Dört ay önce 9 yaşındaki Fırat Sezer'i öldürüp cesedini parçalara ayıran üvey anne ve anneanne için ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Abone olÜvey annesi tarafından öldürülüp cesedi parçalandıktan sonra sokağa atılan 9 yaşındaki Fırat Sezer'in cinayet soruşturmasında canavar anne ve anneannenin ifadeleri kan dondurdu. Üvey anneanne Viola Ochidre; "Mahalleli çocuktan şikayetçiydi. Babası bu yüzden dışarı çıkarmamamızı istiyordu. Olay günü tartıştık, onu dışarı çıkartmadık. Çocuğa 'Sen beni öldürmeden ben seni öldüreceğim' dedim ve mutfaktan çekiç aldım. O sırada kanepede uzanıyordu. 3-4 defa vurdum. Ağzından burnundan kan geldi. Sesi kesildi' dedi
İstanbul Sultangazi'de, 4 ay önce Gürcistan uyruklu üvey anne Ekaterine Ochidre ve anneanne Viola Ochidre tarafından öldürülüp cesedi parçalandıktan sonra sokağa atılan 9 yaşındaki Fırat Sezer'in cinayeti ile ilgili soruşturma tamamlandı. Üvey anne Ekaterine Ochidre ve annesi Viola Ochidre hakkında, kendini savunamayacak çocuğa karşı canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede işlenen cinayete dair kan donduran detaylara yer verildi.
KAN DONDURDU
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro ekipleri tarafından sorgulanan üvey anneanne Viola Ochidre, iddianamede yer alan ifadesinde cinayeti şöyle anlattı: "Mahalleli çocuktan şikayetçiydi. Babası bu yüzden dışarı çıkarmamamızı istiyordu. Olay günü tartıştık, onu dışarı çıkartmadık. Çocuğa 'Sen beni öldürmeden ben seni öldüreceğim' dedim ve mutfaktan çekiç aldım. O sırada kanepede uzanıyordu. 3-4 defa vurdum. Ağzından burnundan kan geldi. Sesi kesildi. Çekyat ve halı kan oldu. Banyoya götürdüm. Önce ölmemiş olabileceği ihtimaline karşı bıçakladım. Parçalayıp çantaya koymak istedim. Ancak çantaya sığmadı. Bu yüzden bebek arabasına koydum. Daha sonra bebek arabasıyla ceset parçalarını çöpe atmak için dışarı çıktım."
ANNEME YARDIM ETTİM
Tiflis Üniversitesi Klasik Müzik bölümü mezunu üvey anne Ekaterine Ochidre ise ifadesinde hunharca işledikleri cinayeti şöyle itiraf etti: "Eşimle Fırat yüzünden aramız bozulmaya başlamıştı. Çocuk evde durmuyor, sürekli dışarı çıkmak istiyordu. Olay günü kirli elbiselerle dışarı çıkmak isteyince ona tokat attım. Burnundan kan gelince mutfağa gitti. Geldiğinde elinde ekmek bıçağı vardı. Tam bana vurmak üzereyken annem Fırat'ın koluna vurdu. Annem 'Şimdi bunları yaparsan büyüyünce neler yaparsın' diyerek bıçağı Fırat'ın karnına sapladı. Fırat yere düşünce annem tekrar bıçakla vurdu. Ben dışarı çıktım. Yarım saat sonra eve geldim. Annem bebek arabasına cesedi koymuş. Ona yardım ettim ve arabayı aşağı indirdim. Geri dönüp evdeki kanı temizledim ve halıyı yıkadım. Necmi geldi Fıratı sordu, ona fırına gittiğini söyledim."
Üvey anneannenin Fırat'ı 20 bıçak darbesiyle öldürdükten sonra parçalara böldüğü belirlenmişti.
TECAVÜZE UĞRAYAN EŞİNE DAVA AÇTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Adana'da, 21 yaşındaki Z.B., "eşim çağırıyor" diyerek kendisini eve götüren komşusunun tecavüzüne uğradı.
