CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Atatürk'e Atatürk demediği için kendisini eleştiren CHP'lilere "Klavye Atatürkçüsü" dedi. Hem Sözcü yazarı Serpil Yılmaz'ı hem de Tuncay Özkan ve Hüsnü Bozkurt gibi CHP milletvekillerini topa tuttu...
Abone olAtatürk'e atfen, "Gazi Mustafa Kemal" demeyi tercih ettiğini belirten ve partisinden de bazı isimler dahil olmak üzere sosyal medyada tepki gören CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, eleştirilerin başlangıç noktası olan Sözcü'deki yazının 'çekilmek istenen noktaya getirildiğini' belirtirken, "Keşke Serpil Yılmaz, toplantıyı daha dikkatli dinleseydi" dedi. Kaftancıoğlu, bir yazı üzerine kendisini eleştiren CHP'liler için de “Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı” dedi.
Kendimi ait hissettiğim bir ifade
Sözcü Gazetesi yazarı Serpil Yılmaz dünkü köşe yazısında, internet ortamında yapılan Taksim Toplantıları'nın onur konuğu olan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Atatürk’e atfen üç kez “Gazi Mustafa Kemal” ifadesini kullandığını yazdı. Eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan'ın, Kaftancıoğlu’na “Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi?” diye sorması üzerine Kaftancıoğlu'nun da, “Kişilerin isimlerinden söz ederken, belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum” yanıtını verdiğini aktardı.
CHP'li isimler tepki gösterdi
Kaftancıoğlu'nun, sözlerine CHP’li bazı isimler tepki gösterdi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan sosyal medya hesabından "ATATÜRK zaferin adıdır" derken, eski CHP'nin Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ise "M. Kemal'in Askeri olmayı reddeden, ATATÜRK soyadı ile de sorunlu bir CHP İL BAŞKANI !!!" dedi. CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve PM Üyesi Eren Erdem de Kaftancıoğlu'na tepki gösterdi.
Böylesi bir dönem ve gündemde, bu açıklamayı yaptırmak zorunda bırakanları;
— Canan Kaftancıoğlu (@Canan_Kaftanci) September 13, 2020
“Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı”(böyle referanslarda onların hakkı:)) ) diyerek vatandaşın aklına, vicdanına ve hafızasına teslim etmiş olayım.. pic.twitter.com/2EmOPDf5uh
'Atatürk hayatta olsa sizleri sopayla kovalardı'
Kaftancıoğlu, "Böylesi bir dönem ve gündemde, bu açıklamayı yaptırmak zorunda bırakanları; “Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı”(böyle referanslarda onların hakkı:)) ) diyerek vatandaşın aklına, vicdanına ve hafızasına teslim etmiş olayım..." notuyla paylaşım yapan Kaftancıoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Ülkemizde bugün yoksulluk, adaletsizlik, işsizlik gibi derinleşen sorunlar var. Demokrasiyi askıya, anayasayı rafa kaldıran tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği derin bir krizle mücadele ediyoruz. Gece gündüz çalışarak sahici gündemimiz olan halkımızın sorunlarına ve örgütümüze odaklanarak, İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar parolasıyla mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü bizim Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi olmazsa olmaz sorumluluklarımız ve hedeflerimiz var.
Ülkemiz ve halkımız adına böyle zor zamanlarda gündem dışı bir meseleyle ilgili konuşmak zorunda kalmaktan rahatsız olsam da yazarına değil ancak hakikate saygı gereği bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Partimizin 97. kuruluş yıl dönümüne denk gelen 9 Eylül akşamı ülkemizin kıymetli demokrasi buluşmalarından olan Taksim Toplantılarına konuşmacı olarak katıldım. “Türk siyasetinde örgütün yeri ve seçim güvenliği” başlığı altında, sahici gündemimize dair verimli bir toplantı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Kapalı olduğu ifade edilen soru cevap bölümünde ise kıymetli isimlerle pek çok konuya dair fikir alışverişinde bulunduk.
Toplantının bir bölümünde şahsıma yöneltilen bir soru üzerinden Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın kaleme aldığı metin, hem partime, örgütümüze hem de toplantıya görüş, öneri ve sorularıyla katılan çok değerli isimlere büyük bir haksızlık içermektedir.
