BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  SEÇİM  /  YEREL SEÇİMLER 2019

Canan Kaftancıoğlu'nun DSP iddiası olay oldu

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP ile DSP arasında yaşanan sert polemikte yeni bir iddia ortaya attı. DSP meselesinde madalyonun arka yüzünde AK Parti olduğunu ileri süren Kaftancıoğlu, Sarıgül'ün Şişli adaylığını da bu duruma örnek gösterdi. 

Abone ol

31 Mart yerel seçimlerinde aday belirleme sürecinin en sancılı partisi CHP oldu. Örgütün önerileri dikkate alınmadı, toplu istifalar birbirini izledi. Genel merkezin aday listelerini akraba eş-dost ile doldurduğu suçlamaları yöneltildi. Küskünlerin yeni adresi de DSP oldu.

CHP kurmayları DSP'yi oyları bölmekle ve iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmekle eleştirildi. Karşılıklı suçlamalar sürerken CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, son açıklamasıyla polemiği alevlendirdi.

Aday listesini beğenmeyip istifa kararı almıştı

Aday listelerinin açıklandığı ilk gün adayları beğenmeyip il başkanlığı görevinden istifa kararı alan, ancak saatler sonra vazgeçen Kaftancıoğlu, Sözcü yazarı Deniz Zeyrek'e konuştu.  Zeyrek o açıklamaları köşesinde taşıdı. Kaftancıoğlu'nun sözleri hem DSP'yi hem de AK Parti'yi kızdıracak. 

DSP'nin arkasında AK Parti var iddiası

(...)"Kaftancıoğlu “küskünlükler kırgınlıkları bıraktık, sahaya indik” dese de küskünlerin bir bölümü DSP’den aday oluyor. DSP İstanbul’da Büyükşehir’in yanında Silivri, Avcılar, Şişli, Bakırköy, Adalar, Kağıthane ve Bakırköy’de aday gösterdi. Kaftancıoğlu’na bu durum hakkındaki yorumunu da sordum. Şu yanıtı verdi:
“DSP meselesinde madalyonun arka yüzünde AKP olduğunu görüyoruz. Şişli örneğinde olduğu gibi, hedef CHP’yi kaybettirme. Çünkü DSP’nin hedef kitlesi CHP’nin seçmeni. Bu kadar net. Şunu söyleyeyim: Bu DSP operasyonları karşılık bulmayacak.”
Kaftancıoğlu, beklentileri karşılanmayanların kırgınlıklarının olmasını normal karşıladığını söyledi ve şunları söyledi:
“Bizim için belli ideallerle ilkelerle siyaset yapanlar önemli. Beklenti siyaseti yapanların gitmesini kayıp olarak görmüyorum.

Deniz Zeyrek'in yazısının tamamı