Komşuya "tecavüz" davası açılırken, kocası da genç kadından boşanmak için mahkemeye başvurdu. Henüz hayatının baharındaki bir çocuk annesi kadının yaşamını karartan olay, geçen 29 Temmuz'da yaşandı. Su tesisatçısı Seyit A., iki çocuğunu enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatırdı. Eşi de hastanede çocuklarının yanında kalmaya başladı. İddiaya göre Seyit A., komşuları ve eşinin samimi arkadaşı Z.B.'nin evine giderek, "Eşim yardım etmen için seni çağırıyor" dedi. Z.B. de Seyit A. ile birlikte eve gitti. Ancak Seyit A., kapıyı kilitleyip genç kadına tecavüz etti. Seyit A., yaşadığı korkunç olayın şokuyla kimseye bir şey anlatamayan Z.B.'nin evine sık sık giderek rahatsız etmeye devam etti.
KIZIYLA SOKAKTA KALDI
Yaşadıklarına daha fazla dayanamayan genç kadın durumu eşine anlattı. Ardından da polis merkezine giderek şikâyette bulundu. Tecavüz zanlısı Seyit A., tutuklandı. Ancak eşi M.B. (30), tecavüz mağduru eşine boşanma davası açtı. Evden atılan çaresiz Z.B., sığınma evinde kalma talebinde bulundu. Z.B., henüz bir yaşındaki kızıyla birlikte sığınma evine yerleştirildi.
İZİNSİZ FOTOĞRAF HAYATINI KARARTTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
"Sarkoidas" şüphesiye hastaneye yatan ve yoğun bakımdayken fotoğrafları çekilip sigara paketlerinin üzerine koyulan İ.A'yı bu fotoğraflar yaktı
Tekirdağ'ın küçük bir beldesinde yaşayan ve iki yıl önce kuru öksürük ile nefes darlığı şikâyetleriyle İstanbul'daki bir devlet hastanesine başvuran İ.A., ileri düzeyde nefes darlığı hastalığı olan "Sarkoidas" şüphesiyle 38 gün hastanede yattı.
Habertürk'ün haberine göre boğazında nodül adı verilen bir kitle olduğu tespit edildi. Yapılan biyopsisi temiz çıkınca taburcu oldu. Ancak hastanede yoğun bakımda çekildiği iddia edilen fotoğrafı, sigara paketleri üzerinde yer alınca kâbus başladı.
EŞİ TERK ETTİ, İŞTEN ÇIKARILDI
İ.A.'nın fotoğrafı, kısa sürede yaşadığı küçük beldede konuşulmaya başladı. İ.A., kimtarafından çekildiğini bilmediği fotoğraf yüzünden önce çalıştığı fabrikadaki işinden çıkarıldı. Yakınları, gencin bulaşıcı bir hastalığı olduğunu ancak sakladığını düşünerek ondan uzaklaşmaya başladı. Hatta eşi, o dönem1 yaşında olan kızına yaklaşmasını istemedi, evi terk etti. Çift, boşanma aşamasına geldi. Bu kez büfe açan gencin çevresindekiler, 'hastalık bulaşır' endişesiyle ondan alışverişi kesti. Maddimanevi açıdan sıkıntıya giren İ.A., önce otomobilini, sonra evini sattı. Karşılaştığı baskılar sonucu yaşadığı beldeyi de terk etmek zorunda kaldı.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İ.A. hayatını kâbusa çeviren fotoğrafın kimtarafından çekildiğinin ortaya çıkması vemağduriyetine yol açanların cezalandırılması için avukat Filiz Yaşar Yıldırım'a başvurdu. Yıldırım'ın talebiyle dünyaca ünlü adli antropolog Prof. Dr. Mehmet Yaşar İşcan, 4 ay sürenmorfolojik inceleme sonucu fotoğraftaki kişinin İ.A. olduğunu kesin olarak belirledi. İ.A., avukatı aracılığıyla Kartal Başsavcılığı'na başvurarak, izinsiz ve habersiz olarak ekonomik amaçla fotoğrafının çekilmesi, ticari amaçla yayınlanması,maddi-manevi zarara uğraması ve hasta haklarını ihlal suçlarından 5 sigara firması ve TAPDK (Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu) hakkında suç duyurusunda bulundu.