"Çekilmek istenen noktaya getirilmiş bir yazı..."
Toplantıda Uluç Gürkan moderasyonu gerçekleştiren Av. Osman Bey aracılığıyla konuşmam boyunca iki kez Gazi Mustafa Kemal ifadesini kullandığımı ve bunun özel bir nedeni olup olmadığını merak ettiğini sormuştur. Yanıtımda ise özet olarak kişilerin kavramların kategorize edilerek ayrışmanın bir unsuru yapılmasını doğru bulmadığımı ve alışkanlığım gereği bu şekilde kullanıyor olduğumu ve kendimi yakın hissettiğimi ifade ettim. Toplantıyla ilgili bugün Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın hazırladığı bir metinde ise şahsıma yönelik bir itibarsızlaştırma operasyonu yapıldığını gördüm. Evet söylediklerim yazılmış ancak devamında yapılan yorumlarla farklı bir noktaya daha doğrusu çekilmek istenen noktaya getirilmiş bir yazı vardı.
Aynen cümlesinin yarısını manşete taşıyarak ve ses kayıtlarında da asıl önemli olanın cümlenin devamı olduğunu gören ancak göstermek istemeyenler tarafından Fazıl Say röportajında yapıldığı gibi...
"Serpil Yılmaz daha dikkatli dinleseydi..."
Söylediklerimi ve söylemediklerimi çarpıtmanın da tek başına yeterli olmayacağı düşünülerek bir “bilirkişi” olarak görüşüne başvurulan kişinin bana dair verdiği “CHP’ye üye bile olmaması gerekir” hükmü “habere” eklenmiş. Bu “haber” aslında “gazetecilik nasıl yapılmamalı” konusunda dersler barındırıyor. Keşke Serpil Yılmaz, toplantıyı daha dikkatli dinleyerek kurtuluş mücadelesini ve devamında Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma devriminin nasıl başarıldığını toplantıda da aynı günkü konuşmasını birkaç kez referans gösterdiğim Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu zahmet edip dinleyebilseydi eğer şahsımın ve partimin Atatürk’e ve Cumhuriyet'e olan bakışını daha iyi idrak edebilirdi.
Söz konusu yazının yayımlanmasıyla birlikte bugün sosyal medya üzerinden hakaret, küfür ve tehditlerle şahsıma saldıranlar, bu haberin yazılmasındaki asıl dert ve niyetin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz, devam eden ve planladığımız onlarca siyasal çalışmaya tek bir satır dahi ayırmadan şahsımı hedef haline getirmek için kaleme alınan bu yazıyla ilgili kanaati vatandaşımıza, örgütümüze bırakıyorum. Söz konusu yazıyı, toplantıda görüş, öneri ve sorularıyla ülkemizin geleceği için ortaya katkı sunan çok değerli katılımcıların takdirine bırakıyorum.
"Dinamik Mustafa Kemal Atatürk’ü sahiplenmeye devam edeceğim"
Şahsımı, Kenan Evren’in sözde Atatürkçülüğü’nden ayrıştırma çabamı bazıları anlamamazlıktan gelebilir ama başta CHP’liler olmak üzere halkımız beni de partimi de gayet iyi anlamaktadır. Atatürk’ü statik, donmuş yorumlara hapseden cuntacılara ve bugünün idealar dünyasındaki şaşkınlara karşı; hep ileriye bakan, aklı, bilimi ve devrimciliği öne çıkaran dinamik Mustafa Kemal Atatürk’ü sahiplenmeye devam edeceğim.
Varsın hiçbir üretimi olmayan, 83 milyonun ortak değerlerini yüzyıllarca sömüreceği mirası sanan ve aslında Atatürk’ü anlamayı değil daima “kullanmayı” tercih eden birileri bundan rahatsızlık duysun.
Hakikate saygım gereği toplantının ses kayıtlarının toplantıyı düzenleyenlerde olduğunu hatırlatmayı görev sayarım. Hatırlamak isterim ki bugün fikri hür, irfanı hür kuşaklar, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak maratonda koşmaktan başka bir onura, makama ihtiyaç duymazlar."