Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Erdoğan ve AK Parti kadrosunun değerlendirme yapması gerek.
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimi kolay geçmeyecek. En iyisi başta Başbakan Erdoğan ve Ak Parti kadrolarının sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapmaları... "Türkiye yönetilemiyor!" diyor son zamanlarda farklı bir heyecan dozunda hayat süren 9. Cumhurbaşkanı... Demirel tecrübelidir. Yönetilse bile yönetilemez hale getirilebilir gibi okumak mümkün bu sözleri... Zâtıalileri de rol alırlar bu yönetilemez hale getirilme sürecinde. Seçim! Seçim! Seçim! Hükümet, Ak Parti belki daha çok düşünmeli bu konuyu bu günlerde... Olan bitenin notunu millete verdirme zamanı geldi galiba...
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Danıştay'a saldırı...
Nereye?
Bir kere daha düşünme zamanı...
***
Cumhurbaşkanlığı tartışması genelde Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olacağı kabulünden yola çıkılarak yapılıyor.
"Niye olmasın?" diyenler de, "Hayır olmamalı" diyenler de "Aday mutlaka odur" yaklaşımı ile kanaat serdediyor.
İşte 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in Radikal'den Murat Yetkin'e ifade ettiği en son vecizesi:
-Her Türk vatandaşının gönlünde Cumhurbaşkanı olmak yatar.
"Erdoğan Cumhurbaşkanı olacaksa, ona bunu çok pahalıya mal edelim" diyen bir kesim, bu işi Türkiye'ye de çok pahalıya mal edecekmiş gibi bir üslup geliştiriyor.
-Eşinin başörtüsü...
-Laikliğin elden gidip gitmediği...
-Parti kongrelerinde harem selamlık...
-Bir Başbakan Cumhurbaşkanı olunca rejim değişikliği olabileceği...
-Başbakan seçip savaşa karar verebilen bir Meclis'in Cumhurbaşkanı seçerken meşruiyyetini birdenbire kaybedeceği üzerine yoğun spekülasyonlar...
-Gerekirse Cumhurbaşkanı Sezer muhtıra türü bir açıklama yapmalı talepleri...
-Ve CHP sine-i millete dönmeli sesleri...
Vur ha vur...
Öte yanda savunmalar:
-Başbakan olan neden Cumhurbaşkanı olmasın?
-Eşin başörtülü olmasını engelleyen bir yasa var mı?
-Meclis'in meşruiyyeti nasıl sorgulanır?
-Meclis'in meşruiyyetini sorgulamak bizzat Baykal'ın meşruiyyetini sorgulamak anlamına gelmez mi?
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na böylesine yüksek ses tonu ile karşı çıkan CHP lideri, tam da bu ortamda bir başka Ak Partilinin, mesela Abdüllatif Şener'in Cumhurbaşkanı adayı olmasına ses çıkarmayabileceğini açıklayıveriyor.
Alın bakalım.
Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olacaksa kıyamet kopacak, bir başka Ak Partili olacaksa hiçbir gerilim olmayacak!
Öyle mi? Peki Tayyip Erdoğan aday olacak mı?
Bunu Tayyip Erdoğan'ın kendisi biliyor mu?
Ak Partide bunu Tayyip Erdoğan'dan başka kaç kişi biliyor?
Peki Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olmayacaksa, bütün bu yüksek tonlu tartışmaların olmasını faydalı mı görüyor?
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olacaksa ve bunu şimdiden açıklasa, şu anda kendisine ve partisine karşı açılan kampanyadan daha kötüsünün açılacağını ve bunun için şimdilik adaylığını açıklamama gereğini mi duyuyor?
Cumhurbaşkanlığı tartışması şu anda başlamış bulunuyor. "Başlaması" Cemil Çiçek'in dediği gibi "ANAP'ın yaşadığına benzer bir tuzak" olabilir. Ama tartışma başladı zaten ve bütün hızı ile devam ediyor.
Acaba Tayyip Erdoğan, adaylığını açıkladığı takdirde parti içinde bir liderlik yarışının başlamasından ve bunun grubu dağıtmasından mı endişe ediyor?
"Önce Cumhurbaşkanlığını garanti edelim, partideki yeni yapılanış ondan sonra olsun!" gibi bir değerlendirme mi var?
