BIST 9.395
DOLAR 34,57
EURO 36,67
ALTIN 2.903,20
HABER /  GÜNCEL

Çek mağdurlarına ceza ertelemesi

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, tarafların anlaşması halinde soruşturma ve cezanın infazının ertelenmesini önereceklerini açıkladı.

Abone ol

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Çek Yasa Tasarısı'nda, tarafların, karşılıklı rızasıyla vadesinde ödenmeyen borcun belirli vadelerde ödenmesi konusunda anlaşması halinde, yürütülen kovuşturma, soruşturma ve cezanın infazının ertelenmesini önereceklerini açıkladı.

Canikli, "Yapmaya çalıştığımız, tarafları hem vade hem içerik konusunda mutabakata varacakları bir ortamı oluşturmaya teşvik etmektir" dedi.

Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen Canikli, halen TBMM Adalet Komisyonu gündeminde bulunan Çek Yasa Tasarısı üzerindeki çalışmalar ve önerileri hakkında bilgi verdi.

Çekin Türkiye'de, dünya uygulamasından farklı olarak sadece ödeme aracı olarak değil, aynı zamanda mübadele aracı olarak kullanıldığına işaret eden Canikli, bu özelliğinden dolayı ileri vadeli çek tanzimine parasal fonksiyon kazandırdığını anlattı.

Bu yönünün önemli ve kullanımının son derece yaygın olduğuna dikkati çeken Canikli, 2008 yılında kullanılan çek sayısını 34 milyon 936 bin oLarak verdi.

Canikli, bu rakamın 2007 yılında 30 milyon 106 bin, 2006 yılında 26 milyon, 2009 Ekim sonu itibariyle ise 37 milyon 790 bin olarak gerçekleştiğini bildirdi.

İleri tarihli çek uygulamasının Türkiye ve birkaç ülke dışında söz konusu olmadığınI, ancak kabul gördüğünü kaydeden Canikli, "Ekonomideki bu ağırlığı gözardı etmek kesinlikle söz konusu değildir, yapılması gereken zaptı rapt altına almak, kurallara bağlamaktır. Geçmişte de böyle yapılmıştır zaten" dedi.

Yaygın kullanımına rağmen, Vadesinde ödenmeyen ve dava konusu yapılan çek sayısının 2000 yılında 262 bin, 2001'de 307 bin, 2002'de 177 bin, 2003'te 131 bin, 2005'te 97 bin, 2006'da 115 bin, 2007'de 142 bin, 2008'de 160 bin, 2009 yılının (10 aylık) Ekim ayı sonu itibariyle 240 bin olduğunu anlatan Canikli, tanzim edilen toplam çekle kıyaslandığında rakamların cüzi olduğunu vurguladı.

Af düşünülmüyor

Çek Kanuna muhalefetten mahkum olan ve hapis cezası çekenlerin sayısının 24 Kasım itibariyle 2 bin 116 kişi olduğunu kaydeden Canikli, "Sadece 2009 yılında verilen mahkumiyet sayısının 60 bin, 2008 yılında 110 bin olduğu dikkate alındığında, şu anda mahkum olarak cezası infaz edilenlerin sayısının çok cüzi rakamda kaldığı görülüyor. Tartışma esas itibariyle burada başlamaktadır. Şu anda mahkum olan 2 bin 116 kişi, haklarında mahkumiyet kararı verilen ve yargı süreci devam eden yüz binlerce kişi bu sıkıntılardan bu baskıdan kurtulmak istemektedir. Kendilerini 'çek mağduru' olarak tanımlayan bu grubun sorunlarının giderilmesi için ciddi tartışma var. Belli bir kesim, uygulanan cezanın tamamen kaldırılması ve affedilmesini önermektedir. Bu ciddi ve ağırlıklı bir kesimdir. Biz kesinlikle bir af düşünmüyoruz. Önereceğimiz düzenleme de af mahiyetinde değil, olamaz. Her şeyden önce bu bir özel hukuk ilişkisidir. Taraflar edimlerini yerine getirmek üzere anlaşma yapmışlardır. Kamunun tek taraflı iradeyle bu özel ilişkiyi yönlendirmesi, değiştirmesi, bu dengeyi bozması kesinlikle söz konusu olamaz. Doğru değildir. Kamu böyle bir şeye tevessül ettiği takdirde, bu dengenin bozulması nedeniyle hakları haleldar olanların haklarının tazmin edilmesi gerekir. Bu durumda alacaklı korumasız hale gelir. Kamu ya da devlet ilke olarak özel ilişkiye müdahale edemez" dedi.

