Yılbaşından bu yana gerileyen yıllıklandırılmış cari açık, yıl sonunda son dört yılın en düşük seviyesini görebilir.
Abone olTürk Ekonomisinin yumuşak karnı 'cari açık' yıllıklandırılmış bazda son dört yılın en düşük seviyesini görebilir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 11 Temmuz Cuma günü açıklayacağı mayıs ayı cari işlemler açığı verisi öncesinde ekonomistler, Türkiye'nin yıl sonu cari açık beklentilerini, cari açığın dip noktasının ne zaman görülebileceğini, cari açıkta finansman zorluklarını ve cari açığı etkileyecek unsurların neler olabileceğini değerlendirdi.
Ekonomi yönetiminin makroihtiyati tedbirler çerçevesinde aldığı kararlar neticesinde cari açığın gerilediğini belirten ekonomistler, yıl sonunda cari açığın 45-50 milyar dolar arasında gerçekleşebileceğini ifade ediyor. Bu durumda cari açık son dört yılın (2010 yılında 45,4 milyar dolar) en düşük seviyesine gerilemiş olacak.
Enerji fiyatları başta olmak üzere, altın ticaretinin, kur hareketlerinin ve jeopolitik risklerin cari açığın seyri açısından etkili olacağını belirten ekonomistler, Türkiye'nin sağlam kamu maliyesi ve bankalarının yüksek kredibilitesi sayesinde cari açık finansmanında herhangi bir zorlukla karşılaşılmayacağına dikkati çekiyor.
Odeabank Strateji Direktörü Ali Kırali, mayısta cari açığın beklentilerin sınırlı üzerinde gelerek yıllıklandırılmış olarak 53,5 milyar dolara ulaşacağını hesapladıklarını ve nisan ayındaki 56,8 milyar dolarlık seviyesine göre önemli ölçüde hız kesmiş olacağını belirtti.
12 aylık birikimli cari açığın yıl genelinde yavaşlamaya devam edeceğini ve 2014 sonunda yıl içindeki en düşük seviyesi olan 49,5 milyar dolara gerileyeceğini öngördüklerini ifade eden Kırali, cari açığa altın ticareti ve jeopolitik risklerin etkisini şöyle anlattı:
"Ocak-mayıs döneminde 5,2 milyar dolar olan net altın ithalatı, 2014'te normalize olacağı yönündeki beklentimize paralel olarak bu yılın ilk beş ayında nette 700 milyon dolar ihracata döndü. Öncü verilere göre ise haziran 2013'te net 1,8 milyar dolar olan net altın ithalatı haziran 2014'te 900 milyon dolar civarına gerilediğini hesaplıyoruz. Önümüzdeki dönemde altın ticareti belirsizlik arz ederken, cari açıkta esas risk petrol fiyatlarının seyri olacak. Bu bağlamda son dönemde alevlenen jeopolitik sorunlar, başta petrol fiyatları olmak üzere ihracata da olumsuz etki yapıyor. Petrol fiyatlarında ciddi bir artış görülmediği müddetçe, iç talepteki ılımlı seyir ve Avro Bölgesi ekonomilerindeki toparlanmayla cari açıkta iyileşmenin kademeli olarak süreceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz."
Kırali, Türkiye'nin güçlü kamu maliyesi ve sağlıklı bankacılık sektörüyle cari açığını finanse etmekte bir sorun yaşamayacağını dile getirerek, "Fakat cari açığı ağırlıkla kısa vadeli kaynaklar yerine istihdam sağlayan doğrudan yabancı yatırım ya da daha uzun vadeli diğer finansman kaynaklarıyla sağlamak ve cari açığa yol açan yurt dışı tasarruf ihtiyacını verimli alanlarda kullanmak Türkiye'nin uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesi için kritik öneme sahiptir" dedi.
"CARİ AÇIKTA DİP NOKTAYI HER ZAMAN ENERJİ İTHALATININ BOYUTU BELİRLER"
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, cari açıkta temmuz sonuna kadar sert düşüşler beklediklerini ve bu düşüşte geçen yılın altın ithalatının oluşturduğu baz etkisinin payının olacağını ifade etti.