'ÇOK BÜYÜK TRAVMA GEÇİRDİM'
Habertürk'e konuşan İ.A., "Öksürük şikâyetiyle hastaneye gittim. Biyopside bir şey çıkmadı. Sigara paketlerindeki fotoğraf ortaya çıkınca, beldedeki insanlar 'Bu sen misin?' diye sormaya başladı. Fotoğrafı görünce, hastanede yoğun bakımdayken çekildiğini anladım. Herkes bulaşıcı bir hastalığım olduğunu düşündü. Eşim 'Bebeğimize hastalık bulaşır' diyerek beni terk etti. İşsiz kaldım. İş başvurusu yaptığımda, 'Bizimle çalışman uygun olmaz' yanıtıyla karşılaştım. Fotoğrafı fark ettiğimandan itibaren, son 9 ayda büyük travma geçirdim" dedi.
'İKİ DOKTORDAN ŞİKÂYETÇİ OLDUM'
8 yıldır sigara içtiğini belirten İ.A., "Fotoğrafın ucunda açık renkli ve üstü desenli hastane önlüğü de gözüküyor. O önlüğün, hastanede yattığımda üzerimde olan önlük olduğunu tespit ettik. Hastanedeki iki doktor hakkında da şikâyetçi oldum. Fotoğrafın altında 'Sigara dumanında kanser yapıcı maddeler bulunur' yazılı. Hâlâ çevreme kanser olmadığımı anlatmaya çalışıyorum" diye konuştu.
'SUÇLULARI ORTAYA ÇIKARACAĞIZ'
Avukat Filiz Yaşar Yıldırım ise, "Fotoğraflı sigara paketleri 2010'un 5. ayında piyasaya sürülmüş. İ.A.'nın fotoğrafı 250 çeşit sigaramarkası üzerinde yer alıyor. TAPDK bu fotoğrafı nasıl elde etti? Neden yasal izinler alınmadı? Hepsi ortaya çıkacak. Sigara paketlerin toplatılması ve kaldırılmasını talep ettik. Burada sadece kişi hakları ihlal edilmekle kalınmayıp, kişimaddimanevi zarara uğratılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de ihlal edilmiştir. Maddi-manevi tazminat davası da açacağız. AİHM'ye dek gideceğiz" dedi.
TAPDK YETKİLİLERİ: 'TÜRK OLMA İHTİMALİ AZ'
TAPDK yetkilileri ise, "Bu yönde daha önce de bize dava açılmıştı. Bu fotoğraflar, 2004'te AB komisyonundan kullanma izniyle birlikte alındı. Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve TAPDK temsilcileri ile çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri yurtdışından bize ulaşan yüzlerce fotoğraf içinden 14 fotoğrafı seçti. Bu nedenle kişinin Türk olma ihtimali çok az. Ayrıca hiçbir resmin kimliği belli değil. Bu yüzden bunlar, kişilerden izin alınarak konulan fotoğraflar değil" açıklamasını yaptı.
Ağzı maskeli çocuk fotoğrafı da yankı uyandırmıştı
Denizli'de yaşayan iki çocuk annesi Jale Murtoğlu da, sigara paketleri üzerinde bulunan ağzı maskeli çocuk fotoğrafının 6 yaşındaki oğlu Turgut Ö.'ye ait olduğunu, bu fotoğrafın kendisinden izinsiz çekilerek kullanıldığını iddia etmiş, "Bu olayda eski eşim T.Ö.'nün parmağı var. Fotoğrafları İzmir'de bir reklam ajansı çekmiş. Ancak benden izin alınmadığı gibi çocuğuma da tek kuruş verilmedi" demişti.
TERK EDEN SEVGİLİSİNİ TÜFEKLE VURDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İzmir'in Tire İlçesi'nde, 21 yaşındaki M.A., yaklaşık bir ay önce kensini meyve bıçağıyla yaralayan kız arkadaşı 16 yaşındaki S.B.'yi başka bir erkekle arkadaşlık yaptığı gerekçesiyle pompalı av tüfeğiyle vurdu. Ağır yaralanan genç kız, tedaviye alınırken kaçan çılgın aşık saklandığı evde polis tarafından yakalandı.
