popçu Çelik ile manken eşi Buket Saygı'nın boşanması, şaşkınlık yarattı. Örnek gösterilen çiftin, ani bir kararla boşanması, birçok soruyu da beraberinde getirdi...
Abone ol Boşanma davasını açan taraf olan Çelik, severek evlendiği ve 1.5 yaşındaki oğlu Ata'nın annesi olan Buket Saygı'dan acaba neden ayrılmak istemişti? Çelik, özel hayatında yaşanan sıkıntıları dobra dobra anlattı. İşte noktasına, virgülüne dokunmadan Çelik'in ağzından, biten evliliğinin perde arkasında yaşananlar...- Eşin Buket Saygı'dan boşanmak istedin... Neden?
Evet kararı alan benim. Buket ile en son bundan altı ay önce konuştum. Ona, 'Hayatta senden tek bir istekte bulunmuş kişi olarak diyeceğim şu ki, şu anda çok mutsuzum' dedim. Ya düzelecekti ya da düzelmeyecekti. Ve düzelmedi...
- Ne istedin Buket'ten?
Huzur! Evet sadece huzurlu ve mutlu olmak istedim, o kadar. Ben aile içinde huzursuzluklar yaşayarak büyüdüm. Bu huzursuzluklardan dolayı babam uyumak için günde 10 mg'lık uyku ilacı kullanırdı. Ve kafasına da bir örtü çekerek yatardı. 10 mg'lık bir ilaç kullanan kişinin ertesi gün yaşayıp, yaşamadığını anlayamazsınız. 10 yaşında küçücük bir çocuk olarak her sabah kalkar, babamın kalbinin çalışıp, çalışmadığına bakardım. Ve o gün ölmediği için sevinirdim. İşte bu yüzden tek isteğim evimde huzurlu olmaktı. Anlayış bekliyordum. Ama olmadı... Evet, huzuru bulamamak da benim için boşanma sebebiydi. Buket de herkes gibi aynı şeyi söyledi; 'Tek sebep bu mu?' dedi. Oysa bu sebep benim için çok önemliydi.
EVE GİRMEK İSTEMİYORDUM
- Peki Buket seni huzursuz, mutsuz edecek ne yapıyordu?
Kıskançlık... Artık son zamanlarımızda mutluluğu iyice kaybetmiştik. Eve gitmek istemiyordum. Yedi yıl içinde yaşadığım her şeyi çok kolay kaldırabilen bir adam olarak, bu huzursuzluğu kaldıramadım. Son dönemlerde kalbim çok ciddi bir şekilde sıkışmaya başlamıştı. Yani yedi yıldır vücudum, tolere ettiği şeyleri artık edemez hale gelmişti. Dolayısıyla bu durum bir gün bir şekilde patlak verecekti. Sinirlilik halim, bir gün dışarı yansıyacaktı. O zaman da bu durum beni hem manevi hem de maddi anlamda bitirirdi.
- Nasıl kıskançlıklardı bunlar?
Buket benim bütün sırlarımı bilir. Yine de ona bu kıskançlık konusunda defalarca, 'Ben seninle evliyim, seninle evliyken birisiyle bir şey yaşayacak karakterde birisi değilim' dedim. Ama her defasında aynı şeyi soruyordu ve bu sorular da karakterime hakaret gibi geliyordu. İşte onun bana güvensizliğinden dolayı ne yazık ki evimde huzurumuz olmadı. Bu durum ise onun için bir problem teşkil etmedi. Çünkü hep ben yürütmeye çalıştım. Ben onunla bir yola çıkmışım. Kaçamakların, aldatmaların olduğu bir evlilik tarzı bana göre değildir. Buket bir türlü buna inanmadı. Oysa onu ilk tanıdığımda beni bağrına basacağını ve yormayacağını düşünmüştüm.
HAYATA BAKIŞIMIZ FARKLI
- Bu konuda, yani eşinin sana güvenmesi için bir çaban oldu mu?
Yedi yıllık birlikteliğim boyunca bir sanatçı, medyadaki birisi olarak sosyal hayatımı sıfıra indirdim. Olabilecek her görüntü, her fotoğraf karesi, bir problem sebebiydi. Dolayısıyla sorun olmasın diye hiç dışarı çıkmadım. Mesela Altın Kelebek ödül gecesine gelemedim. Tek de gelsem, Buket'le de gelsem bir şekilde problem çıkacaktı. Çünkü orada eskiden flört ettiğim birisini görebilir, birisi bir şey söyler diye endişelerim vardı. Kendisi hemen küçücük de olsa bir şey söyleyecekti.
