Referandum öncesi siyasetçiler, yazarlar. sanatçılar oylarının rengini açıklamaya devam ediyor. Cengiz Çandar'a göre evet için çok önemli bir neden var.
Abone ol12 Eylül'de yapılacak Anayasa referandumu öncesi oy rengini açıklayan köşe yazarları kervanına Radikal gazetesinden Cengiz Çandar da katıldı.
Çandar'ın nedeni bugüne kadar evet'in gerekçesi olarak 12 Eylül'le hesaplaşmayı gösterenlerden çok farklı.
Bir numara olarak yargılandığı davanın duruşmasına gitmeyen, ancak Başbakan Erdoğan'ın karşısında YAŞ toplantısına katılan Saldıray Berk'in footğrafından rahatsız olan Çandar, Türkiye’nin önünü ‘hukuk yolu’ ile açabilmek, ‘hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasi’ için ‘Evet’ten başka çıkar yol görmüyor.
Çandar, yazısının ilk bölümünde Türkiye'nin gündemine damga vuran referandum hazırlığı, artan terör ve Balyoz davası kapsamında hakkında yakalama kararı verilen askerlerle ilgili gelişmeleri aktardı.
Bir numaralı sanık olarak yargılandığı duruşmaya gitmeyen, ama YAŞ toplantılarına katılıp Başbakan Erdoğan'ın karşısına oturan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in fotoğrafına dikkat çeken Çandar okuduğu bir haberden şu satırları hatırlattı:
"Berk, YAŞ tarihinde ilk kez, yargılaması sürerken Şûra’ya katılan üye oldu. Bunda, ‘Berk hakkındaki iddiaların 61 sayfalık iddianamede yalnızca bir sayfa tuttuğunu, hakkındaki üç iddiayı inceleyip yanlış olduğu kanaatine vardıklarını’ söyleyen Orgeneral Başbuğ’un tavrı belirleyici etkendi.”
MASUNİYET KARİNESİ SANIK SIFATINI KALDIRIYOR MU?
Bu fotoğraftan rahatsızlığını dile getiren Çandar, "Eğer bu satırlar doğruysa, Cumhuriyet tarihimizin ‘en büyük hukuksuzluk’ manzaralarından biriyle karşı karşıyayız demektir. Türkiye Cumhuriyeti’nde savcılara, mahkemelere, iddianamelere, yargıç kararlarına ihtiyaç kalmamış demektir" dedi.
Askerin yaptğı masuniyet karinesi açıklamalarına da tepki gösteren Çandar, "Ancak, bu ‘karine’, söz konusu kişilerin ‘sanık’ sıfatını da ortadan kaldırmıyor, haklarında ‘yakalama kararı’ verilmiş olmasını da iptal etmiyor. ‘Sanıklar’ hakkındaki kararı ise bir ‘Hukuk Devleti’nde Genelkurmay Başkanı her kimse o değil, yargı verir" tepkisi gösterdi.
Çandar'ın rahatsız olduğu bir başka footğraf karesi ise Bakan Atalay ile hakkında yakalama kararı verilen komutanlardan birinin aynı törende yer alması. Çandar bu durumu da şöyle dile getirdi:
"Sanıklardan birinin YAŞ toplantısına katılıp Başbakan’ın karşısında oturması, bir başkasının İçişleri Bakanı’nın yanında Dörtyol’da Beşir Atalay’ın “Dörtyol göründüğü gibi değil, bu olayları azmettiren, tahrik eden birileri var” dediği- olayın ardından boy göstermesi akıl alacak şeyler değil. Bunların yakışıksız görüntüler olduğu ve Türkiye’deki ‘hukuk kavramı’nı ayaklar altına aldığı ise ortada."
EVET'TEN BAŞKA YOL YOK
Çandar hükümetin çözemediği bu sorunda kilitlenmeyi aşmak, sıkışıklığı gidermek için halka başvurmanın tek çare olduğunu düşünüyor. Çandar yazısını şöyle tamamlıyor:
"12 Eylül’deki referandum bu demek.
12 Eylül referandumunun önemi, 12 Eylül 1980 ile hesaplaşmaktan ziyade, ondan daha da önemlisi Türkiye’nin önünü ‘hukuk yolu’ ile açabilmekten kaynaklanıyor.
Ülkenin en büyük kozu olan ‘hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasi’ için ‘Evet’ten başka yol var mı?"