Çek-yat
Seçime sayılı günler kaldı ya hediye üstüne hediye…
Buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın…
Kömür…
Makarna, bulgur, nohut, sabun, peçete…
Bence yine sesini çıkarma…
Buzdolabının gittiği evlerde elektrik yok, çamaşır makinesi, bulaşık makinesinin gittiği yerlerde su yok…
E mecburen eşyaları ahırda saklıyor millet!
Bunları söyleme…
Nasıl olsa akşam gelen nohutla bulgurla makarnayla karnın doyuyor…
Gelen kömürle odun sayesinde de ısınıyorsun…
Verdikleri çekyata uzanıp verdikleri televizyonu da izliyorsun…
Yatak vermeye de başladılar, üç çocuk da yaparsın, rızkını veriyorlar nasıl olsa!
Suyun elektriğin yok ama makinelerin mevcut, bunları verenler suyu, elektriği de verirler!
Beklersen!
E arada harçlık da dağıtıyorlar…
Ekmek elden su gölden yaşa gitsin…
Sorgulama hiç…
Niye seçim dönemlerinde ve ara sıra dağıtılan bir kutu erzaka muhtacım deme…
Neden işsiz kaldım diye kafanı kaşıma…
Neden birileri bana harçlık vermek yerine iş imkânı yaratmıyor deme…
Neden üç kuruş ucuz diye halk ekmek kuyruklarında saatler geçiyorum deme…
Kredi kartları borcu yüzünden kara listeye alınanlar gittikçe çoğalıyor, bir şeyler yapılmalı deme…
Bir ekmek satın alırken ben vergisini ödüyorum da pırlanta alabilen zenginler neden vergi ödemiyor diye bir soru geçirme aklından…
Ne güzel işte, devlet muhtaçlara yardım ediyor, insanları soğukta bırakmıyor, aç bırakmıyor, milletin yediğinde gözün mü var diye bana hesap sor…
Açlar var biliyorsun ama neden aç bu insanlar diye sormuyorsun.
Kendi ülkende her gün açlar çoğalıyorken elini bir şeye uzatma, işsizlik karşısında sesini kıs, komşun açken tok yat…
Git şimdi Filistin"e yardım elini uzat…
Tabii ülkendeki açların değil Filistin"in ihtiyacı var…
Ver cebindeki son kuruşu da onlara…
Nasılsa arada bir harçlık geliyor sana…
Ha bu arada, ben seni düşünüyorum diye ağzına gelen hangi kötü söz varsa yaz bana!
Durma!