Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Gürbüz Çapan'ın seçim bürosu gelinen sürece tepki gösterdi.
Abone olGürbüz Çapan Seçim Ofisi adına yapılan 17 Ocak 2009 tarihinde yapılan basın açıklaması:
Değerli basın mensupları, Değerli Esenyurtlular,
Dr. Gürbüz Çapan 26 Eylül 2008 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı ve aradan dört ay geçmesine rağmen hala Silivri cezaevinde tutuklu yatıyor. Bu sürede hakkında ne bir iddianame düzenlendi ne de bir suçlama yapıldı.
Bize deniyor ki “hukuka güvenin”. Peki biz buradan soruyoruz? Gürbüz Çapan’ın ne ile suçlandığını bile bilmeden, soyut iddialarla aylarca tutuklu kalması hukukun ihlali değil midir? Bu nasıl bir hukuk düzenidir ki, kendisini savunma imkanı olmayan Gürbüz Çapan ve onun gibi olanlar, cezaevinde ne ile suçlandıklarını bilmeden yatarken, Kanada’da yaşayan bir meczup, devletin televizyonundan ağzına geleni söyleyebiliyor?
Kim, ne adına, üstelik “Sayın” diyerek bu zırdeliyi, bu kurgulanmış, tasarlanmış, bir saatli bomba gibi Türkiye’nin üstüne salınmış bu ajanı saatlerce televizyonlarda konuşturuyor?
Evet, adına Tuncay Güney denen ajan provokatör, kimlerin beslemesi olduğu açıkça belli olan bu zavallı mahluk, savunma imkanları elinden alınmış insanlara, ağız ishaline tutulmuş gibi saldırıyor. Bu adam adeta tüm toplumla alay ediyor, dalgasını geçiyor. Koca koca insanlar da bu oyuna alet oluyor, “Sayın” diyerek ciddiye alıyor.
Soruyoruz: CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’a MİT ajanı diyebilen birini kim devletin televizyonunda konuşturuyor? “Bırakın bağımsız Türkiye laflarını” diyen Tuncay Güney neden bu kadar itibar görüyor?
Eğer “asrın davası” diye sunulan Ergenekon davası bu zavallının iddiaları üzerine kurulmuşsa, söyleyin, biz nasıl güvenelim bu hukuka? İnsan sormadan edemiyor: Toptan çıldırma noktasına mı sürükleniyoruz? Toptan kafayı mı yiyoruz? Bu zavallı insan işini bitirip köşeye çekilince, bu sefer de başka bir provokatör mü devreye sokulacak?
Gerçekten hukuka güveneceksek, bu komedi son bulmalı, iddianame bir an önce yazılmalı, mahkeme süreci başlamalı ve Gürbüz Çapan kendisini savunabilmelidir.
Elbette, devlet içinde çete kuranlar, insanları yargısız infaza uğratanlar, cinayet işleyenler, provokasyon yaratanlar, darbe tezgahlayanlar varsa, bunların da sonuna kadar üzerine gidilmeli ve açığa çıkarılmalıdır.
Ancak, bu yapılırken, hayatları boyunca çetelere, darbecilere, kontrgerillaya karşı mücadele eden Gürbüz Çapan ve onun gibi isimler aynı kefeye konularak başka bir yargısız infaza tabi tutulmamalıdır.
Aksi halde, Tevfik Fikret’in 1912’de yazdığı şiir bugün de geçerlidir. Ne diyor Fikret?
Bir uğursuz devir, yine çiğnendi yeminler;
Çiğnendi, yazık, milletin yüce umudu!
Kanun diye topraklara sürtündü alınlar;
Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi...
Evet, bugün de hukuk hukuk diye hukuk tepeleniyor. Artık buna bir son verilmeli, Gürbüz Çapan bir an önce mahkemeye çıkarılmalıdır.