Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik YÖK'ü unutmadı. Bursa'da AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, YÖK ile ilgili şunları söyledi:
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''Avrupa Birliği (AB) uyum sürecinde en büyük gayreti gösteren, çaba içinde olan kurumların başında Milli Eğitim Bakanlığı geliyor'' dedi. Bir alışveriş merkezinin açılışı için geldiği Bursa'da AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Çelik, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de dün imzaladığı AB Anayasası'yla ilgili sorusu üzerine, AB Anayasası'nın Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) bağlamadığını, genel prensipler içerdiğini kaydetti. AB'nin son ilerleme raporunda, MEB'in reformlarını ve çalışmalarını takdir ettiğini belirten Çelik, şöyle devam etti: ''Gerek Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası gerek Haydi Kızlar Okula Kampanyası gerek müfredatta yaptığımız değişiklikler ve diğer çalışmalarımız AB tarafından olumlu karşılanıyor. AB raporunda MEB ile ilgili 2 eleştiri var. Birincisi, YÖK Kanunu. Yani YÖK'ün bu merkeziyetçilik yapısıyla devam edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Zaten biz de yıllardır aynı şeyleri söylüyoruz. Bir de meslek liseleri aleyhine olan durumdan söz ediyorlar. Bu da bizim şikayet ettiğimiz bir konudur. AB uyum sürecinde en büyük gayreti gösteren, çaba içinde olan kurumların başında MEB geliyor. AB vatandaşı olan eğitimli, bilgili ve beceri sahibi nesiller yetiştirmek için gayret gösteriyoruz.'' Çelik, bir gazetecinin ''YÖK Yasası'nı rafa mı kaldırdınız?'' sorusunu da, ''YÖK Yasası'nı yarıda bırakmadık, nadasa bıraktık. Bunları uzlaşmayla, gürültüye, patırtıya meydan vermeden, Türkiye'nin ihtiyacı, kamu yararı çerçevesinde günü geldiğinde yapmak zorundayız'' dedi. Okulların depreme dayanıklılığı konusundaki soruları da yanıtlarken de, gazetelerde sadece okulların depreme dayanıklılığının konu olarak işlenmesini doğru bulmadığını anlatan Çelik, tekli öğretim yapan okulların haftada 30, çiftli öğretim yapan okulların ise 55-60 saat açık olduğunu kaydetti. Çelik, ''Bir haftada 168 saat var. İnsanlar evlerinde 24 saat oturuyor. Hastanelerde 24 saat insanlar vardır, hasta vardır, doktor vardır, hemşire vardır. Oraları 24 saat açık ama iş dönüp dolaşıp okullar üzerinde yoğunlaşıyor'' diye konuştu. Çelik, önce okulların gündeme gelmesinde 1 Mayıs 2003'te Bingöl'de meydana gelen depremde Çeltiksuyu Pansiyonlu İlköğretim Okulu'nun yıkılmasının etkili olduğunu anlatarak, şunlar söyledi: ''Maalesef o okulda 100 yavrumuzu yitirdik. O olaydan sonra bu anlamda okullar üzerinde yoğunlaşma oldu. Türkiye'de binaların durumu, hastaneler için, postaneler için, oturduğu mesken için neyse okullar için de aynıdır. İki de bir okulları gündeme getirmek, anne babaların kabus göreceği şekilde (Okullar yıkılıyor, okula giden şöyle olur, böyle olur) gibi yayınları doğru bulmuyorum. MEB'in 60 bin okulu var. Bunların hepsini 2 ay gibi kısa bir sürede depreme dayanıklı hale getirmek, fiziki olarak Japonya'daki binaların seviyesine getirmek mümkün değil.'' Bursa ve Türkiye'deki okulların onarımıyla ilgili 20 gün içinde bir ihale açacaklarını, ancak İhale Yasası'nın kamunun ''elini kolunu bağladığını'' anlatan Milli Eğitim Bakanı Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yasada değişiklik yapılması konusunda ilgili bakanlığa talimat verdiğini kaydetti. Çelik, ''İhale Yasası'nın ne kadar yavaş işlediğini, ne kadar elimizi kolumuzu bağladığını bilmeniz lazım. İhale Yasası'nda gereken revizyon yapılmalıdır. Hükümetimiz de bu konuyla ilgili çalışma başlatmıştır'' diye konuştu.