Pakistan'ın Karaçi kentinde Peştunlar ve Urduca konuşanlar arasındaki etnik çatışmada en büyük bedeli yine çocuklar ödüyor.
Abone olBu yazın başlarında Karaçi'nin batısındaki kalabalık Kasba bölgesinde birden kan akmaya başladı.
Şiddet olayları sürüyor ve ziyaretim sırasında da gerginlik devam ediyorr.
Birbirinden sadece birkaç yüz metre uzaklıktaki evlerde oturan iki aileyi görmek için burdayız.
13 yaşındaki kız çocuğu Yumna'nın ailesi, Kasba'ya hakim bir tepenin eteğinde oturuyor.
6 yaşındaki Laiba'nın ailesiyse tepenin zirvesinde.
Ancak her iki ev de birbirinden açıkça görülse de, evler arasında doğrudan yürünemiyor.
İki evin arasından geçen terk edilmiş anayol, yeni bir cephe hattına dönüşmüş.
Keskin nişancılar hala faaliyette.
Yolun kenarındaki evlerde görülen mermi delikleri de, yolun geçilmemesi için bir uyarı.
Yumna'nın ailesi, tepenin eteklerinde yaşayan çoğu kişi gibi Urduca konuşanlardan.
Bu, Hindistan'la 60 yıldan fazla bir süre önceki ayrılmadan sonra Pakistan'a gelmeyi seçen Müslümanlara verilen bir ad.
Yumna'nın büyük büyük babaları Kalküta'dan göçmüş. Urduca konuşan toplum onyıllardır Karaçi'de çoğunluktaydı ve siyasi açıdan en güçlü gruptu.
Savaş mültecileri
Küçük Laiba'nın ailesiyse, tepenin başında yaşayanların çoğu gibi, Kuzeybatı Pakistan'dan gelen Peştun kökenlilerden.
Laiba'nın büyükannesi ve ekonomik fırsatlar için Swat Vadisi'nden gelmiş.
Son dönemde Pakistan hükümeti ve Taliban güçleri arasındaki çatışmalardan kaçan daha çok sayıda Peştun buraya göçtü.
Bazıları Karaçi'deki Peştun nüfusununun beş ila altı milyon olduğunu tahmin ediyor.
Bu, toplam 15 milyon nüfuslu kentteki Urduca konuşanlar için, demografik ve tabi siyasi bir tehdit.
Bu iki grup arasındaki örtülü etnik gerilim, sadece haftalar önce su yüzüne çıktı ve bütün bir şehir kaosa sürüklendi.
Sırf etnik kökenleri nedeniyle esnaf öldürüldü, çekçek sürücüleri kaçırıldı ve işkenceden geçirildi, otöbüs yolcularının üzerine ateş açıldı.
Kasba, çatışma bölgelerinden sadece biri oldu.
Yumna yumuşak sesiyle ve gözlerinde hala açıkça görülen korkuyla, çatışma çok şiddetlendiğinde ailesiyle beraber nasıl evlerinde mahsur kaldıklarını anlatıyor.
Peştun ve Urduca konuşanlar arasındaki çatışmalar sürerken, mermilerin sıyırıp geçtiğini ve su deposunu vurduğunu ifade ediyor.
Keskin nişancı ateşi
Yumna sonunda küçük erkek ve kız kardeşiyle, daha güvenli bir bölgedeki amcasının evine kaçtıklarını söylüyor.
Çatışmada bir ara olmasını beklerken, evin duvarları arkasına çömelip beklediklerini sonra, mermilerden kaçmak için evlerin arkasındaki patikalardan koştuklarını belirtiyor.
Yumna da aynısını yapmaya çalışırken, birden yere düşmüş.
Bir Peştun keskin nişancı Yumnayı bacaklarından vurmuş.
Yardımına koşan komşularına da ateş açıldığını ve arka sokaklardan hastaneye taşındığını anlatıyor.
Şimdi evde, bacaklarındaki sargılarla yatağında yatıyor.
Ama aynı durum, tepenin başındaki Peştunlar için de geçerli.
Laiba'nın en iyi arkadaşı bize çatışma nedeniyle evlerinde mahsur kaldıklarını anlatıyor.
Çocukların, sokaklarda en sevdikleri oyunu, sek seke benzeyen chindro oyununu oynamayı özlediklerini söylüyor.
Evde bebekleriyle oynayarak vakit geçirmişler ama seslerden korkmuşlar.
Çatışmanın sakinleştiği bir ara Laiba dışarı çıkmış. Evinin merdivenine geri tırmanırken o da, aşağıdaki Urduca konuşan silahlı kişiler tarafından vurulmuş.
Bir mermi küçük kolunu, diğeri de göğsünü parçalamış.
Siyasi mücadele
Laiba'nın babası hızla dışarı çıktığını ve tek çocuğunu kanlar içinde gördüğünü söylüyor.
Kollarında çocuğuyla, gözyaşları içinde tepeden aşağı koşmuş. Ama Laiba, hastaneye gitmeye çalıştıkları çekçekte son nefesini vermiş.
Ne Laiba'nın, ne de Yumna'nın babası çatışmanın nasıl başladığını anlayamıyor.
Ama hem tepenin başındaki Paştunlar ve eteklerindeki Urduca konuşanlar, birbirlerinden tamamen aynı nefret söylemiyle bahsediyorlar.
Her ikisi de diğerinin, daha ahlaksız, daha çok silahlı ve daha barbar olduğunu söylüyor. Eski komşularından ve sıklıkla eski dostlarından bahsediyorlar aslında.
Ama sonuçta üzerinde uzlaştıkları tek birşey var. Tüm olan biteninh, kendilerini temsil ettiğini iddia eden siyasetçilerin iktidar mücadelesi olduğunu söylüyorlar. Bedeli ödeyense kendileri ve çocukları.