AK Parti'nin önerisi

AK Parti'nin, "Tarafların karşılıklı rızasıyla vadesinde ödenmeyen borcun belirli vadelerde ödenmesi konusunda anlaşması halinde yürütülen kovuşturma, soruşturma ve cezanın infazının ertelenmesini" önereceğini belirten Canikli, "Sistem, borçlu ve alacaklının anlaşmasını sağlamak üzerine kurulu olacak. Yapmaya çalıştığımız, tarafları hem vade hem içerik konusunda mutabakata varacakları bir ortamı oluşturmaya teşvik etmektir" dedi.

"Bunu alacaklı ve borçlu her zaman yapabilir, bunun neresi yenilik?" denilebileceğine işaret eden Canikli, "Mevcut mevzuata göre, bunu yaparlarsa, alacaklı anlaşma sonucunda şikayetinden vazgeçtiğinde korumasız hale gelmektedir. Yani, borçlu borcunu ödemediği takdirde hapis cezası ortadan kalkacağı için alacaklı korumasız hale gelmektedir. Önerimizle anlaşmanın şartlarının yerine getirilmemesi halinde, ertelenen kovuşturma, soruşturma ve infaz kaldığı yerden devam edecek. Bu süre içinde zaman aşımı da işlemeyecek" diye konuştu.

Canikli, tarafların belirli bir vade konusunda anlaşamaması halinde kamu otoritesinin devreye gireceğini ve minimum bir süre tanıyacağını belirterek, bu sürenin henüz netleşmediğini, Komisyon ve Genel Kurulda yapılacak tartışmalarda nihai şeklini alacağını söyledi.

Yapılacak düzenlemeyle borcun ödenmesinin amaçlandığına işaret eden Canikli, hapiste veya kaçak olan kişinin borcunu ödemesinin söz konusu olmadığını, alacaklının haklarının da tehlikeye düşürülmemesi gerektiğini, bunların ikisini formüle eden düzenlemenin önemli olduğunu anlattı.

"Çek kayıtları bir merkezde tutulacak"

Canikli, tasarıda yapılacak bir başka önemli düzenlemenin de çek tanzimine ilişkin kayıtların merkezi sistemde tutulması olduğunu ifade ederek, "Bütün çek tanzimleri, çek düzenleyenler ve ödeme durumlarına ilişkin kayıtlar bir merkezde tutulacak. Herkes kendisine verilen şifreyle kendi kayıtlarını görerek, kişi isterse kendi kayıtlarının şifresini kullanarak dijital ortamda başkasına da gösterebilecek. Bu, alacaklı konuma geçecek olan kişinin, çeki tanzim eden kişinin kredibilitesini ve tahahhütlerinin ne kadarını yerine getirip getirmediğini görüp karar verecek. Bu bilgiler kamuya açık olmayacak" dedi.

Yapılacak düzenlenmenin, "Uzun vadede çek kullanımının ciddi anlamda zaptı rapt altına alınmasını ve sağlıklı kararlar verilmesinin önünü açacağını" belirten Canikli, tasarının bayramdan sonra Komisyon gündemine gelmesini ve normal şartlar altında yılbaşından önce yasalaşmasını tahmin ettiklerini söyledi.

Canikli, "Düzenlemeyi geçici madde olarak yapacağız. Belirli tarihe kadar savcılığa intikal ettirilmiş dosyalar bundan faydalanacak. Bu tarih, geçmiş tarih olacak. Çünkü ileri tarih için yapılacak düzenleme, piyasa ve özel ilişkilerin gidişatını etkiler, yönlendirir. Böyle bir şey yapmak istemiyoruz" dedi.