Tire İlçesi'nde yaklaşık bir ay önce tartıştığı kız arkadaşı S.B. (16) tarafından meyve bıçağıyla karnından yaralanan M.A., (21) dün akşam saatlerinde ilçedeki Tabakoğlu Parkı'nda pompalı tüfekle dehşet saçtı. M.A., bir süre önce kendisini terk eden kız arkadaşı S.B.'nin (16) Tabakoğlu Parkı'nda eski erkek arkadaşı O.Y. ve diğer arkadaşlarıyla birlikte oturduğunu öğrenince çılgına döndü. M.A., evlerinde bulunan ruhsatsız pompalı av tüfeğini alıp motosikletle parka gitti. Eski kız arkadaşı S.B.'yi gören M.A., iddiaya göre, 'Beni O.Y. için mi terk ettin' diye sordu. Bunun üzerine genç kız da O.Y. ile arasında bir ilişki olmadığını, yalnızca arkadaş olduklarını söyledi. Bu sözleri inandırıcı bulmayan öfkeli genç, pompalı tüfekle 4 el ateş açtı.
Karnından yaralanan S.B.'nin arkadaşları, durumu sağlık ekiplerine ve polise bildirdi. Ambulansla Tire Devlet Hastanesi'ne kaldırılan S.B., ilk müdahalenin ardından Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevkedildi. Genç kızın sağlık durumu ciddiyetini korurken, O.Y. ve arkadaşlarının, M.A.'yı elinde tüfekle görür görmez polisi aradıkları, ancak kısa sürede yaşanan olayın önlenemediği ileri sürüldü.
Olay yerinden motosikletiyle kaçan M.A., saklandığı evlerinde polis tarafından yakalandı. Gözaltına alınan zanlının emniyetteki ifadesinde S.B.'nin kendisini terk edip başka bir erkekle birlikte olmasını gururuna yediremediğini belirtip, 'Başkasıyla çıkmasını kendime yediremedim, yaşananlardan pişmanım. Böyle olmasını istemezdim' dediği öğrenildi. İşlemlerinin ardından adliyeye çıkarılan M.A., nöbetçi mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tire'de yaşayan S.B.'nin İl Genel Meclis üyesi Fikret B.'nin kızı olduğu, ancak uzun süredir babasıyla görüşmediği, annesiyle birlikte ayrı bir evde yaşadığı öğrenildi.
TÜRK OLMAYA BİR ADIM DAHA ATTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Türkiye, Türk vatandaşlığına geçtikten sonra Sema Nur Döndü adını alan Andrea Groch'u, Ayşe Paşalı'nın adliye koridorlarındaki görüntüsünü akıllara getiren fotoğraf karesi ve sevgilisinden yediği dayağı anlatırken kullandığı "Ben şimdi gerçek Türk oldum!" sözleriyle tanıdı. Koruma talebi için mahkemeye başvuran Sema Nur Döndü'ye mahkemeden ise 'ret' cevabı geldi
Sema Nur Döndü, uğruna her şeyini bırakarak Ankara'ya geldiği sevgilisi Hakan E.'den art arta dayak yemişti. Şimdi de ölümle tehdit ediliyor. Koruma talebi için mahkemeye başvurdu. Ancak yine Ayşe Paşalı'yı hatırlatır biçimde, "Evli değiller" gerekçesiyle mahkeden olumsuz yanıt aldı.
Mahkeme, Paşalı'nın da boşandığı eşinden korunmak için yaptığı başvuruya da "Evli değilsiniz" yanıtını vermişti. Paşalı, bir gün sokak ortasında eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Alman asıllı Sema Nur Döndü de aynı korkuları yaşıyor. Avukatı Erdoğan Fırat, "Müvekkilimin oturduğu sitenin hemen yanında bulunan ve daha önce dayak yediğinde sığındığımantıcı, son birkaç gündür sevgilisi Hakan E.'yi sitenin civarında gördüğünü söylemiş. Umarım, Ayşe Paşalı olayına rağmen tekrar başa dönmeyiz dedi.