- Peki, tek isteğim huzur dedin... Buket bu huzuru sağlamak için çaba göstermedi mi?
Gösterdi. Ama her seferinde şunu söyledi, 'Çok haklısın, sana hak veriyorum. Zaman zaman da olsa yanlış şeyler yaptım. Sana destek olmam gereken zamanlarda, ben başka sorunlarla karşına çıktım. Bunları yapmak istemedim ama engel olamıyorum' dedi. Burada hiçbir sorun yok. Çok yakın bir tarihte konuştuğunuzda ise evliliğimiz devam ederse bu davranışlarını değiştireceğini, kendini düzelteceğini anlattı. Ama ben bu süreçte neleri değiştirip, neleri değiştiremeyeceğini çok iyi biliyordum. Çünkü aynı şeyleri birçok kez yaşadık... Bu onun karakteri, yapısı. Benim de yapım bir şeyi ikinci kez anlatmam. O söz verdi ama tutamadı. İyi niyetiyle yaptığını bilmeme rağmen, ben de dayanamadım, anlatmaktan yoruldum çünkü.
- Buket kıskanç bir eş. Bunun dışında iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir ev kadını mı peki?
Buket çok iyi bir eştir. İyi bir anne, evine, çocuğuna olan ilgisi harika. Yani bana olan ilgisine kadar her şey muhteşem. Ancak konu ben olunca, nedenini anlayamadığım bir şekilde farklılaşıyor. Sevgiyi göstermenin biçiminin böyle olduğunu düşünmüyorum. Ben sabahları kalktığımda, 'Bugün de nefes alabiliyorum, sağlığım yerinde şükürler olsun' diye güne başlarken, o kalktığında 'öğlen 12'ye kadar beni mazur gör' diyor. Öğlene kadar Buket'in asabi olarak söyleyeceği her kelimeyi, sözü kayıt altına almayarak yaşamaya gayret ettim. Kurşun olarak o sözleri yedim. Kısacası hayata bakış açımız da farklıydı.
- Belki bu farklılık da Buket'i sıkmıştır?
Sıkıcı gelmiş olabilir. Hoş, şaşaalı bir dünyadan çıkıp, bir eve girmiş birisi olarak, ona da benim hayatım sıkıcı gelmiş olabilir. O da haklıdır. Ama ben de kendi yapımdan dolayı, bana haksızlık yapılsın istemiyorum.
DOĞRU KARARI VERDİM
- Çelik çapkındır deniliyor... Yani evliliğinizin bitmesine neden olarak senin çapkınlığın gösteriliyor.
Şerefim, haysiyetim, onurum ve inandığım her şey üzerine yemin ederim ki yedi yıllık beraberliğim içinde, Buket'e, adımıza, şahsiyetimize, kariyerimize zarar verecek, en küçük bir fikri bile aklımdan geçirmedim. O yüzden Buket'in bana karşı her 'acaba'sını hakaret olarak kabul ediyorum. Ben evlenmişim, çocuğumuz olmuş, çok zor dönemlerde bile ona sevgimi göstermişim. Hem de çok ağır olarak göstermişim. Artık ondan sonra sorgulanmak, saçmalığın çok ötesi bir şey. Benim şahsiyetimle ilgili bundan sonra bir şey sorulamaz bana. Ama Buket yedi yıldır hep sordu. Oysa ben onu kafamda bir tahta koymuşum, önünde elimde çiçekle, sevgiyle eğilmişim, ona bir söz vermişim. Ama sürekli onun beyninde 'aldatan koca'ydım. Bu beni delirtti. Ancak çiçek veren, önünde eğilen, sevgisini fazlasıyla veren adamın çok ters bir tarafı da var. Bu tarafımı hiç göstermedim. Ters bir hareket yapacak duruma gelmemek için de benim şu an aldığım bu karar, doğrudur.
BİR YATAKLIK EV ARIYORUM
- Reklam boşanması bile denildi... Sen gündemden düşmüşsün, bu yüzden boşanmaya karar vermişsiniz gibi...