Yıl sonunda cari açığın 50 milyar dolar civarında olacağını tahmin eden Bürümcekçi, cari açıktaki azalmanın büyüme hızına ve özellikle tüketici kredilerinin seyrine bağlı olacağına dikkati çekti.
Cari açığın dip noktasını her zaman enerji ithalatının boyutunun belirleyeceğini ifade eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalması durumunda Türkiye'nin yaklaşık 45-50 milyar dolar aralığında net enerji ithalatçısı olması durumu değişmeyecektir. Dolayısıyla cari açığın bu seviyenin altına inmesi ancak büyümede daralma yaşanması durumunda olabilir. Kısa vadede altın ticaretinin pozitif etkisi ağır basacaktır. Enerjinin olumsuz etkisi ise ancak petrol fiyatları mevcut seviyeler veya üzerinde oluşursa gecikmeli olarak gözlenecektir. Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikaları, küresel likidite ve küresel risk iştahını destekler konumda olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla cari açık finansmanında borç yenileme anlamında bir sıkıntı olması beklenmemektedir. Ancak zaman zaman portföy girişlerinde kesinti veya çıkış eğilimi küresel piyasalara bağlı olarak gözlenebilir."
"DIŞ TİCARETTE ALTIN TAM BİR JOKER"
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, yıl sonunda cari açığın 50 milyar dolar seviyesine kadar gerileyebileceğini öngördüklerini ifade ederek, "Tahminen cari açıktaki iyileşme yıl sonuna kadar sürecektir. Zira geçen yılki baz etkisi yüksek kaldığı için kümüle seride yeni gelen değerler daha yüksek eski değerlerle yer değiştirdikçe iyileşme sürecektir" dedi.
Yılmaz, cari açığın düşüşünde kredi büyümesinin, enerji ithalatının, turizm gelirlerinin ve altın ticaretinin etkili olabileceğini belirtiyor.
Merkez Bankası'nın yüzde 15'lik kredi büyüme disiplininin korunmasının cari açığın iyileşmesine yardımcı olduğuna işaret eden Yılmaz, alınan tedbirler neticesinde bireylerin ithal ürünlere rağbet etmemesinin sağlandığını söyledi.
Petrol fiyatlarındaki geçici dalgalanmaların Türkiye'nin enerji faturasını kalıcı etkilemeyeceğini dile getiren Yılmaz, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Türkiye'de enerji verimliliği ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımı her geçen sene enerji ihtiyacını azaltıcı bir unsur. Böylece artan sınai üretimin enerji ihtiyacına rağmen kaynak kullanım verimliliği ve girdi maliyetlerinin daha fazla artmıyor olması enerji faturasının 50 ila 55 milyar dolar civarında sabitlenmesine neden olmakta...Turizm gelirleri cari açığı olumlu etkilemekte. Turizm gelirleri geçen sene yaz aylarından beri 12 aylık kümüle seride 23 milyar dolar seviyesinde sabitlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın stratejileri doğrultusunda eko-turizm ve deniz turizmi uygulamalarıyla turizm gelirlerinin bu sene yeniden artmaya başlamasını ve sene sonunda 25 milyar dolar seviyesine ulaşılmasını bekliyoruz."
Altın ticareti öngörülmesi neredeyse imkansız bir gelişme olduğu için genellikle ticaret eğilimlerini altın dışı değerlendirmek gerektiğini ifade eden Yılmaz, altının Türkiye dış ticareti için tam bir joker olduğunu söyledi.
2012 yılında altın ticaretinin Türkiye lehine çalıştığını anımsatan Yılmaz, "Geçen yıl ise tam tersi oldu. Altın fiyatlarında yeni bir düşüş dalgası beklemediğimiz için 2013'teki gibi yoğun bir talep ve ithalat beklemiyoruz. Bu da altın tarafındaki dinamikleri ihracat lehine döndürmekte. Eğer 2012 yılında olduğu gibi altın satmayı başarabilirsek cari açığa kısmi etkisini görebiliriz. Altın cari açık için nötr. Öte yandan cari açığın finansmanında herhangi bir problem ya da risk unsuru görmüyoruz" dedi.
