Türkiye’de çay sektörünün yüzde 60’ını yöneten Çaykur Genel Müdürü Sütlüoğlu, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan vatandaşları kaçak çaydan vazgeçirerek Türk çayına alıştıracaklarını söyledi.
Abone olTürkiye’nin lider çay kuruluşu Çaykur’un genel müdürü İmdat Sütlüoğlu, Abdullah Gül hükümeti döneminde Çevre Bakanlığı da yapmış deneyimli bir yönetici.
Al Jazeera Türk'ün haberine göre kendisi de çay toplayarak büyüyen ve çayın hem yetiştirme hem de fabrika üretimi aşamalarında çalışmış, hatta özel sektörde fabrika işletmiş olan Sütlüoğlu, kurum olarak hedeflerinden birinin kaçak çay alışkanlığı ile bilinen Güneydoğu Anadolu’ya Türk çayı içirmek olduğunu açıkladı.
Kaçak çayın kontrolü mümkün olmadığı için, sağlığa zararının da tam olarak tespit edilemediğini belirten Genel Müdür Sütlüoğlu, bu tür çaylarda demi artırmak için kimyasal boya kullanımıyla çok sık karşılaştıklarını vurguladı.
Türkiye’de resmi kanallardan 4-5 bin ton ithalat yapıldığını, ancak 50-60 bin ton civarında çayın kaçak olarak tüketildiğini belirten İmdat Sütlüoğlu ile Türkiye’de çayın durumu ve Çaykur hakkında konuştuk.
KÜRTLER KAÇAK ÇAYDAN VAZGEÇER Mİ?
“Kaçak çayda bir damak alışkanlığı var. Ağırlıklı olarak Sri Lanka’da üretilen Seylan çayı kullanılıyor. Damak tadı farklı olduğu için alışan insanlar kolay vazgeçemiyorlar. Güneydoğu Bölgesi ağırlıklı olarak bu çayı tüketiyor. Biz özellikle çayımızın sağlık yönünü anlatıyoruz. Kendi ürünümüz varken, dışarıdan ürün almanın ekonomik olarak doğru olmadığını vurguluyoruz. Bu sene bölgede daha aktif olacağız. Özellikle bölgenin yerel medyası ve kanaat önderleri aracılığıyla etkin çalışmalar yapmayı hedefliyoruz.
Güneydoğu'ya Türk çayı içireceğiz. Hedefimiz budur. Dış pazarlardaki sabırlı ve uzun vadeli çalışmalarımızı Güneydoğu’da da yapacağız.”
ÇAYIN BÖLGE İÇİN ÖNEMİ NEDİR?
“Çay bölge ekonomisinin belkemiği. Yaklaşık 80 yıl önce Türkiye’ye girdi. Bölge açısından çay bir milattır. Çaydan önce bölgede işsizlik, gurbetçilik, parçalanmış aileler vardı. Fakirlik söz konusuydu.
Çaydan sonra aileler toparlandı, gurbetçiler tekrar köylerine döndü. Bölgenin refahı çok hızlı yükseldi. Bugün 206 bin aile çay üretimiyle hayatını sürdürüyor. Bu yaklaşık 1 milyon nüfus demek.
Bölgeye yaklaşık 2.5 milyar liralık bir katkısı var. Bunun 1.5 milyarı da Çaykur üzerinden sağlanıyor.”
TÜRK ÇAYININ FARKI NE?
“Dünyanın en kuzey iklim kuşağında çay yetiştiriyoruz. Üzerine kar yağan tek çay bizim çayımız. Yani dünyanın en sağlıklı çayı bizim çayımız, çünkü üzerine kar yağdığı için haşere barındırmıyor. Haşere ilacı kullanmak zorunda değiliz. Dolayısıyla son derece katkısız, sağlıklı ve doğal bir çayımız var.
Diğer üretici ülkeler 30-40 çeşit haşere ile mücadele etmek zorunda oldukları için yoğun haşere zehiri kullanıyorlar. Dolayısıyla çayları haşere zehiri ihtiva ediyor. Bizim çayımız organiğe en yakın çay. Sadece kimyasal gübreden vazgeçerek organik çay yapabilecek potansiyele sahibiz. Böyle bir imkan da dünyanın hiçbir çay üreticisi ülkede yok.
HABERİN TAMAMI İÇİN BURAYA TIKLAYIN...