BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Çelik, istikbali eğitimde görüyor

Hüseyin Çelik Bursa'da bir iftarda, "İstiklal mücadelesini topla, tüfekle, tankla, bilekle ve bedenle yapabilirsiniz ama istikbal mücadelesi eğitimle sağlanabilir" diye ko

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, istiklaline kavuşan bir ülkenin, istikbaline de sahip olması gerektiğini belirterek, "İstiklal mücadelesini topla, tüfekle, tankla, bilekle ve bedenle yapabilirsiniz ama istikbal mücadelesi eğitimle sağlanabilir" dedi. Bakan Çelik, Nilüfer Eğitim Kurumları'nın Özel İlkbahar İlköğretim Okulu'nda verdiği iftar yemeğine katıldı. İftar yemeğinde, Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İl Milli Eğitim Müdürü Reşat Kumbasar, Bursa milletvekilleri, ilçe milli eğitim müdürleri, daire amirleri ve bazı okulların müdürleri de hazır bulundu. İftar yemeğinin ardından bir konuşma yapan Çelik, Türkiye'nin, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde büyük bir imtihan verdiğini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde dillere destan bir mücadelenin ardından istiklaline kavuştuğunu kaydetti. Çelik, öğretmenliğin kutsal ve ulvi bir görev olduğunu, öğretmenlerin yaptıkları işi önemsemeleri gerektiğini belirterek, "Belki yaptığımız iş bugünün Türkiye'si için önemlidir ama geleceğin Türkiye'si, geleceğin dünyasındaki Türkiye için çok daha önemli ve anlamlıdır. İstiklal mücadelesini topla, tüfekle, tankla, bilekle ve bedenle yapabilirsiniz ama istikbal mücadelesi eğitimle sağlanabilir. Yani gelecek mücadelesi beyinle, eğitimle, kalemle kazanılır, kılıçla değil" diye konuştu. Türkiye'de çok güzel şeyler olmaya başladığını, 1967 yılından beri değişmeyen müfredatı değiştirdiklerini, gelecek yıldan itibaren de bütün Türkiye'de uygulamaya geçeceğini ifade eden Çelik, "Bu sayede çocuklarımıza neyi nasıl öğreneceğini öğreteceğiz" şeklinde konuştu. Bakan Çelik, eskiden bilgiyi alıp ezberlemenin mümkün olduğunu ancak bugünün dünyasında bunun mümkün olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "İbn-i Sina, tıpta bir dehaydı. Bütün tıp, İbn-i Sina'nın kafasındaydı. Çünkü o günkü tıp ilmi, 200 sayfayı dolduracak kapasitedeydi. Ama İbn-i Sina o günkü tıp ilmini, bugünkü pratisyen hekimin üçte biri, dörtte biri kadar biliyordu. Çağımızın bilgi konsepti, öğrenmeyi öğrenmek, öğretmeyi öğretmektir. Biz çocuklarımızı adeta bilgisayar disketleri gibi görmüş, onları bilgi ambarı haline getirmişiz. Biz bilgi depolanmış değil, bilgiyle, becerisiyle donanmış bunu rahat kullanabilen, hayata tatbik edebilen, bunu anlamlı hale getirebilen nesiller yetiştirmek zorundayız. Bunun için eğitim alanında dünya nereye gidiyor, bunu takip etmek zorundayız." Öğretmenlik mesleğinin maddi tarafının sürekli gündeme getirilmesinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Çelik, "Ben, öğretmenlerimizin bugünkü aldıklarından 3 kat daha fazla maaş almalarını isterim ama istemek ve temenni etmek her zaman ülke gerçekleriyle örtüşmüyor. Kışın ortasında hepimiz baharı arzularız ama getirmeye muktedir değiliz. Olmayanı vermek Allah'a mahsustur" dedi. Bakan Çelik, Türkiye'de 600 bine yakın öğretmen bulunduğunu, ilköğretim, orta, okul öncesi ve üniversite öğretim üyeleriyle birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir milyon kişilik bir potansiyelinin bulunduğunu söyledi. Öğretmenlerin çocuklara demokrasi kültürünü iyi aşılaması gerektiğini anlatan Çelik, "Cumhuriyetle demokrasi aynı şeyler değildir'' diye konuştu. Okullarda cumhuriyetin demokrasi gibi anlatıldığını dile getiren Çelik, şöyle devam etti: "Anayasamız'da, cumhuriyetimizin özelliklerini sayarken, 'Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' diye vurgulamışız ve bu cumhuriyetin olmazsa olmaz vasıflarından birinin demokratik cumhuriyeti olduğunu özelikle belirtmişiz. Cumhuriyetle demokrasi aynı şeyler değildir. Yeryüzünde, teolojik, totaliter, sosyalist, bürokratik ve demokratik olmak üzere 5 çeşit cumhuriyet vardır. Biz ülke olarak demokratik cumhuriyetten yana tavrımızı koymuşuz ama isimle bu iş olmaz. Bu iş uygulamayla olur. Anayasa'daki bu özelliklerin hayata geçirilmesiyle olur. İsim değiştirmekle gerçeği değiştiremezsiniz. Hayatı kaymış, dünyası alt üst olmuş bir insana siz adını Mesut'ta koysanız Bahtiyar da koysanız hiçbir şey değişmez." Bakan Çelik, Türkiye'nin 70 milyonluk nüfusunun neredeyse 50 milyonunun genç olduğunu, bu nüfusun karnı tok, sırtı pek sağlıklı ve idealist bir şekilde yetişmesi halinde, Türkiye'nin büyükler arasında bir büyük ülke olacağını, aksi taktirde bu büyük nüfusun musibet haline gelebileceğini sözlerine ekledi.