"CARİ AÇIĞIN FİNANSMANINA DAİR RİSK GÖRMÜYORUM"
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, yıl sonunda cari açığın 46 milyar dolara gerilemesini, cari açıktaki düzelmenin yıl boyunca devam etmesini ve aralık ayında da dip noktasına gerilemesini beklediklerini ifade etti.
Cari açıktaki düzelmede altının payının büyük olduğunu ancak sadece altın kaynaklı bir düzelmenin olmadığını söyleyen Kanlı, şunları kaydetti:
"Düzelmeye ihracat ve ithalat da katkı veriyor. Petrol fiyatlarında çok ciddi bir artış görürsek bu cari açık üzerinde risk oluşturur. Ancak Irak'ta ve Ukrayna'da yaşanan gelişmelere karşın ciddi bir artış görmedik. Bu kapsamda, jeopolitik risklerde büyük bir sıçrama olmadığı müddetçe enerji fiyatlarının cari açıktaki düzelmenin önüne geçeceğini düşünmüyorum. Ekonomideki büyüme, sanayi üretimindeki artışa karşın enerji ithalatımızda bir artış eğiliminin olmadığını da not edelim."
Kanlı, cari açığın öngördükleri düzelme patikasını koruması halinde kısa vadeli finansmana olan ihtiyacının oldukça azalacağını belirtiyor.
Nisan ayı itibarıyla 12 aylık dönemde portföy yatırımlarının cari açığın finansmanına katkısının olmadığını, hatta bu kalemden bir sermaye çıkışının olduğunu kaydeden Kanlı, "Bizim cari açığımızın temel finansman kaynağı krediler. Gerek bankalar gerekse banka-dışı özel sektör bu konunun uzmanı diyebiliriz. Önümüzdeki dönemde küresel bir likidite krizi yaşama ihtimalimizin çok ama çok düşük olduğunu düşünürsek cari açığın finansmanına dair bir risk görmüyorum" değerlendirmesini yaptı.
ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, cari açığın yıl sonunda 45 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini öngördüklerini ifade ederek, bunda en temel etkenin yılın ikinci yarısında dolar/TL'de kuvvetli bir değer kazancı beklentisi olduğunu söyledi.
Bu durumun ihracatı artırıcı ithalatı ise sınırlandırıcı bir gelişme olacağını dile getiren Karabulut, cari açıkta dip noktasının ekim ayında görülmesini beklediklerini belirtti.
Cari açığın finansmanında şu an bir sıkıntı görülmediğini kaydeden Karabulut, "ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde artış olması ve faiz artırım beklentisinin fiyatlanmaya başlanması halinde gelişmekte olan ülkelerde özellikle kırılgan 5'li olarak adlandırılan ülkelerde sıkıntı görülebilir" ifadelerini kullandı.
EKONOMİSTLER MAYIS AYINDA 4 MİLYAR DOLAR CARİ İŞLEMLER AÇIĞI BEKLİYOR
AA Finans'ın cari işlemler açığı beklenti anketine katılan 17 ekonomistin mayıs ayında cari işlemler açığı beklentilerinin ortalaması 4 milyar 10 milyon dolar oldu. Ankete katılan ekonomistler arasında mayıs ayı cari işlemler açığına ilişkin en yüksek beklenti 4,8 milyar dolar, en düşük beklenti ise 3,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ekonomistlerin 2014 yıl sonu cari işlemler açığı beklentileri ortalamasının 47 milyar 630 milyon dolar olması bekleniyor. Yıl sonu cari işlemler açığına ilişkin en yüksek beklenti 51milyar dolar ve en düşük beklenti 42 milyar dolar oldu. Önceki anket döneminde ekonomistlerin yıl sonu cari işlemler açığı beklentilerinin ortalaması 48 milyar 180 milyon dolar düzeyindeydi.
Ekonomistlerin mayıs ayı cari açık beklentilerinin ortalamasına (4,01 milyar dolar) göre nisan ayında yüzde 56 milyar 790 milyon dolar olan yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 53 milyar 187 milyon dolara düşeceği hesaplandı.
Nisan ayında cari işlemler açığı 4 milyar 788 milyon dolar ve yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı 56 milyar 790 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti.