönelik teşebbüsler, planlar, oluşumlar varsa buna karşı hukuk devleti içerisinde mücadele tabi ki olacaktır. Bu konuda da AK Parti hükümetinin siyasi iradesi fevkalade yüksektir. Türkiye’nin darbelerle hesaplaşması bakımından, bu hesaplaşmanın belirli bir karar aşamasına varmış olması bakımından tarihi bir dönüm noktasıdır. Tek tek kişilerle ilgili alınan cezalarla ilgili, bundan sonraki temyiz süreci ile ilgili kısım, yürütmenin ve biz siyasetçilerin dışında bir meseledir. Dolayısıyla bizim bundan sonrası ile ilgili Türkiye’nin hukuk devleti yapısının, Türkiye’nin demokratik standartlarını daha güçlendirecek bir şekilde önümüze bakmamız gerekir. Ben, kişilerle ilgili yorum yapmam. Fakat kanun açıktır. Bu tip durumda dışarı çıkmış birinin bir milletvekili olarak önündeki prosedür açıktır. Dediğim gibi tek tek kişilerle ilgili değerlendirme yapmam. Mesele yargıdadır, halen de devam etmektedir. Bundan sonra da hep birlikte göreceğiz.”
Türkiye’nin açık ve şeffaf bir devlet olduğunu söyleyen Çelik, “Yargı kararlarını çeşitli yönleri ile ilgili yargılama süreci ile ilgili eleştiriler olabilir. Türkiye açık ve şeffaf bir devlettir. Fakat dikkat edilmesi gereken mesele şudur; yargı kararlarını eleştirirken, buradan yola çıkarak bir takım eksiklikleri, bir takım yanlış iddiaların altını çizerek Türkiye’nin çetelerle ve darbelerle mücadelesini hafifsemeye çalışmak, bunu sulandırmaya çalışmak doğru bir yaklaşım olmaz. Önce herkes darbelerle mücadele, devlet içindeki vesayetçi anlayışla ilgili yüksek bir hassasiyet ortaya koymalı. Ondan sonra varsa hatalar, yanlışlar, vicdanları yaralayan bir takım unsurlar, eksik ya da fazla bulunan durumlar tartışılır” diye konuştu.
(İHA)