'ÖLDÜRECEĞİM SENİ GÖRECEKSİN'
Sema Nur Döndü, eski sevgilisi Hakan E.'nin gazetelerde çıkan haberlerin ardından kendisini arayarak "Öldüreceğimseni, göreceksin" diye tehdit etmesi üzerine geçtiğimiz günlerde koruma talebinde bulundu. Ankara 2. Aile Mahkemesi'ne başvuran Avukat Fırat, dilekçesine müvekkilinin uğradığı şiddeti anlatan gazete haberlerini de ekledi. Başvuruyu dosya üzerinden inceleyen, şikayetçi kadının ifadesini almayan Ankara 2. Aile Mahkemesi Hâkimi İlhan Kadıoğlu, şu karara vardı: "İncelenen nüfus kayıt örneğinden tarafların evli olmadıkları anlaşılmakla, şartları oluşmayan talebin reddine..." Döndü, bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başsavcılık da koruma kararı veremeyeceğini belirterek, adres olarak kaymakamlığı gösterdi. Son umudu da boşa çıkan Döndü, günlerdir kapandığı evinde yeniden ölüm korkusuyla yaşamını sürdürmeye devamediyor.
KİRALIK KATİLLE PAZARLIK CEPTE
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Teşvikiye'de otomobilinde ölü bulunan Esra Karsel'i öldüren kiralık katil, "Esra, kızı C.B.'yi taciz eden Volkan Bora'dan intikam almak istiyordu. Bora ailesinden cinayet için 100 bin lira alırken çektiğim görüntüler telefonumda" dedi. Mahkeme görüntüleri izlemek için emanetteki telefonu istetti.
Teşvikiye'de otomobili içinde cansız bulunan Esra Karsel'in öldürülmesiyle ilgili Kadıköy 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davaya devam edildi.
Mahkemeye yazılı ifade sunan, Karsel'i para karşılığı öldürmekten yargılanan sanık Eyüb Gökhan, hemşire sevgilisini öldürmek suçundan tutuklu bulunduğu cezaevinden firar ettiği dönemde bu işi kendisine akrabası Zehni Şahin'in getirdiğini, Karsel'in sevgilisi olan oğulları Volkan'ı bu ilişkiden kurtarmak için Bora ailesiyle 1 milyon dolara anlaştığını iddia etti. Esra Karsel'in telefonuna çağrı attığını, bu sayede tanıştıklarını belirten sanık, ifadesinde şunları söyledi:
"Bora ailesi, evlerini temizleyen otoparkçı yakınım (Zehni Şahin) aracılığıyla bana ulaştı. Esra ile bir iki kez buluştuk. Esra, eski sevgilisi Volkan'ın kızını taciz ettiğini, intikam almak için uygunsuz görüntü içeren CD'leri kullanmak istediğini söyledi. Olay gecesi, 'CD'lerle gel, buluşalım' dedim. Plan gereği akrabam Zehni ve kardeşi Şener evin üst katında bekliyordu. Eve geldik, seviştik."
ÖLDÜRÜRKEN ÇOK ZORLANDIM
"Esra 1.83 boyunda 70 kiloydu. Öldürürken çok zorlandım ve yaralandım. O nedenle cesedi arabaya Zehni ile Şener taşıdı. 100 bin TL'yi aileden alırken görüntülerini telefonuma kaydettim, izleyin. Kalanını 3 gün sonra vereceklerdi, gözaltına alındım." Sanığın mahkemeye sunduğu yazılı ifadede Bora ailesinin Esra Karsel'in kesinlikle Kadıköy'de öldürülmesini istediği, çünkü Kadıköy Adliyesi'nde savcı yeğenlerinin olduğunu söyledikleri de yer aldı. Duruşma, Gökhan'ın cinayet sonrası Bora ailesinden 100 bin TL alırken çektiği görüntülerin emanette bulunan cep telefonundan izlenmesi için erteledi.
OTOBÜS BEKLERKEN TECAVÜZE UĞRADI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde bir kadın, 4 kişinin tecavüzüne uğradığı iddiasıyla jandarmaya başvurdu.
