BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,76
ALTIN 2.956,91
HABER /  GÜNCEL

ÇELİK: Türkiye kabuğunu kırdı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlık olarak AB sürecinde üzerlerine düşeni en iyi şekilde ve zamanında yapacaklarını söyledi.

Abone ol

Hüseyin Çelik ve bakanlık yöneticileri, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen toplantıda, AB, OECD ve Dünya Bankası'nın Türk milli eğitimi ile ilgili verilerini değerlendirdi. Çelik, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 20 Ekim'de tarama sürecinin başlayacağını ifade etti. Bilim ve araştırmanın 20 Ekim'de, eğitimin ise 26 Ekim'de Brüksel'deki toplantıda ele alınacağını kaydeden Çelik,bunun öncesinde bakanlıktaki birim amirleriyle Türk milli eğitiminin durumunu değerlendireceklerini vurguladı. AB'nin, OECD'nin ve Dünya Bankası'nın tuttuğu aynada Türk milli eğitinin durumunu görme fırsatı bulacaklarını kaydeden Çelik, yol haritasını da buna göre çizeceklerini dile getirdi. İlerleme raporlarında genellikle Türk milli eğitim sistemiyle ilgili memnuniyet verici ifadeler yer aldığını, yaptıkları reformların AB çevreleri tarafından takdir edildiğini belirten Çelik, ilerleme raporlarının objektif kriterlere göre hazırlandığını dile getirdi. TÜRKİYE, SON 3 YILDA KABUĞUNU KIRMIŞ BİR ÜLKEDİ Çelik, OECD'nin hazırladığı Türk milli eğitim sistemiyle ilgili tespitleri içeren raporu 10 Ekim'de İstanbul'da ele alacaklarını, daha önce kendilerine iletilen Dünya Bankası'nın eğitim sektör çalışması ve yükseköğretimle ilgili bölümlerinin ise ele alındığını ifade etti. Bakanlığın yürüttüğü AB ile ilgili programlardan söz eden Çelik, üniversitelerin öğrenci ve öğretmen değişim programlarına katıldıklarını, ayrıca Türkiye'nin AB'nin 6. Çerçeve Programı'nda da yer aldığını anımsattı. Çelik, şöyle devam etti: ''Türkiye özellikle son 3 yılda kabuğunu kırmış bir ülkedir. Dünya ile entegre olmaya çalışan, AB standartlarını yakalamaya çalışan, eksikliklerini gideren ve bu konuda siyasi iradesi de tam olan bir ülkedir. Siyasi iradenin tam olması yetmez. Eğer siyasi irade uzmanların çalışmasıyla beslenmezse, siyasi iradenin almış olduğu kararlar bürokratlar tarafından yerinde ve zamanında ele alınıp gereği yapılmazsa alınan kararların başarıya ulaşması mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı olarak AB sürecinde üzerimize düşeni en iyi şekliyle ve zamanında yapacağız.'' PERFORMANSIMIZ ŞAŞIRTACAK Çelik, bakanlığında yönetim binasından başlamak üzere büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını, bunun eğitim programlarına ve çalışmalarına yansıyacağını anlattı. Adımlarını biraz daha açmaları gerektiğini ifade eden Çelik, ''Türkiye'nin rolantide çalışmaya tahammülü yoktur. Önümüze 10 yıllar, 15 yıllar, 20 yıllar koyabilirler, ama eminim ki gayretimiz ve çabamızla süre çok daha kısa olacaktır. Bu bize bağlıdır. Müzakere sürecinde göstereceğimiz performans, bugüne kadar özellikle Kopenhag kriterlerini yerine getirirken ortaya koyduğumuz performans gibi Avrupalı dostlarımızı şaşırtacaktır. Bunu yapabiliriz. Çünkü o irade bizde var'' diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Çelik, eğitimin problemlerini yerinde görme çalışmalarını bu yıl da sürdüreceklerini, bu kapsamdaki çalışmalara bu yıl Hakkari'den başlamak üzere iklim koşulları sert olan illere öncelik verilerek devam edeceklerini bildirdi. AB'NİN EĞİTİMDEKİ HEDEFLERİ Çelik'in konuşmasının ardından AB, Dünya Bankası ve OECD'nin Türk eğitim sistemine ilişkin raporları Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Dairesi (EARGED) Başkanı Ruhi Kılıç tarafından sunuldu. Sunuda, AB'nin 2010 yılına ilişkin Lizbon hedefleri aktarıldı ve 2010 yılına kadar birlik üyelerinde okuldan erken ayrılanların (liseyi bitirenler) oranının yüzde 10'dan fazla olmayacağı, 22 yaşın altındakilerin en az yüzde 85'inin ortaöğretimi tamamlamış olmaları gerektiği ifade edildi. Bu konuda bazı birlik üyelerinin rakamlarına yer verilirken, Türkiye'nin bu alanda veri kaydının bulunmadığı belirtildi. Matematik, fen ve teknoloji mezunlarının toplam sayısının AB'de yüzde 15 dolayında artması gerektiği, ancak bu konuda da Türkiye'nin kayıtlı verisinin bulunmadığı ifade edildi. AB'nin öğretmenlerin yaşlarının düşürülmesi hedefinden söz edilirken, Türkiye'nin bu konuda bir istatistiği bulunmamasına karşın,herhangi bir sorunun da bulunmadığı kaydedildi. ''PAROLA 13/29'' Sunuda, AB'nin 2010 yılına ilişkin 13 hedefi bulunduğu, bu hedefleri ölçmede 29 göstergeyi esas aldığı vurgulandı. Bakan Çelik de bu sırada, bakanlıkta tüm yöneticilerin bu 13 hedef ile 29 göstergeyi rehber kabul ederek çalışması gerektiğini belirtti ve ''Parola 13/29'' dedi. Çelik, birçok göstergede Türkiye'ye ait rakamlar bulunmamasına rağmen, 29 göstergenin çoğunda Türkiye'nin sorunu olmadığını, özellikle öğretmen sayısı ve yaş konusundaki rakamlarda avantajı bulunduğunu kaydetti. Toplantıda, henüz taslak halindeki OECD raporu da ele alındı. Ancak bu raporda yer alan rakamların Türkiye'nin durumunu tam olarak yansıtmadığı, bu nedenle birçok göstergede düzeltmeye ihtiyaç duyulduğu belirtildi.