BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Canlı bombanın babası konuştu

Adalet Bakanlığı'ndaki eylemde kaçarken vurularak öldürülen canlı bomba Eyüp Beyaz'ın babası Ilgar Beyaz İHA'ya özel konuştu. Baba Beyaz'a göre tek suçlu var...

Abone ol

Geçtiğimiz hafta Ankara'da üzerindeki bombalarla Adalet Bakanlığı'na girerken yakalanan ve kaçarken vurularak öldürülen canlı bomba Eyüp Beyaz'ın ailesi İHA'ya özel açıklamalarda bulundu. Canlı bomba Eyüp Beyaz'ın, devleti ve milletiyle barışık bir aile olduklarını söyleyen babası Ilgar Beyaz, çocuğunu üniversitede okumaya gönderdiklerini ve en son 4 yıl önce gördüğünü dile getirerek, "Bizi okul yaktı, ben yandım, başkaları yanmasın, Allah devlete zeval vermesin" diye konuştu. Amca Samet Beyaz da, TAYAD üyelerinin cenazeyi almak istediklerini; ancak bunu kabul etmediklerini ifade etti. Ardahan'ın Çıldır İlçesi'ne bağlı Gölbelen Köyü'ndeki evlerinde taziyeleri kabul eden Beyaz ailesi olayın şokunu hala üzerinden atamadıklarını belirtti. Taziyeye gelenlere devletini, milletini ve bayrağını seven bireyler olduklarını, canlı bomba Eyüp Beyaz'ın da okula gitmeden önce zeki, akıllı ve vatanını seven biri olduğunu söyleyen baba Ilgar Beyaz, tek sıkıntılarının çocuklarının okulda birileri tarafından beyninin yıkanması olduğunu öne sürdü. Ilgar Beyaz sık sık okuldan dert yanarak, "Başımıza gelen bu talihsiz iş okuldan kaynaklandı. Allah'ın takdiri bize yazıldı. Ardahan'da, Çıldır'da ve köyümüzde bugüne kadar böyle bir olay yaşanmadı. Bu bizim aileyi buldu. Ama bu da Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Öğretmen Okulu'ndan oldu" dedi. Baba Beyaz, oğlunu en son 4 yıl önce gördüğünü kaydederek, gelişmeleri ise şöyle anlattı: "En son Çıldır'a geldiğinde askerlik şubesinde askerliğini tecil ettirdikten sonra 2001 yılının Ağustos ayında köye geldi. 4-5 gün köyde kaldıktan sonra Çıldır'a gidiyor ve orada amcasıyla karşılaşıyor. Amcasına birinden para almak için Ardahan'a gittiğini söylüyor ve oradan da İstanbul'a gidiyor. Gidiş o gidiş oldu. Sonra İstanbul'dan 1-2 defa telefon açtı. Kendisini artık bu numaradan aramamızı, telefonun değiştiğini söyledi. Ondan sonra daha göremedik. Olayın olduğu gün ben Ardahan'da cuma namazındaydım. Köyde olayı televizyondan izlemişler. Köye geldiğimde evin önünde kalabalık gördüm. Sonra Ardahan'dan jandarma arayarak haberi bana verdi." Üniversitelerin artık aileleri tedirgin ettiğini ve olumsuz gelişmelerin telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurduğuna da dikkat çeken Ilgar Beyaz, "Ben yandım, başkaları yanmasın. Okullar bizi yaktı. Okuldan öyle nefret ettim ki, artık okullara ben ne söyleyeyim? Okulları düzeltecekse devlet düzeltecek. Okullar sağa sola düşerse, güçlü güçsüzü yıkar, böyle ederse sonu da böyle olur" diyerek aileleri ve öğrencileri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Bölgede ilk kez böyle bir olayın yaşandığına dikkat çeken Beyaz, "Polisimiz de var, askerimiz de var, öğretmenimiz de var. Allah hepsine fırsat versin. Ama böyle bir şeyler yoktur bizde. Hepsi de gittiği yerde birinci dereceden görevini yapmış, işleri temiz, yüzleri ak, alınları açıktır. Köyümüzde 15-16 tane polisimiz, komiserimiz, amirimiz var, Allah'a şükür hepsi de iyi" diyerek Gölbelenliler'in, Çıldır'ın ve Ardahan'ın devlet duyarlılığından söz etti. "ZEKİYDİ, AKILLIYDI; AMA SONU İYİ OLMADI" Okulla ilgili sıkıntısını sıkça vurgulayan ve gazetecilerden yüreği yanan bir baba olarak konunun üzerinde durmalarını isteyen Ilgar Beyaz, "Bizi yakan okul oldu. Başka bir şey yoktur. Çocuk iyi okuyordu, zekiydi, öğretmen okulunu kazandı, oraya gitti. Ben nereden bileyim? Çocuk Giresun'da, biz burada kaldık. Köylü adamız, işimizle, gücümüzle uğraşıyoruz, onu da okulunda biliyoruz. Son girdiği üniversite sınavında 440 puan almıştı. Daha büyük yerleri isterdi; ama tercihte kaybeder diye öğretmen okulunu seçti. Onun da hayrı olmadı" diye konuştu. Baba Ilgar Beyaz ayrıca, bazı gazetelerde cenaze namazıyla ilgili yanlış söylemler kullanıldığını ve bazı şeylerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerek, gazetecilerden özellikle doğruların verilmesini istedi. Söylemedikleri ve düşünmedikleri bazı şeylerin aktarıldığından dert yanan Beyaz, konuşmasını şöyle tamamladı: "Allah devletimize, hükümetimize hiçbir zeval vermesin. Vatan sağ olsun. Kader böyleymiş. Olan okuldan oldu, başka bir şey yok." Amca Samet Beyaz ise, yeğeninin olay anında kaçarak kendi canına kıydığını vurguladı. Amca Beyaz, "Allah hiç kimsenin başına vermesin. Acımız çok büyük; ama Allah'a şükürler olsun ki, kendi canına kıydı, diğer vatandaşlara bir zarar vermedi. O yönden de biraz mutluyuz" diye konuştu. Amca Samet Beyaz, daha sonra cenaze namazında köye gelen TAYAD'lılar konusuna da değinerek, "O TAYAD'lılar bize Ankara'da da cenazeyi almak istediklerini söyledi; ama biz kesinlikle kabul etmedik. Biz devletten yana olduk. Ankara'da da ben bizzat savcılarımıza 'Bizim işimiz devletle olsun' dedim. Zaten biz TAYAD'lı, mayadlı nedir, onları bile bilmeyiz. Sonradan öğrendik, çocuğun arkadaşları mı, yoksa o bölümü savunan insanlar mıymış, duyuyoruz, biz bilemedik. Biz bayrağımızı, devletimizi, milletimizi seven insanlarız. Askerimiz, memurumuz her şeyimizle beraberiz. Devlet bizimle, biz de devletimizleyiz. Diğer şeylerle falan bizim alakamız yoktur" şeklinde konuştu.