Alınan bilgiye göre, Edincik Jandarma Komutanlığı'na giden H.S, Bandırma'ya bağlı Külefli köyü yolunda otobüs beklerken, M.O, G.G, S.A, ve G.O. isimli şahısların kendisine tecavüz ettiğini iddia etti.
Jandarma, şikayet üzerine 4 zanlıyı gözaltına aldı. Zanlıların, ifadelerinin tamamlanmasının ardından adliyeye çıkarılacakları bildirildi.
13 YAŞINDA ANNE OLDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Şanlıurfa'nın Akçakale İlçesi'nde, hastanede doğum yapan N.Ç.'nin 13 yaşında olduğunun ortaya çıkması üzerine bir yıldır imam nikahlı olarak birlikte yaşadığı kişi gözaltına alındı.
Dün akşam saatlerinde doğum sancıları artan N.Ç., yakınları tarafından getirildiği Akçakale Devlet Hastanesi'nde bir kız bebek dünyaya getirdi. Doğumun ardından yapılan incelemede N.Ç.'nin 13 yaşında olduğunun saptanması üzerine, durum güvenlik güçlerine bildirildi. Bunun üzerine inceleme başlatan jandarma, küçük kızın ifadesine başvurdu. Küçük anne, jandarmaya bir yıl önce ailesinin onayı ve kendi rızasıyla akrabaları olan 27 yaşındaki İbrahim Reşat B. ile imam nikahlı olarak birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi. Küçük kızın ifadesinin alınmasının ardından harekete geçen jandarma, ilçenin Yukarıbeydaş Köyü'nde çiftçilik yapan birlikte yaşadığı İbrahim Reşat B.'yi gözaltına aldı.
İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülerek sorgulanmasına başlanan şüphelinin, işlemlerinin tamamlanmasının ardından 'reşit olmayanlarla cinsel ilişki kurmak' suçundan adliyeye sevk edileceği açıklandı.
SOHBET EDERKEN BACAKLARINDAN VURDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Pendik'teki İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait Gözdağı Sosyal Tesislerinde meydana gelen olayda iki kişi silahla yaralandı.
İddialara göre olay şöyle gerçekleşti. Sosyal Tesislerde yemek yiyen Zülfü Yılmaz (35) ve Erdal Gürbey (34) aynı masada oturdukları ismi öğrenilemeyen üçüncü bir kişi ile tartışmaya başladı. Zülfü Yılmaz ve Erdal Gürbey aynı masada oturdukları kişi tarafından bacaklarından silahla vurularak yaralandı. Saldırgan olay yerinden hızla uzaklaşırken Sosyal Tesislere hemen sağlık ekibi ve polis çağrıldı. Sağlık ekipleri iki yaralıyı ambulansla Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdı. Polis bacaklarından vurulan ve sağlık durumları iyi olan iki yaralının ifadesine başvurdu.
Yaralılar Yılmaz ve Gürbey'in polise verdikleri ifadede, "Kendilerini silahla yaralayan kişiyi tanımadıklarını" söyledikleri öğrenildi. Olay Yeri İnceleme ekipleri restorantta inceleme yaparken kaçan zanlının yakalanması ve saldırının nedeninin öğrenilmesi için çalışma başlatıldı
EŞİNİN KAFASINDA SOPA KIRDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Adana'da çocuklarını döven 60 yaşındaki Ali Akdoğan, kendisine engel olmaya çalışan eşi 52 yaşındaki Süheyla Akdoğan'ın başında sopa kırdı.
Seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan 9 çocuk babası Ali Akdoğan, yaramazlık yaptığını iddia ettiği çocuklarını dövmeye başlayınca eşi Süheyla araya girmek istedi. Buna öfkelenen Akdoğan, elindeki sopayı eşinin başına vurup kırdı. Başı yarılan genç kadın, komşuları tarafından götürüldüğü Adana Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı.
Başına 8 dikiş atılan Süheyla Akdoğan, "Sürekli çocukları dövüyordu, ben engel olmak isteyince sopayla bana da vurdu. Her gün dayak, her gün işkence artık bıktım. Şikayetçiyim" dedi. Bunun üzerine Ali Akdoğan gözaltına alınarak soruşturma başlatıldı.