Acaba Tayyip Erdoğan, kendisi liderlikten ayrıldıktan sonra parti bünyesinde çıkacağı tahmin edilen ANAP'takine benzer sancı ihtimaline nasıl bakıyor? Tayyip Erdoğan'ın liderliğine "Eşitler arasında birinci" diye bakılmıştı liderlik tayininde. Tayyip Erdoğan da, toplum nezdindeki itibarı ile bunu hakettiğini ortaya koymuştu. Aradan dört yıla yakın zaman geçti ve köprünün altından epey sular aktı. Şu andaki Ak Parti çekirdek kadrosu, yüreklerinde "eşitler arasında birinci" seçecek bir diğergamlığı hissedebiliyorlar mı? "Partide bir tavaif-i müluk dönemi başlar" değerlendirmesini kim ne kadar paylaşıyor?
Ya Tayyip Erdoğan da bu kanaati-kaygıyı paylaşıyor ve bunun için de Cumhurbaşkanlığını hiç düşünmüyorsa, sancılar içine itilecek bir Ak Parti zemininin, sancılı bir Cumhurbaşkanlığı demek olduğu iddiasını önemsiyorsa... Cumhurbaşkanlığı misyonunun, çok daha az tartışma doğuracak bir isimle de yapılabileceği gibi bir kanaati varsa...
O zaman yapılan şu tartışmaların tamamı boşta kalmış olmayacak mı?
Yoksa Tayyip Erdoğan bir gün çıkıp;
-İçlerinde dokuzuncu, onuncu Cumhurbaşkanlarının da bulunduğu bir nice insan neleri nasıl tartışıyor ve ülkeye zaman kaybettiriyoruz, işte alın Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının ne kadar boş olduğunu görün, mü diyecek?
Yoksa;
-Bu kadar üzerimize geldiler, artık adaylıktan vazgeçmek yenilmek anlamına gelir, öyleyse başta düşünmesek bile aday olmalıyız, mı diyecek?
Yoksa;
-Aslında hiç aday olmayı düşünmemiştim, gerilim benim üzerimde odaklandı, baştan buna imkan vermemeliydim, parti henüz kemikleşmemişken ayrılıp yukarıya çıkmak siyasi bir hata olur, ama şimdi vazgeçersem bu defa ithamları üzerime alıp iddiamdan vazgeçtiğim yorumu yapılacak, Baykal'ın daralttığı alana sıkıştık, mı diyecek...
Yoksa bugünlerde çıkıp;
-Artık bu oyunu bozalım, diye bir hamle mi yapacak?
Ben, bazen tüm kamuoyunun havanda su dövdüğü hissine kapılıyorum.
Doğrusu tam da şu anda Ak Parti kadrolarının çok sıhhatli bir durum değerlendirmesi yapması gerektiğine inanıyorum.
Yoksa Cumhurbaşkanlığı seçimine varmadan kimi hediye at iddialarıyla, kimi yolsuzluk söylentileri ile kimi ikinci kadın ve eşe dayak hadiseleri ile delik deşik olacaklar...
Ve provokatif eylemlerle...
Türkiye'de her zaman Hizbullah, Kalkancı, Aczmendi, Fadime provokasyonları yapılabilir.
"11 Eylül'de kan gölü götürürken 12 Eylül'de nasıl kesildi olaylar birdenbire?" sorusu hep ortada kalmıştır.
Zor ülkedir Türkiye zor!
Durup dururken bir avukat elinde silah Danıştay'a giriyor, 2. Daireyi basıyor, 5 kişiyi kurşun yağmuruna tutuyor. Tam da Cumhurbaşkanlığı sürecini 'Son Kale Provokasyonu'na eklemleyecek bir hadise...
Türban, başörtüsü, yargı ve siyaset...
"Siyasete kan bulaştı!" diyor Ana muhalefet lideri.
Kan ve siyaset.
Ne diyor 9. Cumhurbaşkanı?
"Bu memlekette başbakanlar asılmıştır. Onun için siyasi iktidarlar hep böyle bir endişe içinde yaşarlar."
Cumhurbaşkanlığı seçimi kolay geçmeyecek.
En iyisi başta Başbakan Erdoğan Ak Parti kadrolarının sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapmaları...
"Türkiye yönetilemiyor!" diyor son zamanlarda farklı bir heyecan dozunda hayat süren 9. Cumhurbaşkanı...
Demirel tecrübelidir.
Yönetilse bile yönetilemez hale getirilebilir gibi okumak mümkün bu sözleri... Zâtıalileri de rol alırlar bu yönetilemez hale getirilme sürecinde.
Seçim! Seçim! Seçim!
Hükümet, Ak Parti belki daha çok düşünmeli bu konuyu bu günlerde...
Olan bitenin notunu millete verdirme zamanı geldi galiba...
Yazı : Ahmet Taşgetiren
Kaynak : AKSİYON