Bu çok tatsız bir şey. Buket'in Kadir İnanır ile yaşadığı olay sırasında ona 150 milyarlık bir reklam teklifi geldi. Hem o, hem de ben kabul etmedik. Yine o dönemlerde benim albümümde 'Mesaj' diye bir şarkım vardı, bu şarkıma klip çekecektim ki daha olay patlak vermemişti, klibi çekmekten vazgeçtim. Eğer çekseydim 550 bin tirajda olan albümüm, bir milyon satardı. Yapmadım!
- Yeniden barışmanız söz konusu olabilir mi?
Şu an için bildiğim tek şey, Ata'yı gördüğüm her zaman onu da görecek olmam. Şu anda bildiğim tek şey, hiçbir şekilde eve gitmek istemiyor olmam ama gitmek zorundayım, oğlum var. Buket'e bütün bu olayları bu hale getirdiği için çok ciddi bir kızgınlığım var. Şu anda bu ruh halindeyim. Bu ruh halinin arasında sevginin pek yeri yok.
- Bundan sonra ne yapacaksın?
Şu an ev arıyorum. Menajerime 'Bana bir tane yatak koyacak çok küçük bir yer bulun' dedim. İkinci bir oda istemiyorum. Eşya istemiyorum, eve taksitle bir şey almak istemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum. Tek hayalim, bir gece, çok huzurlu uyumak, o kadar. İnanın başka hiçbir şey istemiyorum. (Gözleri doluyor.)
Kadir İnanır'la bir olay yaşamışım. Burada çok net bir tavır koymuşum ki o zaman Buket ile evli değildim. Universal Müzik bu davanın bana zararı olacağını, vazgeçmem gerektiğini, geçmezsem sözleşmemin fesh edeceğini söyledi, ben yine vazgeçmedim. Ardından Universal Müzik battı, albümüm korsana düştü ve bir tane bile satmadı. Hukuki nedenlerden dolayı bir yıl konser veremedim, para kazanamadım. Universal'in içinde bulunduğu pozisyonlardan dolayı 450 milyar lira vergi ödemek zorunda kaldım. Bu arada hep cepten yedim. Sonra bir kadın çıktı ortaya, açıklama yapamadım. Çünkü çok sevdiğim birisinin eşiydi. Aşık oldu, tatsız bir şey teklif etti ve ben de çok ağır hakaretlerle o teklifi reddettim. Bunun üzerine kadın 'şarkılar benimdir' diye intikam almaya çalıştı. Besteci kimliğim sorgulandı. Çok üzüldüm. Arkasından terör tehditi aldım. Bunların hepsi zaten yeterli derecede bir stres... Dışarıda bunların hepsiyle uğraşırken eve dönüp geldiğimde tek istediğim şey huzurdu... O günlerde eşimden şefkat, ilgi, destek bekledim. Ama beklediğim hiçbir şeyi bulamadım. Benim için kavga edilecek zamanlar değildi. Siz bir terör tehditi aldığınız zaman oğlunuz ve eşinizin canını düşünürsünüz, kendi canınızı değil. Ben kendi canımı unutmuştum, daha ne vereyim ki...
- 'Ünlüler Kampta' diye bir yarışma programına katıldın. Bu programa katılman Buket'te nasıl bir etki yaptı?
Oradan döndüğüm zaman Buket'ten, 'Sen kariyerin için çok da kolay olmayan, stresli bir 20 gün geçirdin. Bu 20 günün sonunda birinci oldun, ödül kazandın. Bir ev aldın, arsa aldın... Kariyer olarak da hoş bir şey yaptın. Gel, bu gece sana bir rakı ısmarlayayım' demesini beklerdim. Tam tersi oldu! Çocuklardan birisi çok ciddi bir şekilde tırnaklarıyla, cildimi yırttı. O yırtığın da izi kaldı. Buket ilk olarak, 'Bu iz ne?' diye sordu. O izi sorması da bende derin bir iz bıraktı. Ben orada bir amaç için bulunuyordum. Başka bir şey derdinde olsaydım bunu daha medenice yapardım.
- Programın sunucusu Seray Sever ile yakınlaştığın iddia edildi...
Herkes bir sebep arıyor. En yakın zamanda katıldığım programda bu olduğu için, böyle bir şey geldi insanların aklına. Kesinlikle yanlış ve asılsız bir haber. Eğer Buket de böyle düşünürse, beni tanımadığı için gerçekten çok üzülürüm.
Kaynak: