Çanakkale'de uykusuz her gece
Çanakkale bugünlerde olağanüstü günler yaşıyor...
Çünkü ülke tarihinde ilk kez bir "Roman Festivali"
yapılıyor.
Oraganizasyonu Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Bilim Sanat ve
Kültür Derneği ile Romanların topluca oturdukları Fevzipaşa
Mahallesi'nin muhtarlığı ortaklaşa yapıyor.
Romanlar bu festivalde "garnitür olarak" değil
etkinliğin tam göbeğinde yer alıyorlar. Roman dans ve müzik
grupları yarışıyorlar, festival meydanının güvenliği ve düzenini
Romanlar sağlıyorlar, sahne sunumunu bile Romanlara bırakılmış
durumda...
En iyisi sizlere festivalin ilk günü olan 4 Mayıs akşamından bir
kaç fotoğraf aktarayım...
***
İskele Meydanı kıpır kıpır... Sazlarınıda nota kontrolü yapan müzik
grupları, alıştırma göbeği atan danscı kızlar, at arabalarını
sıraya sokmaya çalışan Roman delikanlılar, arabalararın üstünde
görünür bir yer kapmak için itişen çocuklar, uslu durmları için
onları pataklayan kadınlar ve bu devinim içinde herkesi sükunete
davet eden organizasyon görevlileri...
Arabalı vapurdan inenler şaşkınlık içinde neşeli kaosun göbeğine
düşüyorlar:
-Ne oluyor burada?
Soru sahibi kadın yanıtını beklemeden meydanın ritmine kendisini
kaptırıp ufaktan oynamaya başlıyor... Bu arada aydınlatıcı bilgi de
geliyor:
-Çanakkale 1. Roman Festivali başlıyor da... Bunlar geçit
töreni yapacaklar.
-Niçin yürümüyorlar?
-Vali gelecek onu bekliyorlar!
Birazdan Çanakkale'nin "Bir Numarası" Vali Süleyman
Kamçı, Festival Komitesi üyeleri Çanakkale Belediyesi
Başkan Vekili İsmet Güneşhan, ÇABİSAK Başkanı
Saim Yavuz ve Romanların temsilcisi halk dansları
hocası Emrullah Katırcıoğlu ile birlikte Roman
kortejini denetliyor.
Romanlar da Vali Kamçı'yı saygıyla bağırlarına basıyor:
-Abe bizim valimiz aslandır!
Vali Süleyman Kamçı "tarih yazan" bir yönetici olarak Türkiye'nin
ilk Roman Festivali'nin en önünde çiçek arabasının yanında yürüyor.
AB'nin ilerleme raporlarında sürekli olarak "ayrımcılık yapıldığı"
iddialarıyla yer alan Romanlara karşı Vali'nin (devletin) bu
"yakınlığı" mutlaka insan hakları kayıtlarına geçecektir.
En önde kocaman Türk Bayrağı, arkasında kırmzılı pembeli
giysiyeleriyle cıvıl cıvıl Fevzipaşa Roman Halk Dansları ekibi,
arkalarında at arabaları, onlaran arasına düzensiz biçimde karışmış
Çanakkaleliler Demircioğlu Caddesi'nde ilerliyorlar.
Kortej o kadar hızlı yürüyor ki, sanki arkalarına belediye zabıtası
düşmüş işportacı telaşı yürüyüş koluna sarmalıyor. Bu durum kendi
içlrinde de farkediliyor:
-Yavaş ulan peşimizden koşturan yok be!..
Yaklışık 200 metre sonra İnönü Caddesi'ne dönülüyor. Burada tempo
biraz daha insani hale geliyor. 16 yaşındaki bayraktar Feyyaz
Katırcıoğlu fotomuhbirleri tarafından uyarılıyor:
-Sen biraz geride kal da dans ekibiyle birlikte görüntüleyelim.
-Olmaz abi, ben Türk Bayrağıyım en önde yürümem
lazım!
***
Roman mahallesinde son derece hesaplı bir akşam yemeği, yarım ekmek
içi köfte, bol soğan, domatez, biber, ayran eşittir 2 YTL. Köfteler
miğdelerle buluşurken misafir sanatçılar da sahneye davet
ediliyor:
-Tekirdağ Saray Roman Dans Grubuuuu....
Arkasından mahallenin öz evlatları sahneye çıkıyor:
-Fevzipaşa Roman Çocuk Dans, Ritm ve Show Grubu,
geliyoooooor...
-Alkışlayın be bizim kızanları!
Bu talimatlı anons çok etkili oluyor, meydan yıkılıyor.
Gecenin finalini yine bu mahallenden yetişen genç bir sanatçı
alıyor: Sinan Zorbey!
Sinan artık kaseti falan çıkmış "ünlüler" kervanına ön kayıt
yaptırmış bir Roman delikanlısı... Yani kendince kefeni aralamış,
yırtacak! Belki de bu yüzden Roman parçaları yerine "arabeske
terfi" makamından girizgah yapıyor. İkinci, üçüncü parçaları da
yine aynı telden... Hayatının bir bölmünü Romanlara adamış asabi
bir gazeteci tepkisini dile getiriyor:
-Ünlü olacak ya, Roman kimliğinden kurtulması gerektiğini düşünüyor
kerata!!!
-Yok be abicim, Sinan öyle çocuk değildir, birazdan Roman
havalarına geçecek bak görürsün...
Sinan birazdan aslına dönüyor, mahalleli de kendilerine geliyor. O
dakikaya kadar Sinan Zorbey'i "siyasi nutuk atan politikacı" gibi
anlamsız yüz ifadesiyle dinleyen Romanlar kendi müzikleri kolonlara
yansıyınca göbekleri koyveriyorlar. Bir anda "meydan of the
dance" vaziyeti hasıl oluyor. Yüzlerce kişi aynı ritimle
kıvrak figürlere imza atıyorlar. Sanki bir kaç yüzyıldır bu dansı
çalışıyorlar. Belki ki öyle, kimbilir?
Çanakkale 1. Roman Festivali pazar akşamı yapılacak ödül töreniyle
sone erecek.