ANTALYA'DA TANKER DEHŞET SAÇTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Antalya'nın Korkuteli İlçesi'nde bir su tankerinin karıştığı iki ayrı kazada 3 kişi yaşamını yitirdi, 5 kişi de yaralandı. Plakaları sökülen tanker, kaza yerinin 3 kilometre ilerisinde terk edilmiş halde bulundu.
Kaza, dün akşam saat 19.30 sıralarında Fethiye- Korkuteli karayolunun 10'uncu kilometresinden meydana geldi. Plakası alınamayan ve şoförünün kimliği henüz belirlenemeyen su tankeri, Güllüpınar mevkiinde rampa aşağı seyir halindeyken 53 yaşındaki Osman Aziz Tanrısever yönetimindeki 48 HV 046 plakalı otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otomobil, önünde seyreden Yaşar Arslan yönetimindeki 07 EKP 92 plakalı kamyona çarptı.
Kazaya neden olan tanker hızla uzaklaşırken, olay yerinin yaklaşık 500 metre ilerisinde önünde seyir halinde bulunan 52 yaşındaki Hüseyin Güneş yönetimindeki 07 AAU 74 plakalı otomobile arkadan çarptı. Kazada otomobil sürücüsü Hüseyin Güneş yaralandı, eşi 48 yaşındaki Nezahat Güneş, torunu 2.5 yaşındaki Ecrin Tokoğulları ve baldızı 51 yaşındaki Şerif Taşer olay yerinde yaşamını yitirdi. Tanker bu kazanın ardından olay yerinden uzaklaştı.
Tankerin çarptığı ilk otomobilde de sürücü Osman Aziz Tanrısever, eşi 41 yaşındaki Hülya Tanrısever, çocukları 15 yaşındaki İrem Nur ve 10 yaşındaki Barış yaralandı.
Kaza sonrasında çevredekilerin haber vermesi üzeri olay yerine çok sayıda sağlık ekibi ve kurtarma ekibi sevk edildi. Yaralılar olay yerindeki müdahalenin ardından ambulanslarla kaldırıldıklar Korkuteli Devlet Hastanesi ve Özel Medi Yaşam Hastanesi'nde tedaviye alındı.
Kazadan sonra kaçan tankeri yakalamak için çalışma başlatan jandarma ve polis ekipleri, aracı olay yerinden yaklaşık 3 kilometre sonra terk edilmiş halde buldu. Emniyet birimleri, plakaları sökülen tankerin sürücüsünü bulmak için çalışma başlattı.
KARISI VE OĞLUNU BUÇAKLAYAN İMAM YARGILANDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]Samsun'da eşini ve oğlunu bıçaklayan imamın yargılandığı mahkemede 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi
Kalkanca Mahallesi Atatürk Bulvarı Ihlamur Köprüsü girişinde 7 ay önce meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, aralarında boşanma davası bulunan eşi R.B. (54) ile oğlu Ö.B.'ye çıkan tartışma sonucu bıçakla saldırarak yaralayan ve kendisi de oğlu tarafından bıçaklanan İ.B.'nin (48), yargılanmasına devam edildi. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu bulunan İ.B. ile babasını bıçakla yaraladığı için tutuksuz olarak yargılanan Ö.B., duruşmada hazır bulundu.
Savcı toplanan deliller doğrultusunda mütalaasını açıklayarak İ.B.'yi oğlu Ö.B.'yi öldürmeye teşebbüs suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 82/1-d-son maddesine göre 13 yıldan 20 yıla kadar, eşini bıçakla yaralamak suçundan da TCK'nın 86/1 maddesi gereği 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Ö.B.'nin ise babasını yaralamak suçundan TCK'nın 86/2 maddesi gereği 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. R.B.'nin avukatı Selahattin Karslıoğlu, savcının mütalaasına yazılı savunma yapmak için süre istedi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
Asli görevi iman olan İ.B.'nin tutuklanmadan önce bir ilçede bulunan müftülükte şoför olarak görev yaptığı öğrenildi.